PAZAR YERİNDEKİ SİNEKLER
Yalnızlığına kaç dostum.
Seninle nasıl susacağını pek iyi bilir orman ve kaya.
O sevdiğin ağaca benze yine sen o geniş dallıya sessiz ve dinlercesine sarkan, o denizin üstüne.
Yalnızlığın bittiği yerde pazar yeri başlar.
Pazar yerinin başladığı yerse, büyük oyuncuların gürültüsüyle ve ağılı sineklerin vızıltısıyla doludur.
Bu göstericilere " Büyük adam “ der halk.
Halk pek anlamaz büyükten, yani yaratıcılıktan.
Ama büyük şeylerin bütün göstericilerinden ve oyuncularından hoşlanırlar.
Yeni değerler yaratanların çevresinde döner dünya, görünmeden döner.
Oysa oyuncuların çervesinde döner halk ve şan. Dünyanın gidişi böyledir.
Buradaki en iyi şeyler, göstereni olmazsa, değersizdirler.
Yalnızlığına kaç !
Sen küçük ve acınacak kişilere pek yakın yaşadın. Onların göze görünmez öçlerinden kaç !
Biz, birinde bulduğumuz şeyi onda alevlendiririz de. Onun için sakın küçüklerden ! Senin önünde kendilerini küçük bulurlar ve alçaklıkları sana karşı görünmez bir öç içinde parıl parıl yanar.
Görmedin mi, sen yanlarına varınca sık sık nasıl sustuklarını ve güçlerinin, sönen bir ateşin dumanı gibi, onlardan nasıl ayrıldığını ? Evet dostum, komşularının tedirgin vicdanısın sen; çünkü onlar senin dengin değiller. Bunun için kanını emmeye can atar ve senden nefret ederler.
Yalnızlığına kaç dostum !
Oraya, sert ve sağlam bir havanın estiği yere kaç. Artık el kaldırma onlara ! Sayısızdır onlar,
Hem senin yazgın,
sinek kovalamak değil ki...