Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Dikkatli olmakta fayda var...
Hayatına alacağın insanın üç özelliğine dikkat et Çocuk seviyor mu, hayvanları seviyor mu, doğayı seviyor mu Bu üç özellik onlarda varsa, o kişilerde merhamet var demektir: Bu üç özellikten biri eksik olsa bile, onlardan kaç ve arkana bile bakma. Çünkü onlar senin canını yakacak, seni sen yapan özelliklerini alıp sadece öfke bırakacaklar. İnsanlardan nefret etmeden onlardan uzak dur.
Reklam
Düne kadar dünyada bir annen vardı: Bugün başka bir yerde bir meleğin var. İyi olan, güçten yana pekişmiş olan ne varsa dünya hayatından sonra da yaşamayı sürdürür. Dolayısıyla annenin sevgisi de öyle. O seni önceden hiç sevmediği kadar çok seviyor.
Sayfa 221 - İş Bankası Kültür Yayınları/20. Basım/2022Kitabı okudu
Aşk
Sevgilim sabahın erkenini seviyor. Ben geceyi ve esmerliğini onun. O dorukları seviyor, korkuyor bundan. Ben rüzgârla buluşan tepeyi, tuhaflığı. Ona bir yeşil gülümsüyor, ben, hayatı delice sevdiysem nasıl, diyorum, seni de öyle. O kendi boşluğunda oyalanan günlerde canı sıkılan bir çocuk gibi uyuyor, ben göğe bakıyorum geceden. Kendi çukurunu bulmuş deniz gibiyim diyorum, yanında, o sabahları eğilip öpüyor denizi
“Sevgilim sabahın erkenini seviyor. Ben geceyi ve esmerliğini onun. O dorukları seviyor, korkuyor bundan. Ben rüzgârla buluşan tepeyi, tuhaflığı. Ona bir yeşil gülümsüyor, ben, hayatı delice sevdiysem nasıl, diyorum, seni de öyle. O kendi boşluğunda oyalanan günlerde canı sıkılan bir çocuk gibi uyuyor, ben göğe bakıyorum geceden. Kendi çukurunu bulmuş deniz gibiyim diyorum, yanında, o sabahları eğilip öpüyor denizi.”
Sayfa 50 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Tekrar yaklaştı, o kadar yaklaştı ki Nať'in vücudundan yayılan sıcaklığı hissedebiliyordu. Sert, boyun eğmez yüzüne baktı. Onu şaşırtmak için ne yapmak gerekiyordu? Fazla ileri gitmesine gerek yoktu, sadece onu hafife almakta hata ettiğini kabul etmeye Nati zorlayacak kadarı yeterliydi. Çocuk değildi ve bir çocuk gibi geri çevrilemezdi. Elini
Sayfa 22
Reklam
O çocuk seni seviyor (yazarın ilk şiiri)
Sadece durası geliyor adamın, sadece batası geliyor güneşin, hani elden gelse ne o doğacak ne ben. Durası geliyor zamanın, inip ışıktan yanıma gelesi geliyor. Iraklardan görüp sönesi geliyor yıldızların. Bitesi geliyor havanın ciğerime doldukça, donası geliyor suyun kanıma girdikçe. Bütün evrenin karadelikler oluşacak kadar, bağırarak söyleyesi geliyor benimle birlikte, boğazımdaki düğümün arkasına sinmiş o sözü. Ve tüm bunlardan sonra, Allah'ın bile diyesi geliyor; O çocuk seni seviyor!
Delikanlı, "Onun adını bile bilmiyorsun," diye karşılık verdi. "Kim, o? Bunu bilmeye hakkım var." "Adı, Yakışıklı Prens. Bu ismi sevmedin mi? Ah! Seni aptal çocuk! Bu adı hiç unutma. Bir görsen onun dünyanın en harika insanı olduğunu sen de anlarsın. Onunla bir gün tanışacaksın. Avustralya'dan döndüğünde. Onu çok seveceksin. Onu herkes seviyor, ben de... Keşke bu gece tiyatroya gelebilsen. O gelecek, ben de Juliet'i oynayacağım. Ah! Hem de nasıl oynayacağım. Bir düşünsene, Jim, âşığım ve Juliet'i oynuyorum! Onun orada oturup beni izlediğini bilerek! Onu umutlandırmak için oynayarak! Seyircileri ürkütmekten korkuyorum: Ya ürküteceğim ya da büyüleyeceğim. Aşık olmak, insanın kendisini aşması demek. O zavallı, çirkin Bay Isaacs, bardaki serseri arkadaşlarına benden bir 'deha' olarak bahsedecekmiş. Sanki bir dogmaymışım gibi, benim hakkımda ne vaazlar verdi. Bu gece beni bir vahiymişim gibi duyuracak! Bunu iliklerimde hissediyorum. Hepsi de onun sayesinde, Yakışıklı Prens'imin. Biricik aşkım benim, tüm lütufların tanrısı. Onun yanında çok fakir kalıyorum. Fakirsem fakirim. Ne önemi var? Fakirlik kapıdan girince aşk pencereden kaçarmış. Atasözlerimizin tekrar yazılmaları gerekiyor..."
