Nuri Pakdil'in "Okumadığın gün karanlıktasın." sözü beni her zaman okumaya motive etmiştir. Beni bu kadar motive eden bir sözün yazarını okumamak içimde derin bir sızıydı. Bundan dolayıdır ki yeni yıla Nuri Pakdil ile girmeye karar verdim.
Aldığım kitaplar içinde dikkatimi çeken "Derviş Hüneri" oldu. Derviş, tasavvuf yolunda olan kimse anlamına gelirken hüner ustalık, beceri demekti. O zaman sorulmalı, dervişlik ustalık gerektiren bir şey midir?
Sorumu sordum ve açtım kitabı, beni bir ayet karşıladı: " İnsan, başıboş bırakılacağını mı zanneder?" Daha ilk sayfadan başladık düşünüşlere, sorgulamalara hadi bakalım...
Kitap günlük tarzında, yazarın kendi iç muhasebesinden, arayışından, düşünüşlerinden ve sorgulamalarından oluşuyor. Aynı zamanda İstanbul'la bir vedalaşma söz konusu.
Kitapta dikkatimi çeken ve beni oldukça düşündüren bir soruya denk geldim: "Kendi kendime yaslanabilecek miydim?" Üzerine felsefe yapılacak bir soru değil mi?
Kendini ara,
Kendini bul,
Kendini bil,
Ve şimdi ise kendine yaslan.
Peki ben hangi basamaktaydım, oturdum düşündüm bunu. Dedim ya kitap düşündüren, sorgulayan bir kitap. Bir derviş edasıyla okuyup düşünce hünerinizi göstermeniz gerekecek.
İyi okumalar..