İbn Teymiyye rahimehullah şöyle demiştir:
ليس لأحد أن يكفر أحداً من المسلمين، وإن أخطأ وغلط، حتى تقام عليه الحجة، وتبين له المحجة والتكفير له شروط وموانع قد تنتفي في حق المعين، وإن تكفير المطلق لا يستلزم تكفير المعين إلا إذا وجدت الشروط، وانتفت الموانع
Hata ve yanlış yapsa bile, onun üzerine ikametul hucce yapılmadıkça, hiç kimsenin bir müslümanı tekfir etmeye hakkı yoktur. Şartlar oluşmadıkça, ve engeller kalkmadıkça mutlak tekfir muayyen tekfiri gerektirmez.
Mecmû el Fetêva 12/487
Şöyle ki ben de iletiyi atmadan önce araştırmaya çalıştım fakat elimde bununla ilgili bir kitap olmadığı için elimde bulunan imkanlarla yani İnternet ile araştırdım ve baktığımda da ebu batın ikametul hucce'nin açıklaması olarak "erkek muayyen tekfiri ve yöneticilerinin cevazı, inkar edenin tekfirin getirdiği hüccet yerine geçmesine bağlıdır…” diyor. Yani hem kişinin küfür sayılabilecek hareketi hem yöneticilerin cevazı hem de kişinin inkar ettiği meselenin tekfir sayılabilecek bir duruma bağlı olarak delil getirmesidir. Diye anlıyorum
Mü'min umut doludur.
Dünya için de ahiret için de....
Yaşarken hayata tutunur, ölünce de imânına.
Mü'min olmak, umut yüklü olmaktır. Kahir çekse de ezilip itilse de umudu tükenmez onun. Çünkü o, umudu yaratanın kuludur.
Ve söyle bakalım… her çilenin ardından safa, her yorgunluğun arkasından rahat, her zorluktan sonra kolaylık ve her mahrumiyetin arkasından hoşnutluk bulmayacak mısın?
İskilipli Mehmed Âtıf Hoca Efendi'yi şehadet yıl dönümünde rahmetle anıyorum.
Ne demişti idama giderken :
' Zalimlerle kıyamet günü hesaplaşacağız. '
4 Şubat 1926 .
İskilipli Mehmed Âtıf hoca ile beraber diğer bir şehidimiz Kafkas Kartal'ı şeyh Şamil (4 şubat 1871) 'de bugünün şehitlerindendir. Allah şehitlerimize rahmet eylesin.