Bir gün bütün değer yargıları değişecek ve yargılananlar yargıç, eziyet edenler de suçlu sandalyesine oturacaklardır ve onlar o kadar utanacaklar, o kadar utanacaklardır ki utançlarının ve suçlarının ağırlığı yüzünden ayağa kalkamayacaklardır. O zaman, akıllı ya da akılsız bütün ezilenler, yani bizim caddedeki insanların çoğu, yani öcü geliyor
Sayfa 222 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Bir zamanlar tüm bu korkunç hikayeler beni katile boğazımdan sımsıkı bir iple bağlar gibiydi. Ölümlere son verip kurbanları huzura kavuşturmadan da bu ipten kurtulamıyor gibi hissediyordum. Bugün ise artık savaşacak gücüm yok... o ip her geçen gün boğazımı daha da sıkacak, ta ki beni boğana kadar. Çok geç olmadan durmak zorundayım.
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
"Bir zamanlar tüm bu korkunç hikâyeler beni katile boğazımdan sımsıkı bir iple bağlar gibiydi. Ölümlere son verip kurbanları huzura kavuşturmadan da bu ipten kurtulamıyor gibi hissediyordum. Bugün ise artık savaşacak gücüm yok... o ip her geçen gün boğazımı daha da sıkacak, ta ki beni boğana kadar. Çok geç olmadan durmak zorundayım.."
Sayfa 149 - Sonsuz KitapKitabı okudu
Son
Ölümün zamanın sonu, dünyanın sonu olduğunu tasavvur ediyorum, en azından benim için. Son günüm gelip çattığında, sevdiğim gibi normal bir sıradan gün olsun isterim. Sadece o gün artık çalışmayayım. Sabah her zamanki gibi yatakta görünmez bir muhatabı düşünerek küçük bir meditasyon yapayım; kendime mahsus ibadetim budur. Uzun bir duşun ardından bileşimini kendi hazırladığım süper müslimi yiyeyim ve alıştığım üzere gazetede göz gezdireyim. Sonra gözde kahvehanelerden birine gideyim; bugün, 30-40 kahve türü bulunduranı seçeyim. Yumuşak bir tür seçeyim, yüzlükler vadisinden elde edilen Ecuador Vilcabamba; ben de öyle ileri bir yaşa erebilsem ne mutlu olurdum. Kahvenin yanında, çilekli pasta yiyeyim. Bu yaşamda mensubu olduğu türün en yakın akrabalarına son bir ziyaret için vaktim kalır. Hayvanat bahçesine uzanır, maymunlara gider, hem ne kadar benzediğimize hem de başlangıçta ufacık olan farklılıkarın büyüyüp nasıl tayin edici ayrımlara vardığına bir defa daha şaşakalırım. Mesela, hep farklı olanı özlemek gibi bir fark (ki insanı dünyaya açılmaya itmiştir bu) ve yaşamın yeni olanaklarını keşfetmeye hep hazır olmak.
Sayfa 87 - İletişim Yayınları, Çev. Tanıl Bora, 2022, İstanbul.Kitabı okudu
Rûm Suresi, 55-56-57. Ayetler Arası
O -Son- Saat gerçekleştiği gün, suçlular -dünyada- ancak kısa bir süre kaldıklarına dair yemin edeceklerdir. İşte onlar -dünyada da hakikatlerden- böyle döndürülüyorlardı. Kendilerine ilim ve iman verilenler -inkârcılara- şöyle diyeceklerdir: “Şüphesiz ki siz Allah’ın yazısında -hükmedildiği gibi- diriltilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün, diriltilme günüdür, fakat siz onu tanımıyor -/reddediyor-dunuz.” O gün, haksızlık edenlerin -/zalimlerin- mazeretleri -kendilerine- yarar sağlamayacaktır; onlardan -Allah’ı- memnun etmeye çalışmaları da istenmeyecektir.
