Uyandırılmış Toprak/Mihail Şolohov
Durgun Don'dan sonra Ekim Devrimi ve iç savaş yılları geride kaldı.Bu sefer sanatsal duyarlılığıyla Sovyet Birliği'ndeki tarımsal koletifleşme sürecini anlatıyor.
Bolşeviklerin iktidara gelişi, kırsaldaki sınıfsal yapıları yerinden oynatmışsa da tam anlamıyla çözemiyor.
Büyük toprak sahipleri(kulaklar), sosyalizmin ve kolhozların kuruluşuna mülkiyet hırsıyla direnirken,orta halli köylünün bir kısmı Kulakları takip etme içinde.
Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin hesabı, yoksul köylülerin ve Bolşeviklerin önünde iki seçenek var:"Kulakları yavaş yavaş sindirmek ya da köklerini koparmak".
Şolohov'un eserlerinin kökeninde Rus sanat dünyasını simgeleyen ve Tolstoy ve Dostoyevski gibi yazarların yapıtlarıyla ölmezleşen 19. yüzyıl Rus edebiyatının gerçekçi geleneği yatıyor .Gene de iki dönemin baş yapıtları arasında belirgin farklar var. Şolohov’un ‘Don’ öykülerinden buram buram yükselen insan sıcağı, mizah, iyimserlik ve güvenç de bu farklılığa parmak basan öğeler.Büyük çapı ve geniş soluğuna karşın okurla kurduğu yakın ilişkiyi hiç yitirmeyen bir başyapıt ben çok beğendim mutlaka okunması gereken kitaplardan.
Yazar konuyu ustalıkla ele almış,Stalin'in programını savunurken,bu siyasetin eksik, olumsuz etkilerini de çekinmeden dile getiriyor.Ki Şolohov bu arada bir tutuklanmayla karşı karşıya kalıyor Stalin'in müdahalesiyle ceza almaktan kurtuluyor.
Evet Kazaklar yine boy eğmeyen yine inatçı bildiğimiz Kazaklar, kadınlar deseniz yine meydanlarda.