I’m Nobody! Who are you?
Are you – Nobody – too?
Dizelerin sahibi şair 1886’da tam olarak bilinemeyen bir sebepten öldüğünde 55 yaşındaydı. 1800 şiir yazmıştı. Bunlardan yalnızca 10 tanesi kendisi hayattayken gazetelerde yayımlanmıştı. Yayımlanan az sayıdaki şiirinde de anonim kalmayı tercih etmiş, kendi ismini kullanmamıştı.
Aslında bu kadar
Söz mü, beni de kaldıracaksın tamam mı?” soruna net cevap almadan ne uyuyor ne uyutuyordun. Biliyordun kıyamayacağımızı. “Uyanmazsam su dök anne, ayağımdan
çeke çeke götür sofraya. Nütfen nütfen nütfen!” deyişlerin mıh gibi aklımda. Hatta bir gün balon şişirmiş
başucuna koymuşsun, “Uyanmayacak olursam bu balonu patlat, o zaman kalkarım" demiştin.
[sf:17]
Rivâyet olunduğuna göre Zülkarneyn aleyhisselâm, emri altındaki idarecilerini bizzât kendisi teftiş ederdi. Bir ara tebdil-i kıyafet ederek şehirlerinden birisinde dolaşırken kâdılardan birinin yanına uğradı ve günlerce orada kaldı. Fakat hiçbir kimsenin dava için ona müracaat ettiğini görmedi. Bu hâl uzayıp kâdının hâlinden herhangi bir şeye
Bu gece içtiğim kaçıncı kahve saymadım. Pek de kahve sevmem aslında. Ama nedense bugün hem kahve hem de sigara ihtiyacım varmış gibi hissettim. İhtiyacımı fazlasıyla aldım galiba. Kahvenin tadından mı olsa uykusuz kalmak istediğimden mi olsa pek anlam veremedim. Ama nedense tadı bir cazip geldi. Bilirsin çay severim ben. Demlediğin zaman bile taa
İçimde hangi atam konuşuyor? Hem aklımda hem de bedenimden aynı anda ayrılamam. Bu yüzden tek kişi olamıyorum. Kendim aynı anda sayısız şey olarak hissedebiliyorum. Fazla büyük usta kalmadı. Zamanımızın gerçek kötülüğü budur. Kalbin yolları gölgelerle kaplanmış.
Yararsız görünen seslere kulak vermeliyiz.
Okul duvarları, asfalt ve refah
Ve şöyle bitirdi cümleyi : hiç sevilmemiş bir kadın tarafından sevilmek dünyanın en güzel şeyidir... çünkü o sevginin kıymetini ve o duyguların ne kadar hasas olduğunu bilen nadir bir çiçektir.
Bende bir tevazu hastalığı varmış bir aydınlanma yaşadım. Ama atalarımızın hakkını vermek lazım ki fazla tevazunun sonu da vasat insandan akıl dinlemeye çıkıyor.
Bunun üniversitede ortaya çıktığını düşünüyorum. İnsan belli bir standartın üstünde yetiştirilince ve başka türlüsünü bilmeyince dışlanabiliyor. Özellikle maddi durumu iyi olan kişiler
O kadar öfke doluyum ki ne yapsam geçmiyor.
Bugün bir kez daha anladım gerçekten iyilikten maraz doğarmış. Her insana iyi niyetle yaklaşırken artık iki kez değil bin kez düşünürüm yinede iyi niyetle bakmam artık ve başkasınında iyi niyetle olmasına inanmam. İyilik yapıyorsa vardır bi çıkarı bitti..
RAB'be övgüler sun, ey gönlüm!
Ya RAB Tanrım, ne ulusun!
Görkem ve yücelik kuşanmışsın,
Bir kaftana bürünür gibi ışığa bürünmüşsün.
Gökleri bir çadır gibi geren,
Evini yukarıdaki sular üzerine kuran,
Bulutları kendine savaş arabası yapan,
Rüzgarın kanatları üzerinde gezen,
Rüzgarları kendine haberci,
Yıldırımları hizmetkâr eden