Huzursuzum yine.. İçimin derinliklerinde elimle ulaşamadığım bir yerler kaşınıyor. Kötü yaşanmış bir hayatın tek güzel tarafı çıkardığımız derslerdir ya hani. Ben o derslerin hepsinden kaldım. Şikayet edemeyecek kadar yorgunum. Ki aslında şikayet edecek bir şey de kalmadı. İddialı lafların arkasına saklanamayacak kadar büyüdüm ve mağlubiyetin soylu ya da soysuz olamayacağını, mağlubiyetin sadece mağlubiyet olduğunu öğrendim. Mağlup oldum ve kabullendim. Ne bir beklentim var artık, ne hırsım, ne de kimseye sitemim.. Ama işte soyut bir korku çörekleniyor zaman zaman ruhuma. içimin derinliklerinde elimle ulaşamadığım bir yerler kaşınıyor..
ABANOZ SOKAK "Abanoz Sokak, Beyoğlu’nda randevu evlerinin bulunduğu meşhur bir sokaktı. O vakitler Bedrettin Dalan daha Tarlabaşı’nı yıkmamıştı. Polisten baskı görüyorduk ama bugünkü gibi canımızı yakan, bizleri sokağa döken boyutlarda değildi." / Abanoz’daki Emine On yedisinde düştü Afro’nun eline Şimdi yaşı yirmi bir Eridi gitti dört
Reklam
Cunda Adasında bir vitrinde seramik yada camdan yapılma kaplumbağ gördüm. Dükkana giremedim. Lakin aklım kaplumbağda kaldı. Ayvalık ta aradım kaplumbağı, bir türlü bulamayınca, deniz kenarında bir bardak çay içerken, google arama motoruna kamlumbağ ve Cunda yazdım. Neden yazdığımı bir kenara bırakırsak, karşıma çıkan bir metni sizle paylaşmak
HASAN KANTARCI’YLA “YOLLARIN İZİNDE”… M. NİHAT MALKOÇ Herhangi bir kimsenin, daha çok bir edebiyatçının gerek yurt içinde gerekse yurt dışında gezip gördüğü yerlerdeki toplumları, kentleri, mekânları, yaşayışları, âdet ve töreleri, gelenek ve görenekleri, doğal ve tarihî güzellikleri, ilgi çeken değişik yönleri edebî bir üslupla kaleme alarak
Öyle hastalar var ki, babası ölmüş, annesi, en az yetmiş yaşında. Artık bırakın evladına bakmayı, kendine bile bakamayacak durumda. Tek endişeleri bizden sonra ne olacak. Evet maalesef çok acı bir gerçek. Bir tanıdığım anne yetmiş üç yaşında, iki evladı da hasta. Biri kız, biri erkek. Anne şeker ve tansiyon hastası. Tek üzüntüsü; "ben
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI... Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
Reklam
Geri190
908 öğeden 901 ile 908 arasındakiler gösteriliyor.