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Reklam
"Aslında," diye devam etti Hasan. "Yüreğimin derinliklerinde hala gençliğimdeki o masalları, Mehdi 'yle ve Peygamberle ilgili sırlarla dolu hikayeleri özlediğimi hissetmyor değilim. Yaşadığım hayal kırıklığının açtığı yara hala kanıyor. Hala canım yanıyor. Ama anlatılanların hiçbirinin doğru olmadığını ileri süren düşüncenin
Yeni yüzyılla eskisini karşılaştırmış ya şehirleşmeyi
Orlando bir kez daha pencerede durdu, ama okur hiç korkmasın; bugün aynı şey olmayacak, zaten kesinlikle aynı günde değiliz. Hayır – çünkü Orlando’nun o sırada yaptığı gibi pencereden baktığımızda Park Lane’in bile önemli ölçüde değiştiğini göreceğiz. Gerçekten de orada, Orlando’nun şimdi yaptığı gibi on dakika kadar durabiliriz ve tek bir fayton
Kırmızı Kedi Yayınevi
Felicindo ondan azıcık borç isteyecekti, ama tam o sırada evlerin oradan bir horoz öttü. Köyün son horozuydu bu, kurban edi- lecek fedakâr horoz, ölüm ülkesinden geliyordu sesi; sırf pislik olsun diye keyifle, yanlış zamanda ötüyordu. Ve horoz üüürüsü geceyi kırar kırmaz, bu ışıltılı süvari, çalılıkların arasından ateşler saçarak dağın içinde yok
Sayfa 183
Yuvadaki Şeytan Neden bütün ya da hemen hemen bütün modern evliliklerin mutsuz olduğu sorusu (sanki sadece modern evlilikler mutsuzmuş ve modern olmayanlar mutluymuş gibi), bütün edebiyatın -ciddiyetle- ve her beş çayı sohbetinin -ciddiyetten uzak bir biçimde- etrafında döndüğü, son moda sorulardan biri. Dünya üzerindeki her soru, toplumun
Reklam
Uzun bir ıstırabın sonunda ve bir saadet anında gelecek ölümün türküsü…
Bir sahile varacak günlerimiz… Günler ki nâmütenahi ıstırap, Kalmayacak bugünkü hasta harap Yüzlerde bahtın karanlığından bir iz. Şekillenecek ruhu çeken kutup; Sevmek kadar tatlı, yaşamak kadar Kısa bir ânın ötesinde bahar… İşte o dem ki bir ömrü unutup. Açacağız nurdan kapılarını Bugün vadedilen cennetimizin. En güzel, en son memleketimizin Bulacağız ışıktan pınarını. Gün vuracak baktığımız her yüze.. Ve kızlar, kucaklarında çiçekler, Ebedi baharı getirecekler Bu yeniden başlayan ömrümüze…
Dandini dandini dasdana. İki dandini bir dasdana. Ortaçağların bu ürkütücü kardeşleri, artık bir ninninin uyutucu kelimeleri olmuşlar. Kutlug Dandini (ya da Batılı tarihçilere göre Dandin) ve Farsus Dasdana, İsa’dan sonra VII. yüzyılda Anadolu’da yaşadığı sanılan efsaneler kahramanı Hartug Dandin’in oğulları. Hıristiyan azizlerinden Gordalos’a
Sayfa 169
“Sana her zaman müteşekkirim, çünkü Kemalist düşünceyle yetiştirdin beni. Küçüklüğümden beri evde devamlı kurtuluş Savaşı anılarıyla büyüdüm. Ve o zamandan beri yabancılardan nefret ettim. Biz Türkiye’nin 2.Kurtuluş savaşçılarıyız. Elbetteki hapislere de atılacağız, kurşunlanacağız da. Tıpkı 1. Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi. Ama bu toprakları yabancılara bırakmayacağız. Ve bir gün mutlaka yeneceğiz onları. Düşün baba, bugün hükümet işini gücünü bırakmış, bizimle uğraşıyor. Çünkü bizden başka gerçek muhalefet kalmamış durumda. Ve hepsi Kemalist çizgiden sapmışlar. Ve tarih önünde hüküm giymiş durumdadırlar. Biz çoktan onları tarihin çöplüğüne atmış durumdayız. Baba mektubuma son verirken seni, annemi, Bora‘yı, Hamdi‘yi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım. Ya vatan ya ölüm.”
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
İlk hataya düştüğümüz gün ayrılmalıyız hayattan diyordu artık çok geç kaldık ilk uyuşmazlığa düştükleri zaman birbirlerinden ayrılmalı insanlar sonra bir çıkmaza giriliyor kendimi hoşgördüğüm her an başka aptallıklar için fırsat yaratıyor başından kesmeli ilk yanılmada ilk hayal kırıklığında son vermeli bu işe sonra başarısızlık bir alışkanlık oluyor sıkılganlık bir huy oluyor burnunu çekmek gibi bir huy ilk yalanı söyledikten sonra bir daha konuşmamalı insan ümit ediyor İsa günahları affediyor her iş yolunda fakat İsa günah işlemedi bunun ağırlığını bilemez yaptığı bir hataya kitaplarda rastlayamadım başkasında günahları affetmek kolay ilk anda ne kadar acı gelirse gelsin başkalarının yaşattığı ıstırapları unutuyoruz sadece merakımızdan yaşamaya insanlarla ilişkilerimizi sürdürmeye çalışıyoruz sonunda bakalım ne olacak bir gün daha birlikte olsaydım ne olurdu belki bütün anlaşmazlıklar düzelirdi bugün aklıma gelen sözü ona dün söyleseydim mesele kalmazdı o halde yarın yeniden denemeliyim oysa aynı hatalar aynı aptallıklar tekrar ediliyor.
Sayfa 496Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.