Yaşam Türkce
Yaşam Ne söylendiyse sadece dinledik. Başka nasıl yapılmalı kesin bilemedik. Yaşamı görüb de böyle yapdık? İnsanlar konuştu gerçeğe çatdık? Yalnız konuşulur aynı mevzular. Bunu yaparsan olacak budur.
Dialog Türkce
Dialog Nasıl net gözlem yapa biliriz? Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz? Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız? Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız? Derler insan çözülmez kutu bağlı. Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
Reklam
208 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 days
. . Sözcükler , Jean Paul Sartre . .
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
: Pardon Monsieur?!?!? Kime itaat edecekmişim? Ona itaat edeceğim mi düşünülüyormuş?!! Benden ciddi ciddi bunu mu umuyorlarmış?!! Karşımda büyümüş de küçülmüş bir adam duruyordu. Boyu posu henüz serpilmemiş, ufak yaşına göre pek olgun tavırlar sergileyen bu küçük akil adamın yaşı ile tavırları arasındaki ters orantıya neyin sebep
Sözcükler
SözcüklerJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 20201,539 okunma
Yanlışı reddetmek, ama doğruya ulaşamamak bizi yanlış içinde bulunmaktan daha kötü duruma sokar. Bu durumdaki insan kendini yurtsuz kılmıştır, inkâr ettiği vardır ve lâkin ikrar ettiği yoktur. Âdemoğlu kendini acaba neden böyle bir çaresizliğe sürüklemek gafletine düşer. Çünkü aceleci ve cimridir. Aceleciliği yüzünden kendine zarar verdiğini hissettiği alandan çabucak kaçmak ister ve cimriliği yüzünden yarar beklediği yolun kendi kavrayışı oranında güvenli ve sağlam olacağını umar. Vermeden almak ister. Aklıyla bir yol çizmek, öfkesiyle bu yolu haklılaştırmak hevesindedir. Seneca'nın sözlerine kulak verirsek, onun şöyle dediğini duyarız: "Akıl neyin doğru olduğuna karar vermek ister; öfke karar verdiğinin doğru bulunmasını ister." İşte insanın aceleciliği ve cimriliği. Âdemoğlu akletmekle yanlışı teşhis edebilir, neyin veya nelerin kendinden uzak tutulmasını farkedebilir, ama neyin doğru olduğuna aklederek karar veremez. Ne var ki aceleci insan yanlış hakkında birkaç fikir sahibi oldu mu, hemen oradan doğruya sıçradığını sanmakta gecikmez. Sonra da cimriliği girer devreye: Doğruyu uhdesinde bulunduruyor ya, kendi doğrusuna itibar etmeyene öfkelenir. Kendi kararı dışına düşene cimri davranır.
57 syf.
·
Not rated
Franz Kafka, “Babaya Mektup” adlı eserinde babasıyla olan iletişiminde hissettiği güçsüzlük, suçluluk ve öfke gibi duyguları kaleme almıştır. Aslında babasına mektup yazmasının sebebi babasının Kafka’ nın aşık olduğu kadın hakkındaki düşünceleridir. Baba konusunda daima yaralı olan Kafka, çareyi yazmakta bulmuştur. Kafka küçüklükten itibaren kendisine baskı ve psikolojik şiddet uygulayan babasının sözlerini hayatının merkezine koymuş kendine ve topluma yabancılaşmıştır. Babaya Mektup, yazarın babasıyla olan ilişkisindeki duygusal karmaşıklığı , anlaşmazlıkları yansıtan bir eser olarak öne çıkar. Kafka'nın iç dünyasına erişerek Babalık kavramı ve aile ilişkileri üzerine eleştiri yapar Kitabın başlığında ise ‘babama’ değil ‘babaya’ mektup olması Kafka’nın hiçbir zaman babasına ait olmadığı düşüncesindendir . Etkilendiğim kısım ise babasının kafka’ ya diktatörlük yaparak sürekli nasıl davranması gerektiği hakkında yorumlar yapmasına rağmen, bi baba olarak bir çocuğa karşı nasıl davranması gerektiği hakkında tek bi fikre sahip olmamasıydı.
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202240.6k okunma
sevdiğimiz insanlar hakkında kendimizi daima iki defa kandırırız; birincisi onların lehine, ikincisi de onların aleyhine. Camus . .
Reklam
206 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 13 days
Pierre Franckh tarafından yazılan Rezonans Kanunu, son zamanlarda oldukça popüler hale gelen ve geniş kitlelere ulaşan bir kitap. Peki, bu kitapta neler anlatılıyor ve okurlara ne gibi mesajlar veriyor? Rezonans Kanunu, evrendeki her şeyin titreşimlerden oluştuğunu ve benzer titreşimlerin birbirini çektiğini savunuyor. Bu prensibe göre, düşüncelerimiz ve duygularımız da birer titreşim yaydığı ve bu titreşimlerin hayatımıza giren olayları ve insanları etkilediği belirtiliyor. Rezonans Kanunu'nun içeriğini ve öne çıkan bazı noktalarını sizlerle paylaşacağım. ●Düşüncelerimizin gücü: Kitap, düşüncelerimizin ne kadar güçlü olduğuna ve hayatımızı nasıl şekillendirdiğine dair önemli mesajlar veriyor. Olumlu düşünmeye ve istediğimiz hayata odaklanmaya teşvik ediyor. ●Minnettarlık duygusu: Minnettarlık duygusunun önemi vurgulanıyor ve bu duygunun hayatımıza nasıl bolluk ve bereket çekebileceği anlatılıyor. ●Affetme: Geçmişe takılıp kalmanın ve öfke, kin gibi duyguları beslemenin bizi olumsuz etkilediği belirtiliyor. Affetmenin ve geçmişle barışmanın önemi vurgulanıyor. ●Hedef belirleme: Hedef belirlemenin ve bu hedeflere ulaşmak için harekete geçmenin önemi vurgulanıyor. ●Çekim yasası: Kitapta, çekim yasası hakkında da bilgiler veriliyor ve bu yasanın nasıl kullanılabileceği anlatılıyor. Rezonans Kanunu, kişisel gelişimle ilgilenenler için faydalı olabilecek bir kitap. Kitapta yer alan bilgiler yeni olmasa da, motivasyon ve ilham kaynağı olabilir. Özellikle, olumlu düşünmenin ve çekim yasasının gücüne inananlar bu kitaptan keyif alabilirler. Kitapla kalın sevgili arkadaşlar..
Rezonans Kanunu
Rezonans KanunuPierre Franckh · Koridor Yayıncılık · 20194,516 okunma
Çoğu zaman savaşın ne hakkında olduğunu bile bilmeden çarpışmaya girmemiz çok şaşırtıcı..
İyi Kız Sendromu
Gerçekte öfke ya da tepki uyandıran durumlarda sessiz kalırız; ya da gözyaşlarına boğulur, kendimizi suçlar veya öfkemizi saklarız. Ama sakladığımız aslında yalnızca öfkemiz değildir; ayrıca, açıklığın diğer insanı huzursuz edeceğinden, ya da aramızdaki farkları ortaya çıkaracağından kuşkulanırsak, düşündüklerimiz ve hissettiklerimiz hakkında açıkça konuşmaktan da kaçınırız
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.