İlk
İlk hataya düştüğümüz gün ayrılmalıyız hayattan diyordu artık çok geç kaldık ilk uyuşmazlığa düştükleri zaman birbirlerinden ayrılmalı insanlar sonra bir çıkmaza giriliyor kendimi hoşgordüğüm her an başka aptallıklar için fırsat yaratıyor başından kesmeli ilk yanılmada ilk hayal kırıklığında son vermeli bu işe sonra başarısızlık bir alışkanlık oluyor sıkılganlık bir huy oluyor burnunu çekmek gibi bir huy ilk yalanı söyledikten sonra bir daha konuşmamalı insan ümit ediyor Isa günahları affediyor her is yolunda fakat Isa günah işlemedi bunun ağırlığını bilemez yaptığı bir hataya kitaplarda raslayamadım başkasında günahları affetmek kolay ilk anda ne kadar acı gelirse gelsin başkalarının yaşattığı ıstırapları unutuyoruz sadece merakımızdan yaşamaya insanlarla ilişkilerimizi sürdürmeğe çalışıyoruz sonunda bakalım ne olacak bir gün daha birlikte olsaydım ne olurdu belki bütün anlaşmazlıklar düzelirdi bugün aklıma gelen sözü ona dün söyleseydim mesele kalmazdı o halde yarın yeniden denemeliyim oysa aynı hatalar aynı aptallıklar tekrar ediliyor
Sayfa 496Kitabı okudu
Ey insan evladı… Sana biçilmiş bir ölüm, hep var. İçinde sürdüğün yaşam gibi… Bugün, yarın belki daha sonra ama bir gün… Yaşama tutunmak tüm benliğinin en derin, en haklı arzusu… Lakin o kaçınılmaz son, bir gün senin için orada olacak ve o gün geldiğinde diyebilmelisin ki… Sonuna kadar yaşadım…
Sayfa 211Kitabı okudu
Reklam
Teknolojiye bayılıyorum. Bir sürü yeni icat çıkıyor, yeni âlet çıkıyor. Telefon çıktı, televizyon çıktı, bilgisayar çıktı, şu çıktı, bu çıktı, biz bayılıyoruz bunlara. Bunların her biri bütün insanlığın son derece ileri gitmesi, kültürünün gelişmesi, eğitiminin çok gelişmesi için kullanılabilecek âletler. Ama ne için kullanılıyorlar? Televizyondan tut da müzik çalıcılarına, bugün bilgisayarına kadar, ne için kullanılıyor? Yamyam gibi çıkıp, yüzlerini mor boyalarla boyamış, sarı saçlarına kireç sürüp dimdik havaya kaldırmış 2000 sene evvelki dedelerin aynı torunları İngiliz, Amerikan, bunlar vahşice birtakım hareketlerle, bağırtılarla müzik diye bütün dünyaya satıyorlar ve gençlik bunun peşinde. Her gün medeniyet biraz daha geriliyor. “Pop Top medeniyeti, teneke medeniyeti” hâline geliyor. Yâni bunlar için mi icat edildi o teknoloji hârikaları?
Kitabın son cümleleri ise daha da çarpıcı: "Bir gün gerçeklerin ortaya çıkacağından eminiz. Sahtekar ihbarcıların, sahte delil ve belge üretenlerin, ayrım yapmadan yargı karşısında hesap vermeleri için savaşacağımıza kimsenin şüphesi olmasın. Bugün bizden esirgenen adalete, o gün onların ihtiyacı olacaktır. Umarım bizim için işlemeyen adalet onlar için işler. Biz iki yıldır adalet arıyoruz ama bulamıyoruz..."
İşte benim eylülüm!”
Eylül! Birkaç gün hava ne kadar güzel olsa bu kadarcık geçici bir güzelliğe bile minnettar olmak gereken bir ay. Eylül, esef ve özlem ayıdır. İçine birkaç günlük kış saldırısından acı düştüğü için, o güzel havaların, devamlı yazın, artık nasıl geçtiğini bir mazi olduğunu hissettiren bir ay... Onun hayatı da öyle değil miydi? Son günlerin güzelliği ile beraber, şimdi yine imkânsızlığa, yine hüzün ve sıkıntıya düşmemiş miydi? Tıpkı şimdi ki gibi, nasıl yaz günleri elindeki mutluluktan habersiz geçip ilk kış hücumuyla kederlenirse, o da biraz önce anlayıp eski günlerin hasretini çekmemiş miydi? Tekrar hayatına başlamak arzusu, bugün tekrar yaz olmasını istemek gibi değil miydi? Bir senedir onu hırpalayan endişelerin, hüzünlerin ne olduğunu artık iyice görüyor, “İşte benim eylülüm!” diyordu.
bazen, hayat
Bazen hiçbir şey göründüğü gibi değil. Bazen, ömür dedikleri öyle upuzun saatler, günler, aylar, yıllar, yaşlar, bir sürü suratlar, şehirler, bitmez yollar değil. Seneler bir yolunu bulup geçirilir. Bu şehirden o şehre kaçıp gidilir. Mevsimler değişir. Yağmurlar yağar. Birkaç yabancı gelir ve gider. En sonunda akılda, yürekte, hatırda kalansa
Sayfa 26 - BAZEN, HAYAT / Aysu AltaşKitabı okudu
Reklam
William Shakespeare 23 Nisan 1564’te Stratford-Upon-Avon’da doğan Shakespeare’in yaşamı hakkında bildiklerimiz kilise, mahkeme ve tapu kayıtları gibi resmi belgelerle çağdaşlarının onun kişiliği ve eserleri hakkında yazdıklarına dayanır. Hali vakti yerinde bir esnaf olan, aynı zamanda yerel yönetimde sulh hakimliği ve belediye başkanlığı gibi
Bitmesine rağmen etkisi hâlâ üzerimde...
Biliyor musun, bir gün, bir dostum bana: 'bir ölüye göre fazla nefes alıyorsun.' demişti. Başta yadırgamış, ama sonradan ona hak vermiştim. Yaşamaya büyük bir yeteneğim olduğunu düşünüyorum. Yani nasıl yaşanması gerektiğini çok iyi biliyorum. İyi hayat nasıl geçirilir,çok iyi biliyorum. Ama ilgimi çekmiyor. Yani yaşamaya büyük bir
“Farz et ki öldün ama o kadar hazırlıksız öldün ki ağlayarak yalvardın, sana tek bir gün vermeleri için yakardın yaradana. Sonra sana bugünü hediye ettiler. Sadece yirmi dört saat. İşte bugün kalan son gününmüş gibi yaşa.”
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.