Öğrenilmiş çaresizlik yaşayanlar başarısızlığa uğradıkları alanlarda kendilerini geliştirmeye de kapalı olurlar. "Dün yapamasam da bugün kendimi geliştirerek yapabilir hale gelirim," diye düşünemezler. Bir işi yapmanız gerekiyor ancak yapamayacağınızı düşünüyorsanız, "Onun nasıl yapılacağını öğrenirsem, ben de yapabilirim," diye düşünün.
Buraya kadar anlatılan öğrenilmiş çaresizlik öykülerinden, 'yapamam' inancının aslında çoğu kez geçersiz olduğunu ve insanı ne kadar gülünç duruma düşürdüğünü görmüş olmalısınız. Fark etmiş olduğunuz gibi, öğrenilmiş çaresizlik psikolojik ofsayt pozisyonuna düşmektir.
Aklın ofsayt pozisyonları: Problem, çözümü görememekten doğar İnsanın gerçek çaresizlik mi, yoksa sahte çaresizlik mi yaşadığına karar vermesi kolay değildir, demiştik. Çünkü sahte çaresizliği üreten de, onu gerçek çaresizlikten ayıracak olan da insan zihnidir. Peki, insan zihni deney dışındaki dünyada sahte çaresizliği nasıl üretir?
İnsan zihni herhangi bir problem durumunda bildiği (algıladığı) çözüm seçenekleri içerisinden en iyisini seçer. Peki ya var olan ama algılanmamış seçenekler? Herhangi bir durumda çok sayıda seçenek varken, ya onları göremiyorsak? Ya tıkanma önümüzdeki yollarda değil, zihnimizdeyse?
Geleneksel 'düz mantık'la akıl yürütme tarzım kullanan insanlar hayatın sunduğu neredeyse sınırsız seçenekleri göremezler. Bu yüzden yollarının tıkalı olduğunu düşünüp çaresizlik psikolojisine kapılırlar. Öğrenilmiş çaresizlik, önünde hiçbir seçeneğin olmadığını düşünmektir. Oysa gerçekte 'güneşin doğduğu her ufukta, umuda giden bir yol bulunur!'Her zaman kullandığımız mantık yürütme biçiminden dolayı yaşadığımız sorunları, ancak o mantık kalıbının dışına çıkarak çözebiliriz. Çıkmaz sokağa girip çıkar yol arıyorsanız, yapmanız gereken ilk şey o sokaktan geri çıkmaktır. Einstein, "Bir sorun, onun üretildiği andaki zihin düzeyinde kalınarak çözülemez,” der.
Komünizmin tarihsel kanunları Hristiyanlığın emirlerini andırır; her ikisi de insanların kendi iradeleriyle değiştiremeyeceği insanüstü güçlerdir. İnsanlar kendi yarattıkları ve değiştirmekte özgür olduğu kurallardan bir gecede vazgeçebilir, mesela bir sabah futboldaki ofsayt kuralını kaldırabilirler. Ancak Marx’a göre tarihin kanunlarını değiştiremeyiz. Kapitalistler ne yaparsa yapsın, özel mülk biriktirmeye devam ettikleri sürece sınıf çatışmalarına ve yükselen proletaryanın karşısında yenilmeye mahkumdur.