Annendir talihsiz çocuk diyordum, daha fazlasını bilmene ihtiyacın yok. Ya o da seni yüzüstü bıraksaydı ne derdin? Yapamaz mıydı? Seni yetiştirdi, seni seviyor, yalnız seni seviyor, seni beslemek için geceyi gündüze katıp çalışıyor, sen ölürsen o da ölür. Ondan daha metin kadın olur mu? Hem güzel kadın! Eğer istese hem sever hem de sevilir; halbuki sen ona yetiyorsun; senin sahip olduğun o kalbe artık kimse giremez, hayatı boyunca şüpheye düşürecek hiçbir hareketini görmedin. Senin yerinde olmak isteyen ne kadar çok nesebi sahih öksüzler vardır. Nesebi sahih ne kadar çocuk vardır ki, anaları ile senin ananı değiştirmeğe razıdırlar. Boynuna sarıl talihsiz çocuk ve bol bol ağla. Ne kadar ağlasan düşüncelerini temizleyecek gözyaşı dökemezsin.
Sayfa 28 - Semih Lütfi Kitabevi 1944 BaskısıKitabı okudu
Reklam
Hayattasınız. Ben de hayattayım ama yaşıyor muyum bilmiyorum. Ağız dolusu gülmedim bir kere bile. Bir kere öpmedim Nurten'i kendime çekip. Çocuk yapmak başka, sevişmek başka. Hiç "seni seviyorum" demedim, o da bana demedi. Hiç "canım" demedim, o da bana demedi. Nurten'i bana "efendi" demekten zor vazgeçirdim ben, canım da neyin beklentisi? Nurten'in yazısı nasıldır bilmiyorum, hiç mektubunu yahut bir notunu okumadım. Nurten de benimkini gördüyse masanın üstüne bıraktığım bulmacalardan görmüştür. Nurten'i seviyor muyum ben? Evet ama bunu kendime bile söyleyemiyorum. Severek evlenmedik, evet. Annem bulup getirdi Nurten'i. Beklemediğim bir anda, evleneceksiniz, bu da karın dedi. Yüzünü gördüm göz ucuyla, öyle bakamıyorsun ki, ama çok beğendim. Güzel bir kız, su gibi. Annemin bana neden bu kadar güzel bir kızı beğendiğini anlayamadım. Beklemiyordum. Evlenmemi istiyor olması, bana güzel bir eş seçmiş olması şaşırttı beni. Sonra annem, gel sen benimle dedi, yanına çağırdı Nurten'i. Yürüdü, arkasından bakakaldım.Topallıyordu. Ne kadar üzüldüğümü bugün bile çok iyi hatırlıyorum. Nurten'in topal olması değildi beni üzen. Annemin hayatımda belki de ilk kez beni düşünmüş, bana iyiyi, güzeli layık görmüş olmasından duyduğum sevinç Nurten'in aksayan bacağına takılıp gitmişti.
Sayfa 121Kitabı okudu
O çocuk seni seviyor. Hala dün gibi aynı heyecanla ve aynı saf duygularla. O çocuk seni seviyor, kendinden çok ve her şeyden daha fazla...
Sayfa 83
Bitesi geliyor havanın ciğerlerime doldukça donası geliyor suyun Kanıma girdikçe bütün evrenin kara delikler oluşacak kadar bağırarak söyleyesi geliyor benim birlikte boğazımdaki düğümün arkasına sinmiş o sözü ve tüm bunlardan sonra ruhumun bedeninden çıkıp diyesi geliyor : Bu çocuk seni seviyor
Sayfa 83
203 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.