Nurşah

Freud, ruhsal bozukluğu olan kişilerin yaşamında cinsel istisma­ra uğrama gibi şok edici bir olayın gerçek olmayabileceğini ileri sürmüştür. Bu kimselerin, aile içinde cinsel istismara uğradıkla­rına ilişkin anılarının çoğunun, aslında çocukluk çağına özgü arzularının karşı cinsiyetteki ebeveyne yansıtılmasından ibaret olduğunu savunmuştur. Bu görüş, Freud'un "Oedipus Kura­mı"nın temelini oluşturur ve çocuk cinsel istismarında fantezinin yerini ön plana çıkararak, gerçek çocuk cinsel istismarı olgusu­nun önemini azaltır. Denilebilir ki Freud'un bu yaklaşımının etkisiyle, uzun yıllar çocuk cinsel istismarı iddialarına güven duyulmamış ve bu konudaki yakınmalar ciddiye alınmamıştır.
Reklam
Freud' a göre, çocuk cinsel istismarının özünde güç denge­sizliği bulunmaktadır. Bu dengesizlik, otoriteye sahip ve ceza­landırma konumunda olan yetişkine, arzularını çaresiz bir ço­cukta tatmin etme olanağı verir. Böylece çocuk, keyfi kullanılan bu gücün elinde istismara müsait bir nesne gibi muamele görür.
Antikçağ' da Yunan savaşçılarının henüz er­genliğe erişmemiş erkek çocukları ya himaye etmek için ya da sevgili olarak tutmak maksadıyla yanlarına aldıkları anlatılmak­tadır. O zamanların eski Yunanistan'ında, eşcinsel ilişkide bulu­nan erkeklerin aşağılanmaması nedeniyle, sevgili olarak tutulan genç erkeklerin daima edilgen rolde kullanıldıkları fakat yüksek sosyal statüden çocukların bu gibi muamelelere maruz kalmak­tan kurtulma şanslarının olduğu bildirilmektedir. İlgili litera­türde, eski Roma' da erkek çocukların ait oldukları yüksek sosyal statüyü simgelemek üzere boyunlarında bir altın top taşıdıkları ve böylece onların istismar edilemeyeceğini anlayan istismarcı­ların kendilerine yaklaşamadıkları açıklanmaktadır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Eski Arap tıp kitaplarında, bir kimsenin hastalığını iyileştiren en iyi şeyin, bir bakirenin kızlığını bozmak olduğu ve dep­resyon ile cinsel iktidarsızlık için de aynı çarenin önerildiği bil­dirilmektedir. Erkeğin depresyonu için önerilen tedaviler ara­sında, kadını bayıltıncaya kadar durmaksızın dövmek de yer almaktadır. Bunun, depresyonu tümüyle tedavi ettiğine inanıl­maktaydı. Başka hastalıkların tedavisinde ise, erkek çocukların erbezlerinden (testis) yapılmış ilaçların kullanıldığı ve bu amaç­la çocukları iğdiş ederek geçimini sağlayan kişilerin bulunduğu kaydedilmektedir.
Folklor tarihinde, hekimlerin zührevi hastalığı olan kimse­lere, hastalığın tedavisi ve mikrobu emmesi için çoğu kez bir çocuk ile cinsel ilişkide bulunmayı önerdiklerine dair kayıtlar bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler raporlarında, bu inanışın özellikle Güney Afrika'da bugün bile yaygın olduğu ve HIV ya da AIDS hastasının bakire ile cinsel ilişkide bulunduğu takdirde iyileşebileceğine inanıldığı kaydedilmektedir. Bu durum, kuş­kusuz Güney Afrika' daki çocuk cinsel istismar oranlarının ne­den yüksek olduğunu da açıklamaktadır. Gerçekten de, Güney Afrika'da 2000 yılında 67.000 çocuğa cinsel tecavüzde bulunul­duğu saptanmıştır. Ancak araştırmacılar, gerçek sayının bunun 10 misli olduğu görüşündedirler.
Reklam
Araştırmalardan, Batı toplumla­rında cinsel istismara daha sık rastlandığını, orta sınıftan erkek çocukların kızlara göre aile içinde istismara, fakir sınıftan erkek çocukların ise aile dışı istismara daha çok uğradıklarını öğreni­yoruz.
