"Varoluşçuluğu okurlara tanımlamak mı? Çok kolay bir iştir bu! Felsefe terimleriyle söylersek, her nesnenin bir özü, bir de varlığı vardır. Öz, sürekli nitelikler topluluğu demektir. Varlık (ya da varoluş) ise dünyada etkin (aktif) olarak bulunuş demektir. Çoğu kimseler özün önce, varoluşun sonra geldiğine inanırlar. Örneğin, bezelyeler bir bezelye düşüncesine göre yerden biter, yuvarlaklaşırlar. Hıyarlar, ancak hıyarlık özüne uyarak hıyar olurlar: Bu düşünüş köklerini dinden alır. Bir ev kurmak isteyen kimsenin, ne biçim bir nesne yaratmak istediğini iyice bilmesi gerekir: Burada öz, varoluştan önce gelir. İnsanları Tanrı'nın yarattığına inanan kimselerse şöyle düşünürler: Tanrı, insanları kendindeki insan düşüncesine göre var eder. Öte yandan, inançsız kimseler de şu geleneksel görüşe bağlanırlar: Nesne, ancak özüne uyduğu zaman var olur. Nitekim 18. yy. hep şuna inandı: Bütün insanlara özgü ortak bir öz vardır; bu değişmez özün adı 'insan doğası'dır. Varoluşçuluk ise tam tersini öne sürer bunun: İnsanda -ama yalnız insanda- varoluş özden önce gelir. Bu demektir ki insan önce vardır; sonra şöyle ya da böyle olur. Çünkü o, özünü kendi yaratır. Nasıl mı? Şöyle: Dünyaya atılarak, orada acı çekerek, savaşarak yavaş yavaş kendini belirler. Bu belirlenme yolu hiç kapanmaz, her zaman açıktır."
Önemli olan tek bir zaman vardır, o da şu andır! Çünkü gücümüzün olduğu tek an, şu andır. En gerekli kişi, yanında olduğunuz kişidir, çünkü bir daha başkasıyla görüşüp görüşmeyeceğinizi bilemezsiniz. En önemli iş ise, iyilik yapmaktır. Çünkü insanın bu hayata gönderiliş amacı sadece budur!
Reklam
496 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
"İğrenç, değil mi?" "Ne?" "İyi adamlarla çevrili bir şekilde büyüdüğünü düşünürken kötü adamlarla yaşıyor olmak." Herkese selam dostlarım günün ikinci inceleme postu ile karşınızdayım Bazı yayınevleri vardır ya hani ne çıksa gözüm kapalı alır okurum dediğiniz @salonyayinlari da benim için öyle bugüne kadar
Evreni Yutan Çocuk
Evreni Yutan ÇocukTrent Dalton · Salon Yayınları · 201988 okunma
Y-DNA Adem
Ayrıntılı biçimde incelenmesi önemli olan bir diğer genetik materyal Y-kromozomudur. Bu da annedeki mtDNA'nm babadaki karşılığıdır. Çünkü sadece erkekte bulunur ve babadan oğla geçer. Bir başka deyişle baba soyunun evrimini izlemek için kullanılır. Y-DNA da mtDNA kadar insan topluluklarının tarihöncesindeki göç yönleri hakkında çok önemli ipuçları verebilir. 2000'li yılların başında moleküler genetik alanında kaydedilen yeni gelişmeler sayesinde Y kromozomu üzerinde çok sayıda mutasyon keşfedildi. Böylece, Y-DNA varyasyonunun ayrıntılı biçimde incelenmesinin kapıları açıldı. Bu araştırmalar sayesinde yeryüzünde farklı coğrafyalarda yaşayan modern insan topluluklarının ortak atasının 60 bin-100 binyılları arasında Afrika'da ortaya çıktığı sonucuna varıldı. Bu ortak ata da "Y-DNA Adem" olarak adlandırıldı. O halde, anasoy ya da babasoy seceresi, moleküler genetiğin verdiği bilgilerle yola çıkıldığında, aynı adresi (Afrika) ve aşağı yukarı aynı zaman dilimini gösteriyor.
Bazı insanlar, kendini yaşamak isteyen birinin mutlaka topluma karşıt davranışlar geliştirmesi gerekeceğine ve böyle bir durumun o insanın toplumdan soyutlanması sonucunu doğuracağına inanırlar. Oysa kendini yaşamak isteyen insan, süreci toplumdan değil kendisinden başlatır. Bu yürekliliği göze alabildiğinde, başlattığı sürecin sonuçları dolaylı olarak çevresini de etkileyeceğinden, soyutlanması da söz konusu olamaz.
Sayfa 162Kitabı okudu
İnsan olan için öldükten sonra güzel bir ad bırakmak, ölmemekten daha hayırlıdır. Kalbiniz rahat olsun, ölümden korkmayın. Korksanız da korkmasanız da elbette bir gün gelir, o sizi bulur.
Sayfa 24 - SITKI BEYKitabı okudu
Reklam
O güneşe doğru bir kartal gibi uçmuş olabilir ama devamlı olarak küçük kafesine geri dönmüştür.
Biz bir insan olduğumuzu sanırız. Ama içimiz o kadar kalabalıktır ki. Kişiliğimizi oluşturan bir sürü olay farklı zamanlara yayılır. Bu sebeple aslında kişiliğimiz milyonlarca parçadan oluşur.
Oysa, "O bensiz yapamaz!" sözü aslında, "Ben onsuz yapamam!" gerçeğinin saptırılmasından başka bir şey değildir.
Bir başkası tarafından dinlenmek, anlaşılmaya çalışılmak en büyük ilacıdır ıstırabın. İnsan o zaman bir başkasının kendisine değer verdiğini, kendisi için çabaladığını fark eder.
Reklam
Gerçi her akıllı insan düşündüğü vakit kendi aklı ve tefekkürü ile bir yaratıcının olduğunu kavrayabilir. AncakMutlak Varlığın sıfatlarını, O'na karşı olan sorumluluklarını ve kendi yaratılışındaki gayeyi tespit edemez; etse bile, kendisini bu gayeye götürecek en doğru ve en güvenilir yolu bulamaz. Kısacası, insanı uyaracak ve bütün olumsuz faktörlerin etkisinden kurtarıp onu, en doğruya, en güzele ulaştıracak İlâhî irşâdlara ihtiyaç vardır. İşte bu sebepten ötürüdür ki, yarattığı varlıkları en iyi bilen Allah yaratılışına uygun hareket etmeleri, şerre düşmemeleri, isyan etmemeleri, ayrıca Allah'a karşı bir bahânelerinin kalmaması için tarihin belli dönemlerinde insanlara kitaplar göndermiş ve bu kitapların muhtevalarını peygamberleri aracılığıyla onlara duyurmuştur.
Bazen ilk görüşte bilirsin, o insan senin kaderindir. Bazen bir ömür ararsın, bulunmaz.
Beyin, dolaylı konuşan bir hayvandır. Onun dilini çözen huzur bulur, Tüm ihtiyaç sanılan, ihtiyaç gibi gösterilen, İhtiyaç gibi dayatılan şeylerden sıyrılmış insan ancak, Beyninin dilini çözmüş, Onunla konuşmuş olur. Onu aldatmak mümkün değil. En lükse de ulaşsan, O "istediğim bu değil" diyecek sana, dolaylı yoldan ve zamanla.
Resim