Bilmeni isterim.
Bugün bir kez daha fark ettim ve farkında olmayanlar için yinelemek istiyorum bu sözlerimi. Hayatı o kadar çok vurdum duymaz yaşıyorsunuz ki, yaşıyoruz ki, etrafınızda kimi etkilediğine hiç bakmıyorsunuz. Kendi affınıza sığınıp sürekli beklenmedik bir yerden sizi tasdik etmelerini istediğiniz insanlar arıyorsunuz. Yapmayın. Çünkü kimse sizi tasdik etmeyecek. Kimse yaptıklarınızı haklı bulmayacak. Eğer haksızlık varsa ortada, eğer bir drama dönüyorsa. Sadece bırakın. Ve izleyin. Çünkü drama maymunların sahnelediği bir tiyatro oyunudur. Ve izlediğiniz drama tiyatrosunda maymunlar birbirini acımasızca yerler. Kendinizi dramaya atmayın. Kısacası; "Maymun olmayın." Sağlıcakla.
ARANAN HAKİKAT...
Büyük Doğu-İbda, her kesime söyleyecek sözü olan belki de tek harekettir. İslâmcıya der ki: - "İslâm'ı, onun mübarek kavramlarını içi boş kelimeler olarak bırakmayıp gerçek bir İslâmî dünya görüşü haysiyetiyle kavramadan, şeriatı, hilâfeti bırak, üç kişilik aileni bile nizâma kavuşturamazsın. Ancak İslâmî dünya görüşüdür (Büyük
Reklam
O kadar haklı ki... Her şey güzelken herkes herkesi seviyor zaten...
27.04.2022 (-ler bana,+lar arkadaşıma ait)
'' -Seealaam -Nasılsın +Kötü :( +Neden kötü diyeceksin +Kendimi tanıyamıyorum ya gelip geçici olduğunu bildiğim hâlde bir hisin içinde esir kaldım ve ve her şeyi boşladım bu kadar... +Bu hayırlı gecelerde kendine bile hayrı olmayan bu kız için dua eder misin -Bazen kendi benliğimden uzaklaştığımda bazı iletilerimde de paylaştığım gibi
Çok defa kaçtım kendimden Eşsiz iklimlere Tarihin bir sayfasında kaybolmak Yitip gitmek adına Bir nisan akşamı Homerleyim O İlyadasını karalıyor
"YUNAN VE ALMAN KANALLARINDA DÜN BUGÜN...
Türkiye'de çok enteresan şeyler yaşanıyor sayın seyirciler! Resmen yüzde 98'i Müslüman olan ülkede, en önde gelen üniversitelerden birinde, Müslümanlar gizli gizli cami yapmak çabası içine girmişler. Bundan daha sarsıcı ve şaşkınlık verici olan şey, Ülkede etkin şekilde habercilik yapıp sürekli olarak "özgürlük", "eşitlik",
Reklam
Uzun zaman önce terk ettim kendimi; artık tutunduğum tek şey o görkemli veda anından geriye kalan haklı çıkma çabamdı. Oysa ne farkederdi ki! Kaç türlü hesaba da otursam kendimden beni çıkardığım zaman, sonuç cafcaflı bir sıfırdı. Haklı bir ben bulamayışımın yüzleşmesini yapamamaktandı iç savaşlarımın sebebi. Zamansız ve mekansız bir avarelikten belki kimsenin duyamadığı ama kulaklarımdan gitmeyen lanet diş gıcırtısı, okuduğum, yazdığım her şeyin kafamda huysuz bir homurtuya dönüşmesi ve bitmeyen tahammülsüz saatler...saatler...saatler... Yani avarelik zor mevzu... İşsizlikten olsa gerek, döndüm dolaştım ve geldim; yine buradayım hayat. Ellerimi batırıp edebiyata, parmak uçlarıma kan sürdüm. Bulduğum tüm şiirlerin hecelerini bölüştürdüm iç organlarıma. En çok saygı duyduğum- ahh! Hecesini aldım ayırdım kalbimin en dar odasına. Düzenlememiş bir kaç satır yazıdan ibarettim artık. Ne kalır ki zaten insandan ardına, etten kemikten başka bir çift söz, iki satır karalama... Şimdi ağlamalıyım. Kimseye söylemeden herkes kadar, herkes için ağlamalı.Susmanın tam aksine ağla diyor şimdi ki vakit. Yastığına geceyi doldur diyor bir ses. Sonra uyan tüm sızılardan arınmış, olurya gün başka aydınlanır umudu ile yıkarım belki yüzümü, ben ve bütün insanlık. Sonay KARASU
Alıntı
Hanım hakkı Sual: Hanımla iyi geçinmenin yolu nedir? CEVAP Hanımının güzel huylu olmasını isteyen, önce kendisi güzel huylu olmalıdır! Kur'an-ı kerimde, insana gelen musibetlerin, günahları sebebiyle geldiği bildirilmektedir. O halde, dinimizin emir ve yasaklarına riayet eden, hanımı ile iyi geçinir. Aliyy-ül Havas hazretlerine hanımı küsmüştü.
Hz. Süleyman
Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman’a gelerek, kanadını bir dervişin kırdığını söyler. Hz. Süleyman, dervişi hemen huzuruna çağırtır. Ve ona sorar; “Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın?” Derviş kendini savunur; “Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı.” Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner ve der ki; “Bak, bu adam da haklı. Sen niye kaçmadın? O sana sinsice yaklaşmamış. Sen hakkını savunabilirdin. Şimdi kolum kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun?” Kuş kendini savunur. “Efendim ben onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allah’tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım.” Hz. Süleyman bu savunmayı doğru bulur ve kısasın yerine getirilmesini ister. “Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın” diye emreder. Kuş o anda; “Efendim, sakın öyle bir şey yaptırmayın” diyerek öne atılır. “Neden” diye sorar Hz. Süleyman. Kuş sebebini şöyle açıklar; “Efendim, dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar... Siz en iyisi mi, bunun üzerindeki derviş çıkartın... Çıkartın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın."
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.