ALLAH’TAN KORKAN BAŞKA ŞEYDEN KORKMAZ
Bir kul, Rabb’inin huzuruna çıkacağı günden korkarak bütün gayretiyle ona itaatle meşgul olsa, Rabb’ine isyan etmekten ve nefsinin hevâsından sakınsa, Allâhü Teâlâ, bu kimsenin heybetini insanların kalplerine yerleştirir. Takvâ sahibi âlimde öyle bir heybet bulunur ki, kimse onun bulunduğu yerde faydasız işlerle meşgul olamaz. Kul, nefsini
ALLAH’TAN KORKAN BAŞKA ŞEYDEN KORKMAZ
Bir kul, Rabb’inin huzuruna çıkacağı günden korkarak bütün gayretiyle ona itaatle meşgul olsa, Rabb’ine isyan etmekten ve nefsinin hevâsından sakınsa, Allâhü Teâlâ, bu kimsenin heybetini insanların kalplerine yerleştirir. Takvâ sahibi âlimde öyle bir heybet bulunur ki, kimse onun bulunduğu yerde faydasız işlerle meşgul olamaz. Kul, nefsini
Reklam
Kadir Mevlâm senden bir dileğim var Muhannes kuluna muhtaç eyleme Cennet-i âlâyı nasib et bana Sırat köprüsünden yolum bağlama Kapımıza kara deve çökünce Fırtınası şol âlemi yıkınca Cehenneme kul seçilip çıkınca Kadir Mevlâm o kullardan eyleme Kadir Mevlâm ateş atma özüme Dünya malı görünmüyor gözüme Kadir Mevlâm sen bak benim yüzüme Cehennemin ateşiyle dağlama Karac'oğlan hatâ çıkmaz dilimden Kocadım da hayır gelmez elimden Kadir Mevlâm asla geçmez kulundan Deli gönül ah çekip de ağlama
Sayfa 69
BECKETT: Demek ki bir hayaleti bekliyormuşuz, bir gölgeyi, biraz kül biraz duman. Su dolu bir hayalet. Sakın sarsmayın, su kaybeder, gözyaşlarını yani... GENET: Benimle dalga mı geçiyorsunuz? BECKETT: Beklemek mi, neden olmasın? Beklemek, hareket edebilirken o kadar korkunç değildir.
yandık sen ve ben
O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı? Sahile vurdu kalbim,su yandı,kum da yandı. Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum, Ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı. Yurdundan mahrum edip dolaştırdın Cem gibi. Ruhumla söndü alev,sonra ruhum da yandı. Kül oldu bir yiğidin figanıyla her umut. Bülbülün küllerine konan puhum da yandı. Böylesi bir yangını görmedi Nemrut bile. Kaktüsün gölgesinde nazlı âhım da yandı. Âhımdır zannederdim en belalı kıvılcım, Kirpiğine dokunan kanlı âhım da yandı. Bir damla su ver bana ey çöl! Bari sen küsme. Kalmadı hiçbir şeyim bak,günahım da yandı. Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme. Ülkem yıkıldı heyhat! Ordugâhım da yandı. Köleleri her akşam duman kıldı gözlerin, Başıma tâc ettiğim padişahım da yandı. İlk defa böylesine tutuştu gökkuşağı. Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı. O'ndan başka ne varsa yandı, Yandık sen ve ben. O'nu göreyim diye,kıblegâhım da yandı.
Ya Rabbi! Sonsuz şükürler olsun, yeni bir güne uyandırdığın için. Sonsuz şükürler olsun, verdiğin sonsuz nimetlere. Sonsuz şükür bize göz aydınlığı olarak verdiğin çocuklarımız için. Onları bize emanet ettin. Sen onları muhafaza et, koru. Bizi onlarla imtihan etme. Onları açık, gizli her türlü günahtan muhafaza et. Onları kitabını rehber
Reklam
Levhi Mahfuz; Kişi ile levhi mahfuz arası perde kaldırılırsa oradaki eşyayı görür ve oradan kendisine ilim akar.
İmam Gazali
İmam Gazali
Kalbin Sırları ve Faziletleri
Kalbin Sırları ve Faziletleri
Arifler içinde Ona kendi hakkında önceden belirlenmiş olanın yazgısı ve. Sırrı, Levh- i mahfuzda kendi için yazılmış olanı okur, sonra kalbe de bunu haber verir...
Abdülkadir Geylani
Abdülkadir Geylani
Altın Öğütler
Altın Öğütler
Evladım, o yazıyı ben tam kirk seneden beri görmekteyim.O beni nereye koyarsa koyar; ister cennete ister cehenneme. Yeter ki O benden razı ola!" Ertesi gün bir de bakarlar ki Levh-i Mahfûz'daki yazı değişmiş, ehl-i cennet olarak yazılmış.
Ehli Sünnet Akaidi
Ehli Sünnet Akaidi
Mehmed Zahid Kotku
Mehmed Zahid Kotku
Kul, insanî bulanıklardan arınır, nefsanî kirlerden temizlenirse, Hak Teâlâ ona görünür. Ona vasıtasız olarak dilediği kadar gayb ilmi verir, bağışlar. O da nurla bakar.
