Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Korku insanı, aşk, tutku ya da zevkten daha çok motive eder. Korku, dünyadaki her şeyden daha güçlüdür. Seneler boyunca, aslında ihtiyaç duymadığım şeylerin -mesela aşkın, kabul görmenin- özlemini o kadar çekmiştim ki. Korkunun beraberinde getirdiği boyun eğmeden başka ihtiyaç duyduğum bir şey yoktu. Bunu öğrenmemin neden bu kadar zaman aldığını bilmiyordum."
Tam bir insan olmuştu: Tüm kişiliğinin bilincinde olan, kendisinden başka hiçbir güç tarafından kullanılamayacak veya ele geçirilemeyecek, o yüzden de hayatını hayattan yana yaşayacak, hiçbir zaman yıkım, acı, nefret ve karanlığın hizmetine girmeyecek bir insan.
Sayfa 187Kitabı okudu
Reklam
Başka birisinin etkisi altında olmak demek psikolojik olarak bir köle olarak kalmak demektir. Ve hayat kölelik için değildir. O özgürlüğün tadına bakmak içindir.
308 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
"Adalet ipi bırakılmış bir balon gibi göklerde süzülüyordu."
"Saygın bir banka memuru olan Josef K. sabah uyandığında kendisini tutuklu olarak bulur. Neden tutuklu olduğunu, suçunun ne olduğunu hayatı boyunca öğrenemez" "Davasını başta önemsemeyen K. amcasının birden çıkagelmesiyle davasını hatırlar ve amcasının deyişiyle 'ailenin itibarı için' bir şeyler yapması gerektiğini, adındaki lekeyi temizlemesi gerektiğini anlar. Amcası K.' yı eski arkadaşı olan oldukça yaşlı ve hiçbir müvekkiline faydası dokunmayan avukat Doktor Huld' a götürür. Davasını hala önemsemek istemeyen çapkın kahramanımız K. Dr un yardımcısı Leni' den hoşlanır ve ilişki yaşamaya başlar." "Bankadaki işine mi devam etmeli yoksa neden açıldığını bilmediği ne ile suçlanmakta olduğundan habersiz davasının artık peşine mi düşmeliydi?" "Bankada davası hakkında karamsar düşünceler içinde kaybolurken bir müşterisi geldi ve ona Ressam Titorelli' nin davasında yardımcı olabileceğini söyledi. Josef bu teklife şaşırdı. Şehirdeki herkes kendisine açılan davadan haberdardı." "Ressama gitti ve ondan mahkeme ve avukatlar hakkında önemli görüşler ve taktikler aldı." "İşe yaramayan avukatını görevden aldı ve davasından git gide uzaklaştı." "Bazen kendi irademiz dışında gelişen olaylara karşı tepkimiz beklenenden az olur. Bunun nedeni hazırlıksız olmaktan başka bir şey değildir." "Kafka o dönemin adalet anlayışını harika eseri olan "Dava" ile anlatmıştır. O dönemde adalet bir sis bulutu gibi ya da ipi bırakılmış bir balon gibi göklerde süzülüyor....
Dava
DavaFranz Kafka · Olimpos Yayınları · 201953,1bin okunma
Benzeri görülmemiş bir tasarruf döneminde topluınun yüzde O, 1 'lik kesimine ait ser­vetin inanılmaz derecede artması, geriye kalan yüzde 99,9'un yarasına tuz basmaktan başka bir şey değildir.
Birden düşümde koltuğa oturmuş durumda tabancayı elime aldığımı ve kalbime, başıma değil kalbime dayadığımı gördüm; oysa önceden kesinlikle tam şakağıma ateş etmeyi düşünmüştüm. Göğsüme tabancayı dayadıktan sonra bir iki saniye bekledim; mum, masa karşımdaki duvar birden hareket etmeye, dalgalanmaya başladı Hemen tetiğe dokundum. Bazen düşünüzde
Sayfa 777 - 778, 779, 780, 781, 782 Yapı Kredi Yayınları
Reklam
İbn Arabi, Şeytan'a şeytanlığı yaptıran şeyin, Allah aşkı olduğunu söyler. Yani Şeytan, Allah'ı o kadar çok seviyordur ki kendisinden daha fazla sevdiği bir şey yaratıldığını öğrendiğinde kıskançlıktan deliye dönüp isyan eder. Allah'ın, Şeytan'dan daha çok sevdiği şeyin insan olması, sanıyorum ancak Allah'ın naifliğiyle açıklanabilecek bir paradoks. Fakat Şeytan'ın da bizzat Allah'a ait olması, daha başka bir paradoks sanki.
