Koca cınar
Kalbim susuz bir toprak sen ise o susuzlukta kök salmış koca bir çınar ağacısın Vadi de oturmuş bekliyorum seni çırılçıplak sen ise başka bir herifin koynun da dahada rahat Bu sabah yine hava çok karanlık ve şehir çok sessiz yoksa bu bahsedilen sensizlikmidir ey koca çınar.
Senden sonra çok saatler, günler, haftalar geçti ama ben hâlâ aynı mesajda aynı duygular içerisinde kaldım. O son mesajla veda ettim sana daha önce veda etmek istedim ama bağışla beceremedim bunu herşeyi en iyi yapan sen yine başardın.. Veda ettik ama ben yine senden gidemedim...
Reklam
Kaçma Yüzleş!
Kaçmak seni kaçtığın şeye daha da yakınlaştırır.Kaçtığımız şeyler bizi daha hızlı bulur.Sen ne kadar kaçarsan o sana o kadar yaklaşır.Kaçmaya çalışırken gittikçe daha çok yakınlaşmaya başladığını fark edersin.Kaçmak,kaçındıklarımıza daha çok yakınlaştırandır.
Onu sekiz geçtiğinde
Pardon saat kaç diye sordum yanımda otobüs bekleyen kadına. Onu on geçiyor dedi. Teşekkürler dedim.  Arkamı dönüp omzuma çapraz olarak taktığım çantamdan telefonumu çıkarıp çaktırmadan saate baktım. Hayır onu on geçmiyordu. Onu sekiz geçiyordu. On demek sekiz demekten daha mı kolaydı? Neden hep sayıları yuvarlayarak söyleriz ki? Altı geçseydi beş
Hiç cevap vermiyorum…BEN SENİ İSTİYORUM, SENİ ARIYORUM… Kayıtsızlığınla beni yok ediyorsun, geride sen kalıyorsun.Ama seni de biri yok ediyor… Aslında bu oyunda herkes birbirini yok ediyor… Ben birilerini, o birileri başkalarını.Sen beni…Seni bir başkası… Hem çok iyi biliyorum; beni sevsen bile hiç kapanmayacak bu yaram…Seni biri sevse de hiç kapanmayacak bu yaran… Hiç kapanmayacak! …Avuçların hep boşluğa kapanacak
Gunahlar ve Af
İnsanlar ALLAH'ın affedebileceği şeyleri, kendi kafalarında farklı yere evriltip her zaman yargılamaya çalısıyor. Düşünmüyorlar " Ben o durumda olsam ne yapardım. " diye. Geçmişinde hatalar yapmış her birey kendi günahlarını kimseye anlatmamalı. Bugunun dostu yarininda düşmanı olabilir. [Bunlari yazma sebebim çevremizin umudunu yitirip daha da kötü yollara düşmemesi. Sen hala yaşıyorsan her zaman kurtulmaya veya daha iyi olmaya çabalayabilirsin.]
Kürşat ERKOL
Kürşat ERKOL
Reklam
-Hayır o papatya olmaz, sevmiyor çıkacak biliyorsun -Sen de çicek doğruyu söylüyor diye ondan vazgeç diyorsun🌼
Ya Rabbi! Sonsuz şükürler olsun, yeni bir güne uyandırdığın için. Sonsuz şükürler olsun, verdiğin sonsuz nimetlere. Sonsuz şükür bize göz aydınlığı olarak verdiğin çocuklarımız için. Onları bize emanet ettin. Sen onları muhafaza et, koru. Bizi onlarla imtihan etme. Onları açık, gizli her türlü günahtan muhafaza et. Onları kitabını rehber
BU NE ARKADAŞ!?
Yine uyandın sabah, Bende... Ah gözlerin işte yine, yeninden, İşte sende... Aklına ne gelirse, Beni de koy bir yere... Kalbime seni yakıştırıyorum,
"Kimse, vazgeçilmez değildir. Bunu; dünyada ondan gayrı kimse yokmuşcasına sevdiğin insandan, bir gece vakti aniden vazgeçtiğinde farkedersin. Ya da; o benden asla gidemez dediğin insanın, sen hiç hayatında olmamışsın gibi, seni unuttuğunda öğrenirsin. Kimse, vazgeçilmez değildir. İnsan neyden kaçarsa, ona koşuyor. Neyi yapmam derse, evren o şeyi ona yaptırmak için mücadele veriyor. Büyük konuştuğu her kelimeyi yediriyor dünya insana. Hayat daima, öğretiyor.."
Reklam
Yumurtayı düşün mesela
"Sen onu vaktinden önce kırarsan ne olur? İçindeki hayat son bulur ama o kendi içindeki güçle kendi kabuğunu kırarsa yeni bir hayat başlar. Sizin de kendi kabuğunuzu kendinizin kırması gerekir."
'Çok şey vardı anlatılacak, o yüzden sustum. Birini söylesem diğeri yarım kalacaktı. Sen duydun mu sustuklarımı?'' Oğuz Atay
hür bir insan asla bir kölenin önünde eğilmemelidir
Günün birinde padişah payitahtının sokaklarında dolaşıyordu. Onu gören herkes yerlere kadar eğiliyordu, Yalnızca yolun kenarında oturan bir derviş aldırmıyor, tesbihiyle Allah zikretmeye devam ediyordu. Padişah öfke içinde durdu ve dervişi yanına çağırdı, “Herkes eğilirken sen niye eğilmiyorsun?" diye sordu. “Herkes sizin gücünüzden korkuyor ve sizin zenginliğinizden istiyor" dedi derviş, "Onun için onların sizin önünüzde eğilmesi haklıdır. Ben ise yalnızca Allah (c.c'tan korkuyorum ve yalnızca Allah'ın bana lütfet tiklerini istiyorum. Bu nedenle benim sizin önünüzde eğilmem doğru değildir. Sultan sinirlendi, ancak derviş sözüne devam etti; "Ayrıca hür bir insan asla bir kölenin önünde eğilmemelidir'. Padişah önce öfkeden kıpkırmızı kesildi, sonra yüzündeki bütün kanlar çekilip beyaza döndü. Derviş sakin bir sesle devam etti, "Görüyorsunuz siz hâlâ öfkeniz ve gururunuzun kölesi siniz , ben İse kendimi, benliğimin ve hayvanı tabiatımın boyunduruğundan kurtardım". Aklı başına gelen Padişah askerlerini uzaklaştırdı; “Ona dokunmayın. O bir Allah (c.c) dostu ve çoktan benim hükümranlığımın dışına çıkmış". DEDİ ..
Resim