«- İnsan, kendisine dayatılmayan şeyler hakkında daha yoğun duygular hissedebiliyor… Boyun eğme, öfke, yalnızlık… Bakış açındaki tevazu, işlerini daha da güçlü gösteriyor. Bu bir başarıdır. Ve bu çok zor bir konu. Yaklaşımındaki sadelik, kitapta da kendini hissettirecek. + O adamların bir çoğu, ailem gibi… Ailenizi, yabancıları fotoğrafladığınız gibi fotoğraflayamazsınız…»
Sayfa 145
«Ölmeden önce ne kadar zayıflamış olsa da uzunca bir süre babamın içinde görebildiğim tek şey "Baba" figürüydü. Yıkılmaz, yok edilemez… Ölmeden önce değişik bir gelişme oldu: kendini koyuverdi… İşte o an, ben de küçük ellerimden tutup doğru zamanda doğru şeyleri söyleyen ideal baba figürünü koyuverdim gitti. İşte o zaman, adamın bir insan olarak geçirdiği yaşama daha geniş bir pencereden bakmaya başladım ve kendimi ona daha yakın hissetim. Bir çocuğun asla anlayamayacağı yetişkinlik gerçeklerinden biri: babalar da ölümlüdür… Baba olmayı düşünmek sadece insanın bir gün öleceği fikrinden istifa etmesi anlamına gelmiyor… Aynı zamanda içindeki her zaman hata yapmaya meyilli olan adamı da postalaması demek oluyor. Babamın içine hapsolmuş olan adam kimdi acaba?»
Sayfa 143
Reklam
«Babam öldü. Bu yıkımın büyüklüğünü henüz kavrayabildiğimi sanmıyorum. Bunu kaybetmiş olmanın dehşetiyle yaşadığım uyuşukluk geçtiği zaman belki de samimi bir şekilde yasımı tutabilirim. Çocukluğumdan beri, korkmak istediğim zamanlarda bu olayı her açıdan hayal ederdim. Bunu kafamda o kadar çok canlandırdım ki, gerçeğe dönüştüğünde… Ferahlamış oldum. Garip bir şekilde, "İşte. Sonunda oldu. Artık yaşamam gereken daha az korku var," Diye düşünüyormuşum gibi. Ama bütün o korkunç fantezilerimin ve rol yapışlarımın arasındaki bunlar aslında törene hazırlık sayılırdı, asla anlayamadığım tek bir şey vardı…. O da bu kalıcı öfkeye asla hazır olamamak.»
Sayfa 131
«- Marco, yemekten sonra babanın atölyesini boşaltmama yardım etmeni istiyorum. + Ne?! - Hepsini. O aletleri ve diğer ıvır zıvırları asla kullanmayacağım. O aletleri kullanabilecek birilerine vermek daha iyi. Gerisini de yakarız. + Onu hatırlatacak bir şeyler kalsın istemiyor musun? - Hatırlamam gereken her şey, kafamın içinde. Çekmecelerde yer kaplayacak daha fazlasına ihtiyacım yok.»
Sayfa 123
148 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
□□□"Bildiği tek şey varsa o da artık geri dönemeyeceğiydi, pek çok yıldan beri sürdüğü yaşam geçmişte kalmış, tiksinti verecek kadar tadı çıkarılıp sömürülmüştü. Düşünde gördüğü şakıyan kuş ölmüştü artık. Gönlündeki kuş ölmüştü.”□□□ ☆☆☆Siddharta kitabı, kişinin kendini bulma yolunda okuyanlara ışık tutan bir görev edinmiş. Ailesinden
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202038,3bin okunma
Her şey Japon imparatorunun en sevdiği fincanının kırılmasıyla başlamış. Tamir için Çin’e göndermişler ama döndüğünde gelişigüzel yapışmış kırık bir fincanmış artık. Bunun üzerine Japon imparatoru, ülkedeki en iyi zanaatkarı çağırıp, fincanı göze güzel gözükecek şekilde tamir etmelerini istemiş. Onlar da kintsugi’yi bulmuşlar. Kırık fincanı
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.