“Nüfus arttıkça azınlıkların sayısı artar. Köpek sevenleri, kedi sevenleri, doktorları, avukatları, tüccarları, şefleri, mormonları, baptistleri, üniteryenleri, ikinci kuşak Çinlileri, İsveçlileri, Almanları, İtalyanları, Teksaslıları, Brooklynlileri, İrlandalıları, Oregonlu ve Meksikalı insanları sinirlendirmeyeceksin. Bu kitaptaki, bu oyundaki, bu televizyon dizisindeki insanlar, herhangi bir yerdeki gerçek ressamları, haritacıları, makinistleri temsil etmemektedir. Pazarın ne kadar büyürse ihtilaflarla başa çıkma gücün o kadar azalır. Montag, bunu hatırla! Bütün o küçük azınlıkların göbeğinin temiz tutulması gerekir. Kötü düşüncelerle dolu yazarlar daktilolarınızı kilit altına alın. Bunu yaptılar. Dergiler hoş bir vanilyalı tapyoka karışımına dönüştü. Lanet olası züppe eleştirmenlerin söylediğine göre, kitaplar bulaşık suyuydu. “Kitapların artık satmamasına şaşmamalı.” dedi eleştirmenler. Ama ne istediğini bilen, mutlu mutlu dönen halk çizgi romanların sürmesine izin verdi. Bir de üç boyutlu seks dergilerinin tabi. İşte bu Montag. Devlet tarafından tepeden inme getirilmedi. Başta hüküm, bildirge, sansür yoktu. Hayır! Teknoloji, kitlesel sömürü ve azınlık baskısı bu numarayı gerçekleştirdi. Tanrı’ya şükür. Günümüzde onlar sayesinde sürekli mutlu kalabiliyorsun ve çizgi roman okumana, eski ve iyi itirafları veya ticaret günlüklerini okumana izin veriliyor.”