Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Okumak, görmek, bilmek istiyor. Okumak mi? Hâlâ bitiremedi mi okumayı? Ne öğreneceksin orada? Bunlar hep laf, inanmam. Seni bir çocuk gibi aldatyor. Yüksek bir memur okumaya gider mi? Amma da yutturmuş!. Sen de okula gittin. Artk okuyor musun? Alekseyev okuyor mu? Akrabaları okuyor mu? Doğru dirüst adamlar arasında. var mı okuyan?
"Küçükhanım" demişti." İtiraz etmeyin küçük değilim diye. İhtiyarlar kendilerini genç hissedebilmek için kendilerinden yaşça küçük herkesi çocuk sayar. İdare edin. Biliyor musunuz kuşlar neden hep gidiyor?" "Neden?" "Geri dönebilmek için." "..." "Sahip olmaya çalıştığımız her şey bizi bırakır. Kaçarlar bizden. Hayat bile. Yani küçükhanım, bizim işimiz uzun uzun bakmak ve gördüğümüz şeylerin tadını çıkarmak. İleride hatırlayınca, ölümden korkan ihtiyar bir İngiliz böyle söylemişti dersiniz. Biliyorum hatırlanmak için fazla çabalıyorum ama bu dediğimi de unutmayın olur mu?" "Japonlar" diye sözümü kesti Vesna. "Değer verdikleri bir eşya kırıldığında, kendilerine bakmayı sevdikleri bir ayna ya da anneannelerinden miras bir vazo mesela, tamir ederlerken kırılan parçanın yerini altın tozuyla doldururlarmış. Hiç kırılmamış gibi görünmesini değil, aksine kırılıp yapıştığı yerin parlamasını isterlermiş. "I know what it is to be young, but you, you don't know what it is to be old. Someday you'll be saying the same thing. Time ticks away, so the story is told. Nasılsa öğreneceksin minnoş, acele etme."
Reklam
*Biri sizi en azından dinliyorsa,durum o kadar da kötü sayılmaz.s.162 *..hep, büyük bir çavdar tarlasında oyun oynayan çocuklar getiriyorum gözümün önüne. Binlerce çocuk, başka kimse yok ortalıkta -yetişkin hiç kimse, yani-benden başka. Ve çılgın bir uçurumun kenarında durmuşum. Ne yapıyorum, uçuruma yaklaşan herkesi yakalıyorum; nereye gittiklerine hiç bakmadan koşarlarken, ben bir yerlerden çıkıyor, onları yakalıyorum. Bütün gün yalnızca bu işi yapıyorum. Ben, çavdar tarlasında çocukları yakalayan biri olmak isterdim. Çılgın bir şey bu, biliyorum, ama ben yalnızca böyle biri olmak isterdim.s.162 *Onunla saygınızı filan yitirmeden şakalaşabilirdiniz.s.164 *Çoğu şeyi kendi kendine öğrendi.Bir insana gerçekten nasıl iyi dans edebileceğini öğretemezsiniz.s.165 *Bence birisi bir şey hakkında en azından ilginç bir şey söylüyor ve bunu heyecanla yapıyorsa,bırakacaksınız,anlatsın.Bu güzel bir şey.s.173 *”Olgunlaşmamış insanın özelliği, bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir, olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir.”s.176 *Aynı senin şimdiki durumunda, pek çok, pek çok insan ahlaksal ve ruhsal sorunlarla karşılaşmış. Ne mutlu ki, bazıları bu sorunları yazmışlar. Onlardan öğreneceksin bunları; eğer istersen. Aynı biçimde, bir gün senin önereceğin bazı şeyleri başka birinin gelip senden öğrenmesi gibi. Ne güzel bir düzen bu, sırayla, karşılıklı. Ve, eğitim de değil bu. Tarih bu. Şiir bu..s.177 *..Ama hemen.Bir dakika bile kaybedecek zamanın yok. Yok senin zamanın.s.177
Yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
Öfke
Pişman ola ola öfkeni kontrol etmeyi öğreneceksin çocuk.
limonlu dondurma
İşte böyle kuzum, anlayacağın şu ömrümde pek çok şeye göğüs gerdim. Hani diyor ya Ahmet Arif; aç kaldım, susuz kaldım. Parasız kaldım. Annem, babam, seninle de tanıştırdığım küçük kız kardeşim, üniversite arkadaşlarım, bir masada gülüp eğlendiklerim; benim de figüranlığını yaptığım, kimi zaman ana karakterlerinden olduğum onlarca güzel insanın
Acılarımız geçmez çocuk. Onların bizde bıraktıklarıyla yaşamayı öğreniriz sadece, sen de öğreneceksin.
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Acılarımız geçmez çocuk. Onların bizde bıraktıklarıyla yaşamayı öğreniriz sadece, sen de öğreneceksin.
"Acılarımız geçmez çocuk."
Şimdi sıkı dur, en sevdiklerinden kaybettiklerin olacak. Tutunduğun en büyük dal kırılacak, onunla sen de kırılacaksın, hem de pek yakında. Soranlara, "Biliyordum zaten" diyeceksin. "Hazırdım" diyeceksin. Sana bakıp susacaklar, suskunlukta, gözlerin dolu, parmaklarınla oynarken mırıldanacaksın, "Hayat böyle bir şey". Çok bir bok biliyormuş gibi... Geçer sanacaksın, kibirlisin ya, geçmeyecek. Acılarımız geçmez çocuk. Onların bizde bıraktıklarıyla yaşamayı öğreniriz sadece, sen de öğreneceksin.
Sayfa 127 - Doğan kitap, 20. Yıla özel, 4. BaskıKitabı okudu
264 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.