200 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Siz de benim gibi ağaçlara o kadar çeşidine rağmen ağaç diyorsanız, manzaralar sadece bakıp geçmeli ya da son moda instagram icin fotoğraf çekip devam etmeli yerler ise bu kitabı okuduğunuzda epey utaniyorsunuz. Kitabın sadece utanma değil, bu konuda beni epey heyecanlandirdigini da söylemeliyim. Her yiğidin harcı değil hem utandırıp hem heyecanlandirmak. Mesela bilhassa Geyve yi çok merak ettim. Hiç duymamıştım oraları ya da Airfry kelimesine benzettigim Arifiye'yi. Keşke bizim buralara da gelse de onun dilinden bir de buraları dinlesem dedim. Kitabın ikinci bölümü daha da zevkli hale geldi. Eski istanbul yani kagithane ve bagcilarda koyunların otladigi Istanbul'u çocukluğunda yaşamış biri, yazar. Nasıl şaşırdım Nasıl garibime gitti.. Bilmiyormuşum meğerse. Tesbih/huzur taneleri, pullar ve dolma kalemler ve unutmaya yüz tutmuş nice değeri sığdırmış bu kısacık kitaba ordan da gönlümüze. Ne büyük maharet. Kaleminize pardon dolma kalemlerinize sağlık @ibrahimtenekeci
Geldik Sayılır
Geldik Sayılırİbrahim Tenekeci · Profil Kitap · 2020995 okunma
İnsanın içinde mi vardır aşık olmak yoksa aşk zaten insan mıdır? Biz mi aşkı var ediyoruz yoksa aşk sahiden de varolan bir şey mi? Bunun çelişkisi içerisindeyim. Aşık olmayı ben mi seçtim yoksa aşk var mı? Aşk sadece benim hislerim mi yoksa herkes aşık olabilir mi? Herkes aşık olabilirse neden kimse aşık değil? Neden herkes mutsuz? Bu çelişkiler içinde hep bir boğuluyorum. Sahi iki insan aynı nasıl olur da birbirini sever. Mıknatıslar bile aynı cinsten çekiyor bu kadar zıt insanlar nasıl olur da böyle birlik yaratır? Sahi sen hiç aşık oldun mu? Aşkın tanımını bana açıklar mısın? Aşk nedir elle tutulmaz gözle görülmez. Aşk kalple hissedilir. Ama araştırmalar aşkın beynin yaptığı söyler. Sanırım biz kalp diyerek sadece romantikleştiriyoruz… Sahi ya aşk ne, insan kaç kere aşık olur ya da gerçekten insana bir kere mi uğrar? Bilimsel makalelerde insan üç kere aşık olabilirmiş. Üç kere aşık oluyorsak aşk neden bu kadar eşsiz ve özel kılınıyor, sonuçta bir kişiye özel bir şey değil. Aşk bir kişiye özel olmalı. Sanırım aşk her zaman imkansızı sever. İmkan olursa aşk olmaz. İnsanoğlu açtır her zaman elinde olmayanı ister olmayanı sever. Neden hiç yetinmeyi bilmeyiz? Neden bu kadar açız? Aşk gerçek mi diye de düşünmüyor değilim. Bir karmaşıklığın içinde yüzüyorum galiba. Seni de bu dalgaya eşlik ettim. Bu sular neden bu kadar yükseliyor. Deniz de gökyüzüne mi aşık yoksa? Ona yakın mı olmak istiyor. Ama deniz ve gökyüzünün kavuşması da bir o kadar imkansız. Sahi aşk değimiz bu deyim imkansız mıdır?
