O da biliyor kendini.
Hepimiz biliyorduk faşistin biri olduğunu.
Sayfa 561 - Kor Yayınları - 2. Basım - Şubat 2020Kitabı okudu
yedi milyar yalnızlık!
Cehalet bitti şükür! Bilgiyle bilgisizlik arasındaki o anlamsız ayrım kalktı! Artık herkes her şeyi biliyor. Artık herkes kendini şehvetle seviyor. Kaldıysa bir huzursuzluk, o da bilmeyenlerin bilenleri küçümsemesinden başka bir şey değil! Herkes bilgi zehirlenmesinden ölecek! İki söz arasında kir-çapak, aksırık-tıksırık, toz-pas gibi sesler duyulsa da, herkesin siyasetten iklime, aşktan ölüme, hukuktan petrole, karıncalardan kutuplara… büyük düşünceleri var! Hatta şiir, müzik, resim… bilmek ne, hepsine kendi yüksek seviyelerinden sözler, sesler, renkler ekliyorlar. Öyle yüce gönüllü ki herkes, kimse dehasını esirgemiyor. Özel gazeteleri, televizyonları, sayfaları var! En az bir milyon fotoğrafını görmedikleri kimseyi önemsemiyorlar! Bazıları “bu bir pornografi” dese de, onlara göre bu içtenlik. Hatta eşitlik. Dürüstlük. Belki biraz yalnızlıktan söz edilebilir ama dünyanın kendilerinden yapıldığını hemen görüyorlar. Yedi milyar yalnızlık olur mu hiç?.. Şükür cehalet bitti! Kimse okumuyor, herkes yazıyor. Kimse öğrenmiyor, herkes biliyor. Kimse susmuyor, herkes konuşuyor. Kimse çekilmiyor, herkes ortada. Kimse kederlenmiyor, herkes şenlik. Kimse yere bakmıyor, herkes gökyüzü. Kimse sevmiyor, herkes arzu ediyor. Kimse gözyaşı değil, herkes küfür. Kimse eşik değil, herkes ufukların ötesi. Kimse gölge değil, herkes ışık. Tevazu bitti. İncelik bitti. Hatıra bitti. Gönül bitti. Şarkı bitti. Bir aynalar pazarı ki, yaşıyoruz işte… Şükrü Erbaş
Reklam
Biraz uzun ama okursanız sevinirim :)
"Bu nasıl bir iş yaa, senin cahil dediğin kadın bizi okutmak için babama yalvarıyor ve altı çocuğun hayatta başarılı olması için canını dişine takıp çalışıyor da, kendini okumuş bir aydın olarak gören sen bu kadının gözü gibi baktığı çocuklarını dövüyorsun. Bu kadının yüreğindeki muhteşem sevgiyle besleyip büyüttüğü, aman bir zarar görmesinler diye kendine ait her şeyden vazgeçtiği çiçeklerini, sen çirkin bakışlarınla eziyor, zehir gibi davranışlarınla solduruyor ve elindeki sopayla koparmaya kalkıyorsun. Sen çocuklara bağırıyor, çağırıyor ve hakaret ediyorsun ama o 'tatlım' diyerek senin açtığın yaraları iyileştiriyor. En acısı da ne biliyor musun? Sen bu kötülükleri yaparken maaş alıyorsun ama bu muhteşem kadın, çocuklarını senin kötülüklerinden korurken yoksulluk içinde kıvranıyor."
Sayfa 225 - Okulda kendisini döven öğretmenine ithafenKitabı okudu
Çocuğu Bilinçlendirmek | Okuyun Lütfen...
. ❝Hep ailelere yüklüyoruz ama çocuğun bilgilendi­rilmesi, bilinçlendirilmesi annenin bilinçlendirilmesin­ den daha önemli. Ben de anneyim ve her şeyi biliyo­rum ama iki çocuğum evde yalnız şu anda. Başına ne geleceğini bilebiliyor muyum? Hayır. Çünkü yanların­da değilim. Çocuğu güçlü kılmamız; çocuğa cinselliği, kendini nasıl koruyacağını,
Ey esir kuş! Uzak bağlarda ötüyorsun. Kıştır... Ben senden çok uzaklarda, kargaların velvelesi arasından o kuşun sesini duyduğu andan itibaren sana uçma ümidi ve aşkıyla tutuşan kuşu görüyorum. Adeta kanatları da ateşte yanmış, kararmış... Ama o esirdir, kafesi dardır, kafesinin parmaklıkları zindanın demir parmaklıkları gibidir. Yeni kafese
Sayfa 326 - Fecr YayıneviKitabı okudu
Reklam
Tarihi büyük ölçüde kişiler yapar. O bir örgütlenme dehasıydı. Kendini çok iyi kontrol etmesini biliyor, zamansız ileriye atılmıyor. Bu özellik 20 yüzyıl liderlerinin ekserisinde yoktur. Fevkalade bir zamanlama tekniğinin yanında, bilinecek şeyleri çok iyi biliyor, tecrübeleri çok iyi kullanabiliyordu. Mustafa Kemal hiçbir zaman ve zeminin olumsuzluklarına teslim olmamamıştır.
Sayfa 310 - Kronik yayınlarıKitabı okudu
O kadar doğru ki..
Kendini arayan insandır büyümüş olan ve biliyor musun, kendini bulmak korkunç bir şeydir, oldukça tehlikeli.
Sayfa 78
o kendini biliyor! ://
"Kadirşinas insanlık seni asla unutmayacak!"
Sayfa 31 - İthaki Yayınları, Mart 2018Kitabı okudu
Reklam
Biraz uzun ama şu harika metni okuyunuz lütfen..
-Gusev sanki kendi içinde derin düşüncelere dalmış gibi, dalgın dalgın konuşuyordu. - Bu konuda epey düşünmüşlüğüm vardır, Mstislav Sergeyeviç. Savaş meydanında tüfeğinle yere yapışmış yatıyorsundur, hava tıpkı şu anda olduğu gibi zifiri karanlık... ve üzerine şakır şakır yağmur yağıyor... O anda ne düşünmeye çalışırsan çalış, dönüp dolaşıp ölüme
Sayfa 201Kitabı okudu
Ve o pişmanlık duymadan terk ediyor dünyanın sislerini, bataklıklarını ve ırmaklarını, kendini çekinmeden ölümün kollarına bırakıyor, bir tek onunla huzur bulacağını biliyor çünkü.
Sayfa 483Kitabı okudu
Varsayalım kendini ruh olarak bilmiyorsun ama o seni biliyor. Onun seni çağırmasından daha doğal ne olabilir? Nereden geldiği belli olmayan mesajlar ruhtan gelen mesajlardır ama onları yakalayabilmek için uyanık olman gerekir…
Sayfa 134Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.