Toplumlarda genellikle ergenlerin kendi aralarındaki veya çocuklara yönelik cinsel istismar davranışlarına, fazla bir tepki­ de bulunmama ya da bunları önemsememe gibi bir eğilim göz­lenir. Bu eğilim yetişkinlerin erkek ergenlerin cinsel istismar davranışlarını: "masum cinsel oyun", "normal cinsel deneyimde bulunma", "olgunlaşan erkeklerin normal saldırganlığı" veya "ergenlerin gençlik davranışları" biçiminde değerlendirmele­rinde ortaya çıkar. Ancak, 13 yaşında veya daha küçük yaşta olup da, kendilerinden daha küçük çocuklara cinsel amaçla yö­nelen bu gibi gençlerin davranışlarının hoş görülüp geçiştirilme­si büyük hatadır. Gerçekten de son yıllarda, cinsel istismar literatüründe, er­genler tarafından işlenen cinsel suçların ciddi olarak ele alınması gerektiğini savunan çalışmalara rastlanmaktadır. Özellikle hü­küm giymiş ergen seks suçluları üzerinde yapılan araştırmalar, konunun önemini göstermektedir.
(...)istismara izin vermek veya göz yummak ya da istismarı teşvik etmek, eyleme katıl­makla aynı anlama gelir. Çocukları bu gibi tehlikelerden ve zararlardan korumayan ebeveynler, akrabalar, yakınlar ve tüm toplum bireyleri istismar suçu işlemiş sayılmalıdır.
Nurşah
Bir kitabı okumaya başladı
Cinsel İstismar
Cinsel İstismarSedat Topçu
8.2/10 · 31 okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar
8.3/10 · 41,4bin okunma
Reklam
Bazen düşünürüm, ne kadar garip mahluklarız? Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?
Benim çocukluğumun belli başlı imtiyazı hürriyetti. Bu kelimeyi bugün sadece siyasi manasında kullanıyoruz. Ne yazık! Onu politikaya mahsus bir şey addedenler korkarım ki, hiçbir zaman manasını anlamayacaklardır. Politikadaki hürriyet, bir yığın hürriyetsizliğin anahtarı veya ardına kadar açık duran kapısıdır. Meğer ki dünyanın en kıt nimeti olsun; ve bir tek insan onunla şöyle iyice karnını doyurmak istedi mi etrafındakiler mut­lak surette aç kalsınlar. Ben bu kadar kendi zıddı ile beraber gelen ve zıtlarının altında kaybolan nesne görmedim. Kısa ömrümde yedi sekiz defa memleketimize geldiğini işittim. Evet, bir kere bile kimse bana gittiğini söylemediği halde, yedi sekiz defa geldi; ve o geldi diye biz sevincimizden, davul zurna, sokaklara fırladık.
İnsan yaradılışı tam bir eşitliğe razı olamaz. Ufak tefek imtiyazların teşvikine de muhtaçtır. Diyebilirim ki, bizzat iyilik dahi, ancak ceza görmesi ve ayıplanma­sı icap eden bir kötülüğün bulunmasıyla kabildir. İleride sık sık adı geçecek olan rahmetli hocam Muvakkit Nuri Efendi tasavvuftan bahsederken "her şeyin zıddıyla maruf ve mümkün olduğunu" söylerdi.
Eski şapkalarımız, ayakkabılarımız, elbiselerimiz gün geçtikçe bizden bir parça olmazlar mı? Onları sık sık değiştirmek isteyişimiz de bu yüzden değil midir? Yeni bir elbise giyen adam az çok benliğinin dışına çıkmışa benzer: Kendinden uzaklaşmak, ona bir değişikliğin arasından bakmak ihtiyacı, yahut "Ben artık bir başkasıyım!" diyebilmek saadeti.
Nurşah
2024 okuma hedefini ekledi.
2024 OKUMA HEDEFİ
1/25 kitap - %4 tamamlandı
1 kitap okudu
25 kitap
400 sayfa
0 inceleme
39 alıntı
11 günde 1 kitap okumalı.
1.909 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.