1-Bir kaşeciye git, İSMİN SOYADIN, onun altına ÖZEL KİTAPLIĞI yazdırarak bir mühür yaptır.
2-Kendi özel kütüphaneni kurmaya başla.
3-Kütüphanene hep faydalı hayırlı kitaplar al koy.
4-Boğazından kes, lüzumsuz masraflar yapma, kitap al.
5-Aldığın kitapları, kısmen de olsa oku.
6-Öğrendiğin faydalı bilgileri hayata uygula.
7-Sakın kitapların
Merhaba arkadaşlar;
Huzur kitabını dün, uzun bir yolculuğu geride bırakan varış noktasındaki yorgun yolcular gibi bitirdim. Bu okuma süreci benim için biraz değil epey zor oldu. Malum yazıldığı dönem itibariyle Huzur daha çok Arapça ve Osmanlıca olmak üzere birçok Arapça kökenli eski Türkçe kelimeleri içeren cümlelerden oluşuyor. Bir taraftan bu
SENELER GEÇMİŞ OLSA BİLE NE ŞİİR DEĞİŞİYOR NE DE İNSANA HİSSETTİRDİKLERİ
Önce anılarımı anlatayım. İnceleme en sonda.
Bir süredir hafta sonları kütüphaneyi ziyaret ediyorum. Bu hafta sonu yine kitapları kurcalarken gözüme takıldı. Kitabın rengi, ismi çok tanıdık geldi. Bir süre bakakaldım kitaba. Ben bu kitabı okumuştum dedim kendime. Hemen
Huzur kitabında geçen anlamını bilmediğim kelimeleri not etmiştim. Temize çekerken gözüme bir hayli fazla geldi ve bunları paylaşmanın kitabı okuyacak olan arkadaşlara bir nebze yararının dokunacağını düşündüm.Kelimenin geçtiği cümleyi merak edenler için parantez içine sayfa sayılarını ayrıca belirttim.Benim gözümden kaçan kelimeler olmuşsa yoruma
Aslında her Harry Potter kitabı ayrı bir inceleme gerektirir. Çünkü her kitap başka bir macera, her kitap başka bir büyüme hikayesidir. Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın yeri bende başkadır. Hem okuduğum en kalın kitaptır, hem de bu muhteşem seriye başlamama ön ayak olmuştur. İlk olarak kütüphanede karşılaşmıştım bu kitapla. YKY'nin
Daha kitapçının vitrininde aradığın yapıtın adı ilişti gözüne . Bu görsel izi sürerek tezgâhların üstünden kaşlarını çatarak bakan, raflardan seni korkutmaya çalışan Okumadığın Kitaplar kalabalığını yararak dükkânda ilerledin. Ama sen çekinmen gerekmediğini biliyorsun; Okumana Gerek Olmayan Kitaplar, Okunmaktan Başka Amaçlar İçin Yazılmış Olan
.
Patch JEEP' ini neden çaldığını açıklarken
itiraz ettiğimi ekleyeceğine yemin eder misin?
Ben JEEP'i çalmıyorum .
Mahsur kaldık...«Buna ödünç alma denir.».
"Buna sen delisin nedir.."
.
Ahmet Günbay Yıldız; çocukluk yıllarımın yazarı. Senesi lazım değil 🙈 o zamanlar şimdiki gibi kitap bulup alma şansımız yoktu öğretmenim ödünç verir ben de okuyup geri verirdim. Şimdi kendi kitaplığım da çoğu kitabı mevcut. Tekrar okuduğum kitapları bana Yeçilçam filmi gibi gelsede keyifle okuyorum.
Zenon’un meşhur Akhileus ve Kaplumbağa paradoksuna benzer yaşamımız. Bir geç kalınmışlık hissi bir elde edememe hüsranı. Oysa bir arzu nesnesidir yaşamı canlı tutan. Arzunun kendisidir. Kendini var eden arzu ve onun sahnesi bizi fantastik kurgusal bir dünyada tutar. Bu bize aittir ve tamamen özneldir. Bu alanda arzu nesnesi bile yoktur. Sadece
''İnsanlar, bağışlandıklarında arsızlaşan, bu yüzden onlara yumuşak ve sevecen davranılamayan çocuklara benzerler. Bir dostun ödünç alma isteğini reddetmekle o kişiyi yitirmeyiz ama ödünç istediği şeyi ona vermekle onu çok kolayca yitirebiliriz. Bunun gibi bir dosta karşı gururlu ve onu biraz ihmal edici bir biçimde davranarak onu yitirmeyiz ama ona karşı çok fazla dostça ve kibar davranırsak onu yitiririz; çünkü bu davranışımız onu küstah ve katlanılmaz kılacaktır.''
Bilinen hiçbir toplum herhangi bir dönemde tamamen Şamanist olmadı ve toplumdaki grupların hepsi Şamanizme benimsemedi. Hatta sosyologlar, antropologlar ve din tarihçileri İslam, Budizme, Hristiyanlık veya Lamacılık, Zerdüştlük veya animistik olsun, dinlerin kültürlerinin sürekli birbirlerinden ödünç alma ve birbirleriyle kaynaşma halinde olduğu bir dünya tarif ettiler. Aynı şey, eski inançların, sonradan egemen hale gelen Hıristiyan inancı ile çeşitli etnik grupların büyü hakkındaki inançlarıyla karıştığı Avrupa etnografik malzemesi için de geçerlidir.