Hayal mi gerçek?
Gerçek mi hayal?
İkisi de mi gerçek?
İkisi de mi hayal? . . .
Hem gerçeği hem hayali muallakta bırakan bir obsesif şüphenin romanı:
Puslu Kıtalar Atlası
Eflâtunî bir girdap içinde büyük daireler çize çize derinlere doğru efsunlanmış ve yarı-anestezik bir halde duhul ederken birden son sayfaya gelmemle birlikte geceyarısının bir kör
"... gerçek bir Şair idi, ve bilmeden Şeytan'ın mezhebindendi"
William Blake
Şair John Milton (1608-1674), İngiliz Edebiyatı'nın en önemli taşıyıcı sütunlarından biridir. Yunanca, Latince, İtalyanca dillerine hakim olan Milton, teoloji alanındaki çalışmalarıyla birlikte, eserlerini mitler ve dini öğeler üzerine kurmuştur. İngilizce’ye
Çocuk babasına sorar, baba ben nasıl dünyaya geldim diye? Soru babaya hiç beklemediği bir yerden gelmiştir. Cevapta vermek zorunda hisseder kendini. Sonuçta o yaştaki çocuk babadan öğrenmeliydi bi çok şeyi. O da birkaç saniye düşündükten sonra seni leylekler getirdi oğlum der. Bu söylediği kendisine bile çok komik gelmişti ama cevapsız
Eğer ahiret diye bir yer gerçekten varsa orada mutlaka ama mutlaka konuşmak istediğim insanların başında gelen Dostoyevski'nin bütün bedenimi ele geçiren; düşüncelerimi, duygularımı, nefretimi, isyanımı, ruhumu kontrolü altına alan ve beni sayfalarca süren bir çölde susuz başıma bırakan inanılmaz kitabıyla ilgili biraz konuşmak
"Öfke nöbeti yaşayan annelerin, Anadolu'da çocuğu emzirmelerine dahi doğru bakılmaz. Hatta" Hırsın bebeğe geçer, zehirlersin" şeklinde uyarırlar onları. Tecrübeyle oturmuş önemli bir bilgidir bu bir yerde."
Öfke kontrolü yapabilmek kişinin hem ebeveynliğe, hem kulluğa bakan tüm rolleri için önemli bir haslettir.
Bunun için tüm ebeveynlerin kullanabileceği dört basit adım vardır:
1-Durmak
2-Oynaya bakmaktır.
3-Gerçeğe dönmektir.
4-çareleri gözden geçirmektir.
Yazar bu eserinde ;insanlar arası ilişkileri düzeltmenin aile bağlarını güçlendirmenin kendini ,eşini ve çocuklarını daha iyi tanıyabilmenin en önemli yönteminin "kendinizle barışık olmanız "olduğunu vurguluyor. Nevzat Tarhan:" Hafıza ve zeka geliştirilebilir," "kötü hafızanın sorumluları, dikkatsizlik, özgüven azlığı, önem vermemek, duygusal boyutun ihmali ve öğrenilen bilgilerin kullanılmamasıdır" ,iddialarında bulunuyor. Depresyon ,panik atak ,yorgunluk, Kronik yorgunluk sendromu gibi durumların belirtileri ve tedavi yöntemlerinden bahsediyor. "iyi olacağım" demenin faydaları ve güzel düşünmenin beyne olan mucizevi olumlu etkilerinden örnekler veriyor. Öfke kontrolü, ahlaksızlık, şiddet, satanizm,bağımlılık gibi gençlerin karşı karşıya olduğu problemler ve çözüm önerilerine de yer vermiş eserinde... Yapabileceğiniz küçük testlerle ,bizlere kendimizi tanıma fırsatı sunuyor; eşinizi yeterince tanıyor musunuz? Çocuğunuz hangi zeka türüne sahip? vb Hülasa ,kendimizle barışık olmaksa hedefimiz, duygularımızı eğitip yönetebilmeliyiz.
Merhaba 1000k ahalisi bugün her birimiz için ama özellikle de ebeveynler için okunmasında oldukça fayda olan bu kitabı tanıtmak istedim.
Çocuklar için beş sevgi dili Amerikan kültüründen esinlenmiş bir eser olmasına rağmen tüm dünya ebeveynlerine model oluşturabilecek bilgiler içeren verimli bir kitap. Her ebeveynin ve dahi eğitimcinin,
Kişi bilecektir ki, kızmak, işlerin kendi arzu ve isteğine göre değil, Allah teâlâ'nın emir ve iradesine göre cereyan etmesine tepki göstermektir. Bu şekilde tepki göstermek ise imana ters bir tutumdur. Çünkü iman, Allah teâlâ'nın emir ve iradesine teslim olmak, O'nun kader ve takdirine râzı olup boyun eğmektir. Bu böyle olduğu için, kızmak Allah teâlâ'nın kızan kimseye kızmasına sebep olur. Allah teâlâ'nın kızması ise, bu kimsenin kızmasından daha şiddetli ve daha etkilidir. Kişi şunu da bilecektir ki, kendisi zayıf bir bir kul olduğu hâlde, büyük ve güçlü olan Allah teâlâ'ya karşı nice itâatsızlıklar yapmış ve fakat O'nun affı ve hilmiyle karşılaşmıştır. Bu durumda onun kendi kulu olmayan kimselerin kendisine karşı itâatsızlık yapmalarına kızması ve acımasız davranması doğru değildir. Çünkü, başkalarının onun emirlerine itâat etmeleri, onun Allah teâlâ'nın emirlerine itâat etmesi kadar ne önemli, ne de gereklidir.