Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
" Babanın bir sevgilisi var," dedi. " Babamın yedi karısı var. O ateşli bir erkek ve tek bir kadın ona hiçbir zaman yetmedi. Kaldı ki o bizim kralımız." " Bu sefer değişik. Baban kız kardeşin yaşındaki bir kadına aşık oldu ." " Bu daha önce de olmuştu. Geçer. " " Bu sefer durumun değişik olduğunu söylüyorum sana. Şimdi aşık oldu ve aklı başından uçtu. Sanki ... " Kraliçe içini çekti. " Onu ilk tanıdığım günlerdeki gibi ..." " Arada ne fark var?" " Çok," dedi Olympias. " Kız gebe ve baban onunla evlenmek istiyor. " Yüzü bir anda allak bullak olan İskender, " Kim bu kız?" diye sordu. " General Attalos'un kızı Euridises. Neden kaygılandığımı anladın mı şimdi? Euridises Makedon asıllı, en soylu ailelerin birinden geliyor; benim gibi bir yabancı değil. " " Bunun hiçbir anlamı yok. Sen kral soyundan, Akhilleus'un oğlu Pyrrhus'un ve Hektar'un karısı Andromakhe'nin soyundan geliyorsun. " " Bunlar hep masal oğlum. Kızın bir erkek evlat doğurduğunu varsayalım ... "
Sayfa 181
Üsteğmen Faruk, cepheye yeni gelen askerleri denetlerken bir yandan da onlarla sobbet ediyor, "Nerelisin?", "Kaç kardeş siniz?" gibi sorular soruyordu. Gözleri bir ara, saçının ortası kırmızı olan bir delikanlıya takıldı. Delikanlıyı yanına çağırdı ve merakla sordu: "Adın ne senin evladım?" Delikanlı, hazır ol
Reklam
Ezana yarım saat falan var, son pideleri veriyoruz artık. Kan ter içinde kaldım acemilikten... Bir pide daha sardım, uzattım önümdeki müşteriye. Dalından kanatlanan kuş gibi bir ses, ‘Bir ekmek alabilir miyim?’ dedi. Nasıl güzel göz, nasıl güzel yüz, nasıl güzel ses... ‘Ekmek mi?’ dedim. Ekmek yok. Pide var, ekmek yok. ‘Ekmek yok mu?’ diye ustaya
26 MART 2024
Olm siz adam akıllı insanlar olsaydınız hiç kadınları bu sohbete dahil etmez konuyu uzatmadan Burhan ve babamla konuşurdunuz ama siz naptınız yine her zamanki gibi kendinizi büyük gördünüz. Neyse Allah büyüktür elbet bir gün hakkımız sorulacaktır. Tamam belki bu hırsızlık olayı tam gün yüzüne çıkmamış olabilir ama biz sizin ne olduğunuzu çok çok
·
Puan vermedi
Trendeki Yabancılar PATRICIA HIGHSMITH Seviye 4 Michael Nation tarafından yeniden anlatıldı Seri Editörleri: Andy Hopkins ve Jocelyn Potter Pearson Education Limited Edinburgh Gate, Harlow, Essex CM20 2JE, İngiltere ve dünya çapında Bağlı Şirketler. ISBN 0 582 41812 7 Trendeki Yabancılar telif hakkı 1950 Patricia Highsmith Bu uyarlama ilk olarak
The Stranger
The StrangerAlbert Camus · Bokp · 2012111,2bin okunma
Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafları bize ne söyler?
iki üç gündür biraz hastayım. bu süreçte kitap okuyamadım. uzun süre kitabın başında duramadığım için kitap okuyamadığım bu sürede aklıma geçenlerde
Fotoğraflarla Atatürk
Fotoğraflarla Atatürk
kitabını okuduğum/fotoğraflarına baktığım geldi. ben genelde Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğraflarına bakarken o zaman gerçekleşen
Reklam
Şu Marcello numarasını da yuttum sanma. Ben senin ne kadar amcansam, bu kerata da senin o kadar yeğenin.” Laide'nin gözleri şaşkınlık ve öfkeyle irileşti: “Evet, böyle sanıyorsun, değil mi? Sence hepimiz orospuyuz zaten. Yatag ̆a girmeden kimse kimseyi sevemez, değil mi? Oysa bana beslediği saygıyı yitirirse, bir daha onun
Sayfa 72
Saîd İbn-i Cübeyr'in (r.t.) bir kızı vardı. Onu talebesine vermek istedi. Teklif etti, oğlum dedi kızımı sana layık görüyorum dedi. Talebesi dedi ki: Efendi Hazretleri benim bir şeyim yok ki, malım, mülküm, param bile yok dedi. Ya dedi döşeğim bile yok. Sen dedi onlara karışma dedi. Sen kabul ediyor musun? Peki, Efendi Hazretleri dedi. Haydi, evlendiler peki bakalım birinci gün bitti, ikinci gün sıra geldi. Çocuk işte pılını pırtısını topladı neyse evden giderken hanımı yakasından tuttu: Nereye gidiyorsun sen dedi. Ya dedi bırak hanım dedi, ben duramam burada. Ben senin babandan ders okuyorum dedi. Sen dedi benim babamdan hangi dersi okuyorsun dedi. Şu dersleri okuyorum dedi. Çök bakayım aşağıya dedi. Babamın sana okutacağı dersleri ben sana okuturum dedi. Tamam mı? Ya kadınlığı, kızlığı hep hoppala zıppala, şınım şınım anlama. Bak, bak insan bu. İnsan bu. Bizde ancak bunlar güldürüye vesile oluyor vesaire falan filan. Kafanı duvara vursana kız. Sende hiç kıskanma yok mu peki? O oluyor, ha bu olmuyor.
Derviş
Șimdi gül deyince insanın aklına tuhaf şeyler geliyor. Ben mahallede iki tur dolanıp mezarlık duvarından aşınca gül mü kopardım Ayșe'ye vermek için? Değil. Ayşeler çoktur da onlara çiçekçiler de çoktur, benim işim olmaz. Hayatta bi kere çiçek taşımışlığım var, onu da poșete koydum da yürüdüm. Lisede hem de rezillik. Okulun müdürüne
Atatürk'ün en sevdiği ve ezberden okuduğu Tevfik Fikret şiiri
FERDA (GELECEK GÜNLER) Bugünün Gençlerine Gelecek günler senin, taptaze günler, aydınlık günler, zaten ne var ne yok senin değil mi ki? Ey, umudun ak yüzü, aynan karşında, bak işte:
İbrahim Abdülkadir Meriçboyu ve A. Kadir Konuk, Bugünün Diliyle Tevfik Fikret, Gün Matbaası, İstanbul, 1967, s. 84-87
Reklam
Tokat'ta Ortaokul: İlk Gazetem Yaltırık'ı Çıkartıyorum Tokat'ta en büyük kazancım Yekta [Güngör Özden] olmuştur. Yekta ile Tokat'ta tanıştık. En eski arkadaşım Türkiye'de halen Yekta'dır benim. Yekta da Tokat Lisesi'nde. Ben ortaokul 3'deyken o Lise 1'deydi, leylîydi [yatılı]. Oradan ahbap
385 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.