Herkesin birbirinin günahını dahi bildiği, sadece yolu düşenlerin geldiği bir kasabada geçer hikaye. Adına değişik hikayeler söylenmiş Köreken kasabasında.
Muhlis bu kasabada doğmuş büyümüş, yalnızlığı kendine kader bilmiş, her şeyi bırakıp gitmek istemesine rağmen bir türlü o cesareti gösterememiş küçük dünyasında yaşayan bir adam, taa ki aşka düşene, Nurgül "Gidelim buralardan Muhlis" diyene kadar.
"ben takatimi pencere önünde yetiştireceğimiz çiçeklere, kapıda beni karşılarken elimden alacağın poşetlere, kışlık kavanozların sıkışmış kapaklarına ayırmıştım. Bugün böyle bitmeseydi seni kimselerin sevmediği kadar sevecektim Nurgül" diyemeyen Muhlis, hep gitmekle kalmak arasında bocalayıp durdu hikaye boyunca.
75 sayfalık az hacmine karşın anlattıklarıyla çok çok dolu bir kısa roman Ali İpek'in Gidelim Buralardan Muhlis'i. Hayal kırıklıkları, ayrılık, belki aldatılma acısı, terk etme, gitme, yalnızlık, yersizlik ve yurtsuzluk hissi, hastalık, ölüm, ama her şeye rağmen aşk gibi yaşamın parçası olan insana dair pek çok şey var bu güzel kitapta.
Bizim yolumuz nasıl kesişti bilmiyorum ama okuduktan sonra iyi ki okumuşum dediklerimden oldu Gidelim Buralardan Muhlis. Yazarın dilini ve anlatımını da hem çok başarılı buldum hem de çok sevdim. Bundan sonra çıkan son kitap Kimsenin Ölmediği Bir Cinayet Öyküsü'nü okumak da farz oldu tabii.
Ben çok sevdim. Okuyun bence, sizler de seversiniz....