Sayfa 172 - Doğan Kitap
seni sessizce sevmeyi seçtim. sessizlikte reddedilmek yok. seni yalnızlıkta sevmeyi seçtim. yalnızlıkta sana benden başka kimse sahip olamaz. sana uzaktan hayran olmayı seçtim. çünkü uzaktayken beni acıdan koruyorsun. sana rüzgarda sarılmayı seçtim. çünkü rüzgar benden daha nazik. seni sadece rüyalarımda tutmayı seçtim. çünkü rüyalarımda sonsuza kadar benimlesin. ama seni sessizlikte sevemem. çünkü sevildiğini bilmeyi hak ediyorsun. seni yalnızlıkta nasıl sevebilirim bilmiyorum. çünkü yalnızlığı ancak seninle tanıştıktan sonra öğrendim. sana uzaktan hayranlık duyamam. çünkü ne kadar uzaklaşırsam kalbim seni o kadar yakınıma çekiyor. sana rüzgarda nasıl sarılabilirim? sarıldığımızda nasıl hissettiğimi öğrendikten sonra. seni sadece rüyalarımda tutamam. çünkü içinde bulunmadığın gerçeklik kabus gibi hissettiriyor. bu yüzden sana seni sevdiğimi, önemsediğimi, bana sarılmanı ve yanımda kalmanı istediğimi söylemem lazım.
518 syf.
9/10 puan verdi
Anne kızın bir kitaba aşık oldu
Zekice kurgulanmış karakterlerin her biri ustalıkla oluşturulmuş hikayelerin hastasıyım arkadaşlar... Biby'i yayınladığı zamandan beri güncel olarak takip ediyorum ve yeniden okuyunca her şeyiyle bayıldığım bir kitap olduğunu bir kez daha hatırladım. Dikkat bu yorumda methiyeler düzülecektir. Babasını kelimeleriyle öldürdüğünü sanan
Bazı İnsanlar Böyle Yaşar
Bazı İnsanlar Böyle YaşarFiliz Puluç · İndigo Kitap · 2023190 okunma
Yaşanmış bir gündü, başka Günler gibi o da eski Bir gündü. Şimdi yok! Yoksa O, hiçbiri yok onların! Boş! Boş! Her şey...
Sayfa 114
Reklam
1925 senesinde sınıfta yapılan bir iğne şakası ve sürgün edilen öğrenciler
Gazetelerde geniş yer bulan ve vatandaşların büyük ilgiyle takip ettiği olay, İstanbul Erkek Lisesi’nde yaşanmıştı. Öğrenciler tarafından güya şaka yapılmış ve öğretmen Salih beyin sandalyesine iğne yerleştirilmişti. Tam oturacağı sırada iğneyi fark eden Salih bey, büyük alınganlık göstermiş, “bu muameleye layık değilim, sizlere çok teessüf ederim” diyerek, sınıftan çıkıp gitmiş ve öğretmenlikten istifa etmişti! Bu şok istifa üzerine, okul yönetimi disiplin soruşturması başlatmış, sınıfın bütün dersleri iptal edilmiş, öğrenciler tek tek sorguya alınmış, ama bu işi kimin yaptığı bulunamamıştı. Sınıftaki 43 öğrencinin tamamı sürgün edildi! Hepsi, Bursa Erkek Lisesi’ne gönderildi. Ekstra hazin tarafı, iğneyi o öğrencilerden hiçbiri koymamıştı. Aradan yıllar geçtikten sonra, hepsi mezun olduktan sonra, iğneyi aslında başka sınıftan bir öğrencinin yerleştirdiği ortaya çıktı. Suçsuz yere sürgün edilenler arasında kimler vardı? Sait Faik Abasıyanık. Gazeteci Hikmet Feridun Es. Dışişleri bakanı İhsan Sabri Çağlayangil. Turizm, ticaret, sanayi bakanı Sırrı Yırcalı vardı.
Bir savaş meydanından geçerek gelmişim o günden bu güne. Darbeler ala ala, yıkıla kalka, uyarıları duymayarak,"Dur!" İşaretini görmeyerek... Sadece içimdeki, "Devam sonuna kadar devam!"diyen sese kulak verip, orası burası darmadağınık bir halde gelmiş ve hedefimin kapısına dayanmışım. Son metrelerde çok yorgun olsam da , gittiğim yönden artık hiç emin olamasam da, o sesin peşinden gitmekten başka bir şey yapamıyorum...
Bugünün dünyasında bir gencin alanıyla ilgili bir yabancı dili bilmemesinin bilinçsizlik ya da tembellikten başka bir mazereti olamaz. O kadar kaynak ve olanak var ki, isteyen her genç eninde sonunda istediği yabancı dili rahatlıkla kullanabilecek düzeyde öğrenebilir.
Sayfa 178Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.