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Putların Alacakaranlığı
Anlamlandıramadığım, ama çözmeye çalıştığım acayip yazar Nietzsche. Değişik bir girdabın içerisine soktu bu kitap. Niyeyse dili diğer kitaplara kıyasla daha ağırdı. Herkesi eleştirdiği kitap diyebilirim. Gelelim eleştirilerine; Sokrates için kendisini ciddiye aldırtan bir soytarıydı, diye bahseder. Felsefenin biricik adamları hakkında ne kadar da sert. Gerçi biz kardeşlerine öğretmeye çalıştığı şey değil midir “Sert olun!” Kant için sinsi bir Hristiyan tabirini kullanır. Kant gibi ahlak felsefesi taraftarı birini elbette ahlakı reddeden Nietzsche en fazla böyle niteleyebilirdi. Tutkuyu yok etmeye çalışanlardan Eski canavar diye bahsetmiş. Hep olduğu gibi bu konu da Hristiyanlığı eleştirmiş. Bu eleştiriyi öz olarak değinmekte sakınca yok. , “Tutkuların köküne vurmak, yaşamın köküne vurmaktır. Kilisenin pratiği yaşama düşmandır.” Her eleştirinin sonu hristiyanlığı buluyor :)) Tanrı tanımaz düşüncesinin en şiddetli olduğu kısım ise, “Tanrıyı yadsıyoruz, tanrıya karşı sorumlu olmayı yadsıyoruz, böylece kurtarıyoruz dünyayı” Tanrı kavramını varoluşa en büyük itiraz olarak görür. Goethe hakkında iyi duygular besliyor, çok şükür :) saygı duyduğu son almandır Goethe. Kısaca kitaptan bahsetmem gereken bunlar. Nietzsche okumanızı tavsiye ederim. Büyük ihtimalle yarısını anlam veremeyeceksiniz. Ama eminim ki anlamlandıramadığınız o şeyler hakkında sizi derin derin düşündürecektir. O zaman bir Nietzsche kapanışı olsun “Ey kardeşlerim Sert Olun”
Putların Alacakaranlığı
Putların AlacakaranlığıFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20216,1bin okunma
.... Siyasi İslam’ın Atası: Osmanlı Uleması Yalnız Olan Yozlaşır Sizce neden yozlaşan inançlar dünyanın her yerinde aynı etiklere sebep oluyor? Aslında anlaşılması güç değil, güç yozlaştırır. Şimdilik dünyayı bırakalım da son günlerde özellikle de sosyal medya fenomenleri sayesinde tekrardan alevlenen “Siyasal İslam” tartışmalarının özüne
Lisette aceleyle yatağın başucuna kadar geriye kaçtı. Göz- lerini çevirdi. Daniel onu kalçalarından yakalayıp kendine çek- ti ve onu altına yatırdıktan sonra, geceliğini elinden alıp yere attı. "Tekrar boşalmak ister misin?" Yine mi? Lisette'i heyecan basarken aynı zamanda yanak- ları alev alev yandı. Daniel onu cevap verme
Sayfa 228
517 syf.
·
Puan vermedi
*Spoiler* İyi bir yazar olabilir miyim Ruth?
İyi bir yazar olabilir miyim Ruth? Karnımı ve beynimi bu açlıktan kurtarabilir miyim? Üstüme giydiğim kıyafet denmeyecek kıyafetler, paramın yetmedi pullar derdimi anlatabilir mi sana? Sahi Ruth iyi bir yazar olabilir miyim? Çok fazla şey biliyor ve okuyorum az uyuyor az yemek yiyorum sonucunda güzel şiirler ve yazılar sunuyorum. Ruth sustu... Artık Ruth Mart'a inanmıyordu. Mart'ın bütün çabası Ruth ile güzel bir hayata yelken açmaktı. Hayat bunu Mart'a çok gördü. Bu kitap insanın acı çekmeden bir yere gelemeyeceğini ve acı çekenlerin böyle güzel şeyler yazacağını kanıtladı. Sonuca ulaştığında da bir değerinin olmadığını bu hayatın ne kadar b*ktan olduğunu öğretti. Mart'ın karnı kendini kanıtlamadan önce açtı ama bunu sevdigi kadın bile farketmemişti. Mart kendini kanıtladıktan sonra nasılda serildi sofralar, içkiler önüne o zaman anladi adaletsizliğin ne olduğu aslında o zaman karar verdi yaşadığı toprakları terketmeyi. Mart bir yerleri terketmenin de işe yaramayacağını öğrenince ait olduğu yere gitti suya, bir kaptanın yeri artık güverte değil su diyerek bıraktı kendini. İyi bir yazar oldun Martin sadece ailen ve sevdiğin kadın senin azmini yapabileceklerini görmediler. Seni tanımıyorlardı, seni tanımayan kişiler ne ailen ne sevdiğin olabilir zaten geride kimsesi kalmadığı için bıraktı kendini sulara Martin. Ona güvenen biri olsaydı böyle mi olurdu?
Jack London
Jack London
Martin Eden
Martin Eden
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202389,8bin okunma
Reklam
Pek de şaşılacak bir tespit değil herhalde? Kıkırdıyor. Sana veriyorum. Neyi veriyorsun? Kontrolü Nikki. Ne istediğini söyle. Tam olarak ne istediğini söyle. Senin dışında mı? Nerene dokunmamı istersin? Ne hızla? Göğüs uçlarını ısırmamı mı istersin yoksa kulaklannı mı? Dilimi o enfes deliğine daldırmamı mı istersin? Söyle Nikki. Bana ne
Sayfa 164
300 syf.
