Kolay değildir doğuştan kötü huyluların dayağı ve cezayı hakettiklerini düşünmeleri. Bir köpek varmış tüylerini kabartıp havlamadan suratın kasıp hiç hırlamadan ürkekçe kuyruğunu kıstırıp sakin görünürken acımasız dişleriyle yaralar açıyormuş birden. Yanıltmasın diye insanları uysalmış gibi görünmesi, efendisi uygun görmüş bu hırçın köpeğin bir çıngırak taşımasını boğazında. Şıngırdayan bronz çıngırağı bağlamış köpeğin boynuna uyarı işareti vermesi için sallandığında. Ne var ki inanmış köpek bu çıngırağın boynuna ödül olarak takıldığına ve küçümsemiş türünü kendini bir şey sanıp da. O zaman türün en yaşlısı kendilerini küçümseyen küstaha yaklaşmış uyarmak için şöyle bir ifadeyle: "Bahtsız, nasıl bir çılgınlığa kapıldın şu çıngırağın hizmetlerine karşılık ödül diye takıldığını mı sandın? Uysallık madalyası değildir şu bronzla gösterilen kötü olduğunun kanıtıdır o ses, taktığında ondan gelen."
Sayfa 31 - Havlamak istemeyen Köpek
244 syf.
10/10 puan verdi
#birsadakatmeselesi Kapak yazısında da belirttiği gibi "Kadın mı daha sadıktır , erkek mi?" Sorusunu kendimize yöneltmemize sebep oluyor kitap bittiği zaman. Aslında sadakatini cinsiyet ve alakası olduğunu çok da düşünmüyorum vana kalırsa karakterle alakalı . Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Ah Berna ah ... Diyerek kitaba başladım.
Bir Sadakat Meselesi
Bir Sadakat MeselesiAynur Nergiz · Siyah Beyaz Yayınları · 20244 okunma
Reklam
Bakın, Başbakan Yardımcısı Sayın Kaya Erdem, arkada şımız Ulagay ile yaptığı uzun konuşmanın bir yerinde şöyle diyordu: "1983 yılında ekonomide ipin ucu kaçırılınca biz hükümet olduğumuzda halktan yeni fedakârlık istemek zorunda kaldık. Bu istikrar programı da başarısız kalırsa bundan sonra hiçbir hükumet vatandaşın karşısına çıkıp 'Ben
Kelebeğin ömrü
Gülseren Hanım, Dr. Nüvit Hanım bir hasta gönderdi, "mümkünse hemen alıverin," diye rica etti. Şimdi onu gönderiyorum. Tamam Tuna, bekliyorum. Kapı vuruluyor ve içeri üç hanım giriyor. İkisinin ağlamaktan gözleri kızarmış. Biri ise şaşkın şaşkın etrafına bakınıyor. En yaşlı olan, elime bir kâğıt uzatıyor. Nüvit Hanım'ın bana
Bir gün ormanın içinde o güne kadar hiç görmedikleri bir canlı belirmiş. Bu bir insanmış. Elinde ise pırıl pırıl parlayan bir balta varmış. Ağaçlar korku içinde bu yabancıya bakmışlar. Az sonra hep birden ağlamaya başlamışlar. "Neden ağlıyorsunuz?" diye sormuş gökyüzündeki güneş. Ağaçlar "Bu yabancı sırasıyla hepimizi kesecek de ondan" demişler hep bir ağızdan. "Korkmayın birbirinize ihanet etmezseniz size bir şey yapamaz!" demiş güneş. Ağaçlar o zaman daha da çok ağlamışlar. Baltanın odundan yapılmış sapını göstererek "Görmüyor musun? İçimizden biri çoktan ihanet etmiş bile!"
Müzik Dinlemenin Sakıncaları *
Günümüzde birtakım müzikleri dinlemek muhtemelen insanın ahlaki ölçülerini kaybetmenin en kolay yolu. Bugün bazı müzikler sesli pornografi gibi. Öyle aşikar, öyle hayasız ve edebe aykırı ki, insanılığınızı sizden alıp götürüyor. Kadınlara birer nesne gibi, hatta nesneden daha alçak şekillere bakmanızı teşvik ediyor. Bu şarkıları üreten insanlar
Sayfa 184 - Timaş Yayınları - 8. BaskıKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.