Nanişş

Nanişş
@nursiciii
anestezi teknikeri
15 Aralık
20 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
cress eteğinin şifon kumaşını çekiştirdi. "sence bizi bir araya getiren kader miydi?" thorne bir an düşündükten sonra kafasını salladı. "hayır bence cinder'dı. neden?" "benim bir itirafım var." elini bacaklarına bastırdı. "ben... seni tanımadan önce de beğeniyordum. fotoğraflarını görmüştüm ve... sana aşık olduğumu sanıyordum. bir gün kaderin bizi buluşturacağını ve romanlardaki gibi bir aşk yaşayacağımızı hayal edip duruyordum." thorne'un tek kaşı kalktı. "vay canına! çok iddialı." cress huzursuzca kıpırdandı. "biliyorum. bence haklısın. belki de kader diye bir şey yoktur. belki kader dedikleri, bize sunulan imkanlar ve onlarla ne yaptığımızdır. artık büyük, destansı aşkların da kendiliklerinden olmadıklarını düşünüyorum. onları kendimiz yaratmalıyız."
Sayfa 508 - artemisKitabı okudu
Reklam
"bir dakika," dedi Thorne hızla doğrularak. "benimle açık konuş. şu anda bir bunalım mı geçiriyorsun? çünkü eğer öyleyse beni kesmeni istemiyorum anlaşıldı mı?"
Sayfa 425 - artemisKitabı okudu
bir süredir tuttuğu nefesini verip gözlerini açtı. bunalımdaki bir kurt melezini, gözleri görmeyen bir adamı ve yaşlı bir doktoru bunca askerin ortasından nasıl çekip alacaktı?
Sayfa 357 - artemisKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
kalp kırıklığı. trajedi. aşk teninde dolaşan ürpertiler sıcak suyla keskin bir zıtlık yaratıyordu. cress elini göğsüne bastırdı. ızdırap. yalnızlık. aşk. bütün kapılar aşka çıkıyordu. özgürlükten ya da kabullenişten daha güçlüydü aşk. ikinci çağ şarkılarını özündeki gerçek aşk öyleydi en azından. insanın tüm benliğini dolduran, ruhunu ele geçiren türden aşklardı onlar. fedakarlığa teşvik eden, dramatikçe davranmaya iten türden aşklardı. tüm dünyayı kuşatan, karşı konulmaz aşklar.
Sayfa 70 - artemisKitabı okudu
bize zayıf cins diyorlar. her pazar kilisede içimize işleniyor bu, şansı varken sihrini defetmediği için her şeyin Havva'nın suçu olduğunu söylüyorlar ama yine de neden kızların da söz hakkı olmadığını anlayamıyorum. gizli anlaşmalar, karanlıkta fısıldaşmalar var tabii ki ama niye her şeye oğlanlar karar vermeli? görebildiğim kadarıyla hepimizin kalbi var. hepimizin beyni var. görebildiğim sadece birkaç fark var ve erkeklerin çoğu da o farklı parçayla düşünüyorlarmış gibi görünüyor.
Sayfa 21 - yabancı yayınlarıKitabı yarım bıraktı
Reklam
Noel Domuçu ile Jack'in Müthiş Maceraları Alıntısı
Jack'in gözleri Mutluluk'tan yayılan inanılmaz parlaklığa alışmaya başlamıştı, üstelik ona yandan bakınca göz kamaştıran ışığın tam ortasında gülümseyen bir kadın silueti olduğunu fark etti. "sen nasıl kayboldun?" diye sordu utanarak. "ihmalkarlık yüzünden" diye iç çekti Mutluluk. "sahibim bir aktristir. aslında çok hoş ve yetenekli biri ama önemsediği insanlara karşı yeterince nazik davranmadı, üstelik işini sevmesine rağmen pek çalışkan sayılmazdı. yetenekleri başta ona arkadaşlar ve başarı getirdi ama sonra tembellik ve bencillikten ötürü bunlar elinden uçup gitti ve şimdi maalesef beni de kaybetti. " " seni tekrar nasıl bulacak?" diye sordu Noel Domuçu. " kolay olmayacak." dedi Mutluluk, "çünkü beni hep yanlış yerlerde arıyorlar; hata ettiğini itiraf etmeye hiç alışık olmadığından muhtemelen epey uzun bir süre Özlenenler Şehri'nde kalacağım ben... belki sonsuza dek... "
Sayfa 214 - yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
"gerçeği anladıklarında beni öldüreceklerinin farkındayım ama..." wolf uygun kelimeleri bulmak için çabaladı, keskin bir nefes verdi. "sana ihanet ederek yaşamaktansa, onlara ihanet ederek ölmeyi tercih ettiğimi fark ettim."
Sayfa 475 - artemisKitabı okudu
"wolf." scarlet kurumuş dilini ıslatmaya çalıştı ve ağzına kan tadı geldi. "Ne yaptılar sana?" "onlar değil, sen," dedi wolf, öfkeyle tükürürcesine. "sen bana ne yaptın?"