Muhyiddin İbn Arabi
Muhyiddin İbn Arabi
Kitabı Tecelliler
Kitabı Tecelliler
Burada anlattığım her sözü levhı mahfuz üzerindeki nakşa bakıp yazdım. Bir harf ve bir nokta fazla yazmadım. Hatta gördüğümün binde birini yazdım. Çünkü Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem hazretlerinin gösterdiği makamlar arasında öyle makamlar bulunmaktadır ki: İfadeye gelmez ve yazıya sığmaz.
Akşemseddin
Akşemseddin
Makamat-ı Evliya
Makamat-ı Evliya
Bir arifin gaipten bir haber verdiği ve bir müjde veya korkutma bildirerek isabet ettiği haberi sana ulaştığında, onu doğrula! Onainanmak kesinlikle sana güç gelmesin. Çünkü bu olayın doğarım yollarında bilinen sebepleri vardır
İbn-i Sina
İbn-i Sina
Arifler ve Olağanüstü Hadiselerin Sırrı
Arifler ve Olağanüstü Hadiselerin Sırrı
Sabır sevabı için niyet şarttır
Alimler mücerred sabretmenin uhrevi faydası olmayacağını kabul ederler. Sabrın uhrevi mükâfaata sebep olabilmesi için niyet şarttır. Bu da sabrı, "Allah'ın mükafatlandıracağını düşünerek" yapmakla olur. Allah'ın dünyadaki imtihanı, kula olan garazı, gadabı sebebiyle değildir. Bilakis, Allah sevdiği kuluna bazı kötülükleri ondan defetmek için veya günahlarına kefaret olmak için yahut da mertebesini yüceltmek için musibetlere müptelâ kılar. Kul bunları rıza ile karşılarsa murad-ı ilahî hâsıl olur. Aksi takdirde onun sabrı şu Selmân hadisindeki sabra benzer: "Mü'min hastalanırsa Allah onun hastalığını ona bir kefäret ve af vesilesi kılar. Facir hastalanır- sa o da şu deveye benzer: "Sahibi onu bağlamış, sonra da salıvermiştir; / niçin bağlandığını, niçin salıverildiğini bilmez."
Bazıları: "Oruç hariç, kulların bütün ibadetleri, üzerindeki kul haklarına verilir, oruç hariç, o verilmez" demiştir. Bu mevzuya giren bir rivayet şöyledir: "Kıyamet günü olunca, Allah kullarını hesaba çeker, üzerindeki kul haklarını amellerinden karşılar, öyle ki oruç hariç hiçbir şeyi kalmaz. Allah bâki kalan hakları kendinden öder ve orucuna dokunmaz, onunla da kulunu cennete koyar."
Çok derin anlam taşıyor
İlk o'kul da sınıfta kaldım ben, sonrası malum; hala o kul dayım. Özdemir Asaf
Reklam
Mış gibi yaşam (Güzel bir hikaye)
Amerika'dan gelen bir misafirime su verdim öksürdü, "HELAL" dedim. Anlamadı. Ne anlama geliyor, diye yüzüme baktı. Bildiğim bir öyküyü anlattım. Tanıdığım genç kız evlenmeden önce mobilyacıları geziyor ve güzel bir koltuk takımı görüyor. Bu takımı satan kişi belirli bir fiyattan aşağı inmiyor. Genç kız bu takımı çok beğendiğini
İslam Kadınlarına Muhadderelik Müstehaptır
‎‫با نساءَ النَّبِيِّ لَسْتُنْ كَأَحَدٍ مِنَ النِّسَاء Ey Peygamberlerin kadınları siz, ale'l-umum‬‎ kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Sizde diğer kadınlarda bulunmayan sıfatlar var: Peygamberler'in, en hayırlısının zevceleri ve bütün mü'minlerin anaları olmak vasıflarını haizsiniz. ‎‫ان اتَّقَيْتُن‬‎ Eğer korunursanız, bu
Sayfa 325 - 6.cild 33/32-34 tefsiriKitabı okuyor
Aşk Şiir
O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı? Sahile vurdu kalbim, su yandı, kum da yandı. Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum, Ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı. Yurdundan mahrum edip dolaştırdın Cem gibi. Ruhumla söndü alev, sonra ruhum da yandı. Kül oldu bir yiğidin figanıyla her umut. Bülbülün küllerine konan puhum da yandı. Böylesi bir yangını görmedi Nemrut bile. Kaktüsün gölgesinde nazlı âhım da yandı. Âhımdır zannederdim en belalı kıvılcım, Kirpiğine dokunan kanlı âhım da yandı. Bir damla su ver bana ey çöl! Bari sen küsme. Kalmadı hiçbir şeyim bak,günahım da yandı. Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme. Ülkem yıkıldı heyhat! Ordugâhım da yandı. Köleleri her akşam duman kıldı gözlerin, Başıma tâc ettiğim padişahım da yandı. İlk defa böylesine tutuştu gökkuşağı. Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı. O'ndan başka ne varsa yandı, Yandık sen ve ben. O'nu göreyim diye,kıblegâhım da yandı.
Hayatımda aşka yer yok şükran. Olsaydı bilirdim. Olsaydı mutlaka bilirdim ama yok. Hayatımda bana bile yer yok be şükran. Fazlalığım kendi hayatımda. Aşk diyorduk. Doğru. İçimde aşka dair bir heves ve arzu da kalmadı ki. Kalp çarpan düşler kurmuyorum. Hülyalı ilk gençlik mazide kaldı. Benim bir kavgam var şükran, toyken kavgam aşktı herkes gibi.
Resim