7/10 puan verdi
yine gece bir bucukta oturdum buna yorum yazdim cunku malim. mahallenizin komedyeni geliyor arkadaslar (bana gulen de ne bileyim) çeşit çeşit mistik ozellik verdikleri quirky ana kadin karakterleri olmasaydi romcom sektoru: (burasi bos cunku kastettigim sey romcom sektoru diye bir sey KALMAYACAGİ) ayrica romcomlarda fmc icin cok farkli bir
The Invitation
The InvitationVi Keeland · C. Scott Publishing Corp · 2021582 okunma
Yüzü artık bomboş değil. Yüzü karanlık tıpkı vahşi fırtına gibi bir o kadar da tehlikeli.
Sayfa 159
Sevgili Bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı.
Reklam
Onu rahatlatmaya kesin kararlı bir şekilde yanına yaklaşıyorum: Damien ben iyiyim. Az önce yaşadığımız şey neydi bilmiyorum ama kesin olarak bildiğim şey Ü2gün olduğundu. Beni istedin. Beni istemeni istedim. Seni kullandım. Evet. Bağıra bağıra bunu söylemek istiyorum ve bu umurumda bile değil Damien sen sokaktaki adam değilsin. Sen benim...
Sayfa 156
360 syf.
5/10 puan verdi
Aşık erkekler
Aşık erkekler klubü serisinin ilk iki kitabını çok sevmiştim. Üçüncü kitabın ilk ikisi kadar iyi olmadığını tahmin ediyordum bu sebeple fazla beklentim yoktu. Noah zaten kesinlikle o kulübe üye birisi değil. Dışarıdan birine yardım ediyorlarmış gibi bir hisse kapıldım okurken. Noah ve Alexis iyi arkadaş olarak başladıkları hikayede sevgili olma
Aşık Erkekler: Çılgın Sersem ve Tutkulu
Aşık Erkekler: Çılgın Sersem ve TutkuluLyssa Kay Adams · Nemesis Yayınları · 202431 okunma
"boşuna heveslenmemekte yarar var, insanların aslında birbirlerine söyleyecekleri hiçbir şey yoktur, karşılıklı olarak yalnızca kendi acılarını anlatırlar, bu böyledir. herkesin derdi kendine, dünyanınki de hepimize. insanlar o acılarından kurtulmaya çalışırlar çalışmasına, sevişme sırasında, onu ötekinin sırtına yıkarak ama beceremezler tabii ve ne yaparlarsa yapsınlar, sonunda tüm acılarıyla baş başa kalırlar ve bir daha denerler, bir kez daha acılarını kakalamaya çalışırlar. "çok güzelsiniz, küçük hanım" derler. ne ki yaşam onları yeniden yakalayıverir, aynı küçük numarayı bir kez daha deneyinceye kadar, "ne de güzelsiniz küçük hanım!..." bu arada acılarından kurtulmayı başardıklarını söyleyerek böbürlenirler de, gel gelelim herkes gayet iyi bilir, değil mi, bunun hiç de doğru olmadığını, o acıyı bal gibi bütünüyle kendi içimizde sakladığımızı. bu numaraları yapa yapa yaşlandıkça giderek daha da çirkin, itici bir hal aldığımız için artık acımızı, iflas ettiğimizi gizlemekten bile aciz kalırız, en sonunda insanın ta derinlerinden suratına kadar ulaşmayı başarabilmesi şöyle bir yirmi, otuz yıl, hatta daha fazla zaman alan o sevimsiz ve çirkin ifade, gitgide yüzümüzde sıvaşmadık yer bırakmaz. insan dediğin işte bu işe yarar, sadece bu işe, ekşi bir surat ifadesi üretmek, biçimlendirmesi tüm ömrünü alan, hatta gerçek ruhunun bütününü eksiksiz yansıtabilmek için oluşturulması gereken asıl surat ifadesi o kadar ağır ve karmaşıktır ki, bunu tamamlamaya insanın ömrü bile her zaman yetmeyebilir."
Sayfa 305 - Yapı Kredi Yayınları
Hoşuna gitti mi? Göğsümü avuçluyor, sıkıştırıyor irileştiriyor ve dayanamayacağım kadar hassaslaştırıyor. Alt dudağımı dişliyorum ama yalan söyleyemem kuralları çiğ-neyemem. Hem yalan söylemek isteyen kim? Bu adamın gönüllü kölesiyim ve her dokunuşu sanki bir lütuf. Evet hoşuna gitti. Sana acı olabilir demiştim ama sadece daha fazla zevk «-n
Sayfa 151
Ne zamandır sabah akşam beraber oldukları düşünülünce hâlâ aynı arzuyla onu is- tediğine kendi bile inanamıyordu. Arna hâlâ doymamıştı ona, doyamazdı da. Pencereden süzülen, insanı huzurla dolduran ay ışığı dışında oda kapkaranlıktı. Gözleri karanlığa alışana kadar diğer bütün duyuları alarma geçmişti. Yaklaştıkça koku- sunu burnunda hissediyor,
Sayfa 415
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.