Sayfa 419 - artemisKitabı okudu
thorne güldü, başparmaklarını pantolunun kemer halkalarına geçirdi. "aşk söz konusu olduğunda içgüdülerim beni asla yanıltmaz ve o senden nefret falan etmiyor. hem ayrıca bir sayborgu baloya davet etmek? işte bu yürek ister. prensip gereği, asiller ve devlet çalışanlarından hiç hoşlanmam ama bu konuda kai'ye şapka çıkarmak zorundayım."
Sayfa 271 - artemisKitabı okudu
"kaçağın profil bilgilerinin masasındaki ekrana aktarıldığını gören Kai, tekrar masasına yaklaştı. kaşları iyice çatıldı. adam belki tehlikeli biri gibi görünmüyordu,ama genç ve kesinlikle hoş bir adamdı. hapishanede çekilmiş fotoğrafında, kameraya göz kırparken çıkmıştı. kai daha ilk saniyede bu adamdan nefret etti."
Sayfa 71 - artemisKitabı okudu
Reklam
"... ama bir mekanik olarak, yıllar içinde öğrendiği tek bir şey varsa, o da bazı lekelerin asla çıkmadığıydı. "
Sayfa 324 - artemisKitabı okudu
"bazen bildiğimiz şeyleri başka birisinin dudaklarından duymanız gerekiyordu, kendinizi ikna edemediğiniz durumlarda bu oldukça faydalıydı."
Sayfa 376 - ephesusKitabı okudu
"juliet gerçekten romeo'yu sevmiş miydi, Elizabeth bennet darcy'yi? peki ya sindirella gerçekten yüzünü hatırlamayıp onu bir ayakkabıyla zor bulan o herifle aşık olduğu için mi evlenmişti yoksa bütün bunlar, o karakterlerin kalemini tutan kendini beğenmiş ya da kendi mutlu sonu olmayan platonik bir aşığın çırpınışı mıydı?"
Sayfa 231 - ephesusKitabı okudu
birini sevmekle birinin acılarını sevmek çok farklıydı. acılarını sevemediğiniz sürece, onları anlamadığınız sürece, onlara katlanamadığınız sürece, sevgi hiçbir şeye yetmiyordu.
Sayfa 208 - ephesusKitabı okudu
içten bir gülümseme. doğru olmayan türden bir gülümseme...
Sayfa 48 - ephesusKitabı okudu
bunca zamandan beri bu kadar acıyı nasıl içinde taşımıştı? bütün bunlardan sonra bir insan nasıl hayatta kalabilirdi?
Sayfa 481 - pegasusKitabı okudu
Reklam
"nasıl güldüğümüzü duydun mu? biz üçümüz, birlikte daha önce bunu hiç yapmadık. senin için güldük, baba..."
Sayfa 266Kitabı okudu
Biraz zaman kazanınca, serbest zamanını arttırmak için daha fazla uğraşıyor insan. Canlanıyor. Hayattaki mecburiyetlerden kurtulma duygusu yaşadıkça, dolu dolu yaşama isteği artıyor.
"İmkansızın gerçekleşebileceği bir yer varsa, o da Tuhaf Deniz Kasabası'dır."
Sayfa 222 - genç timaşKitabı okudu
"Hatıralara meydan oku. Nasıl da eski, nasıl da donuk, nasıl da bulanık. Yepyeni bir gözle yeniden bak."
Sayfa 170 - genç timaşKitabı okudu
Bu halde eve gitmek istemiyorum. Bu halde eve gidersem olmaz çünkü. Bu halde eve gidersem, duvarları uzun süre güneşe bakmışım gibi senin yüzün dolu çünkü. Sana kırgın değilim, kırığım sana; mermere fırlatılmış bir porselen gibi paramparça. Toplayıp kırık yanlarımı bir sokak kedisinin peşine düşüyorum. Şarkının da dediği gibi: "Aşk yüzünden."
"Çünkü haklıydım. İkimiz için ev, bir mekan değildi. Bir kişiydi... ...ve sonunda eve gelmiştik."
Sayfa 319 - Yabacı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İçimdeki karmaşa tekrar gün yüzüne çıktı. "Bana aşık mı bilemiyorum. Bana hiç aşık olmuş muydu onu da. Her şey karışık." "Arkadaşlıktan öte bir şey istediği açık" Mer titreyen kupamı elimden aldı. "Onu hiç öyle görmedin mi? Sana her baktığında acı çekiyor. Hayatımda hiç bu kadar sefil birini daha görmedim."
Sayfa 295 - Yabacı YayınlarıKitabı okudu
"Paris'i özlüyordum ama ev değildi. Daha ziyade... bunu özlüyordum. Telefonun öbür ucundan gelen sıcaklığı. Evin bir yer değil de insan olması mümkün müydü?"
Sayfa 217 - Yabacı YayınlarıKitabı okudu
"...Peki ne dileyecektim o zaman? İstediğimden emin olmadığım bir şey mi? Gerçekten ihtiyacım olup olmadığını bilmediğim birini mi? Yoksa sahip olamayacağımı bildiğim birini mi? Boş ver. Bırak kader karar versin. Benim için en iyisi hangisi olacaksa o olsun."
Sayfa 78 - Yabacı YayınlarıKitabı okudu
"...Etrafa genel olarak kayıtsız kalmak, aşkın özünü oluşturmaz mı?"
Sayfa 179Kitabı okudu