Aday öğretmenlerin okuması gereken kitaplar listesinde görüp de aldığım ve okumaya karar verdiğim kitaptı. İsminden de anlaşılacağı üzere kitap, üç bölümden oluşmaktadır. En uzun kısım, eğitim bölümüydü. Her bölüm, yazarımızın çeşitli gazete ve dergilere yazdığı çeşitli konulardaki kısa yazılardan oluşuyor. Eğitimden gençliğe, dinden felsefeye, hayattan aileye, spordan terbiyeye, okumaktan eski dil öğrenimine kadar bir sürü konu içeriyor. Yer yer katıldığınız yerler de olacak katılmadığınız yerlerde... Yazarın dili biraz ağır, anlamını bilmediğim kelimeler mevcuttu. Okurken sıkıldığımı ve bitirmek için kendimi zorladığımı itiraf etmeliyim. Çünkü bir sürükleyiciliği yok o yüzden ara ara okumak en iyisi.
Yazarı seven ve onun hayata dair görüşlerini ve duygularını merak edenlere okumasını tavsiye ederim.
Nietzsche okumalarına kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bu yazının konusu Nietzsche’nin filozof Schopenhauer’un eğitim hakkındaki görüşlerine dair. Nietzsche bu görüşlerini dört ciltlik Çağa Aykırı Düşünceler serisinin üçüncü cildinde paylaşıyor. Kitap olarak ise Say Yayınları tarafından basılan bu görüşler Eğitimci Olarak Schopenhauer başlığı
İnceleme klişelerinden olan, "yazarın okuduğum ilk kitabıydı, çok güzeldi." gibi cümleler ile laf kalabalığı yapmak yerine, "yazarın başka bir kitabına başlamak istiyorum hemen" gibi lezzetine doyum olmayan özgünlüğe değinmek isterim.
Bir
Oktay Sinanoğlu havası var yazarda. "Türkçe giderse Türkiye gider. Yabancı dille eğitim ile
Naciye Sultan'ın Enver Paşa'ya yazdığı, 1919, 2 Kânûnısânî [Ocak]
336 (1920), 14 Kânûnısânî 336 (1920) tarihli mektuplarda:
“Bana gel diyorsun, fakat düşünmüyorsun ki, yaşadığım
muhit eski İstanbul değil. Bir cehennemdir. Muhakkar, metruk
bir kadının yardımcısı Allah'tan başka kimse olamaz. Zamanında
bana tapan insanlar, şimdi beni tarassutla
Kişisel gelişim; mesleki ve sosyal anlamda farklı konumlarda yer alan her insanın tabii olarak fikir sahibi olduğu, ancak bir o kadar da fikre ihtiyaç duyulan bir alan. Bu nedenle söz konusu alanın, modern dünyada geniş bir yer edindiğini söylemek mümkün. Hayatı hakkınca ve nitelikli yaşamaya dair tavsiye alınabilecek kişilere gelindiğinde ise
Deneme yazarı ve şair kimliği ile öne çıkan hem yazdığı onlarca eser hem de çevirdiği eserlerle adeta bir yazı makinesi olan Salah Birsel okumalarıma bugün başlayacağım. Önemli yazarlarda daha önce yaptığım gibi yazar hakkında bir bilgi iletisi paylaşacağım. Ben Salah Birsel'in denemeci yönüyle daha çok ilgileniyorum.
Şimdilik elimde
Zeynel Dinler, şu an Uludağ'da hocalık yapan iktisad profesörü. Ekonomi eğitimine başlayan pek çok öğrenci için, iktisadı sıfırdan öğretebilen kitaplar yazmış. Bu kitap, yaklaşık altı yüz elli sayfa. Kendi alanında artık "classic"olmuş bir kitaptır. Samimi söylüyorum, ekonomiye giriş eğitiminde başyapıt gibi bir şanı var bu kitabın. Ekonomiye dair bir şey bilmeseniz de, kitabı bitirince temel düzeyde de olsa çok fazla şey öğreniyorsunuz. Emek ve kalite kokan bir kitap. Kitaba dokuz puan veriyorum. Neden on değil? Açıklayayım: bir puanı grafiklerden kırıyorum. Grafikler ufak, ve kalın-siyah olan grafik eğrileri okuyucuyu yoruyor. Grafikler biraz büyük olabilirdi veya grafik eğrileri farklı renklerde olabilirdi. Bu tasarım kusuru dışında bir kusuru yok. Ekonomi öğrenimine bu kitaptan başlayabilirsiniz. Türkiye'de yaşayan her insan, en az temel düzeyde ekonomi bilmelidir çünkü siyasi tercih yaparken ekonomi etkili bir faktördür. Neyse, işin politik tarafını bir kenara koyalım. Özetle, şiddetle tavsiye ettiğim bir kitaptır. Kitaba 9/10 veriyorum.
İktisada GirişZeynel Dinler · Ekin Basım Yayın · 2013120 okunma
“FAHRENHEIT 451”
“Ray BRADBURY”
Amerikalı Korku ve Bilimkurgu yazarı Bradbury’nin başyapıtı ‘Fahrenheit 451’.
Gelecekte bir dönem !
İtfaiyeciler, artık yangınlara oldukça dayanıklı evlerin tasarlanmasından sonra asli görevleri yerine ; yapılan araştırmalar, soruşturmalar ve ihbarlar üzerine buldukları kitapları imha etmektedir.
Afet İnan,İzmir’de öğretmenlerin yaptığı bir çay ziyafetinde Mustafa Kemal’le tanışmış ve onun desteği ile eğitim için Lozan’a gitmiştir.1927 yılında Lozan’dan dönünce İstanbul Fransız Kız Lisesi’nde öğrenimine devam etmiştir.Burada bazı ders kitaplarında rastladığı Türklerin sarı ırktan ve barbar olduklarına dair yanlış bilgiler,onu Türk uygarlığı konusunda çalışmalara sevk etmiştir.Tarih çalışmalarıyla yakından ilgilenen Mustafa Kemal Atatürk’le bu bilgileri paylaşmasının üzerine Atatürk’ten Türklerin dünya tarihi içindeki gerçek yeri ve medeniyete hizmetleri konusunda çalışmaya başlaması yönünde direktif almıştır.Bir taraftan bu konuda çalışan Afet İnan diğer taraftan da Ankara Musiki Muallim Mektebi’nde tarih ve yurt bilgisi dersleri vermeye başlamıştır.Yurt bilgisi dersi kapsamında kız ve erkek öğrencilerine bir belediye seçimi denemesi yaptırmak istemiş ve seçim sonucunda öğrenciler bir kız arkadaşlarını belediye başkanı olarak seçmişlerdir.Ancak bir erkek öğrencinin “Kadınların ne seçme ne de seçilme hakları vardır,bu yüzden bir kız belediye başkanı olamaz.” itirazı nedeniyle duyduğu üzüntüyü Mustafa Kemal Atatürk’le paylaşmış ve böylece konu 20 Mart 1930 tarihinde TBMM’de tartışılmıştır.3 Nisan 1930 tarihinde kadınlar belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı elde etmişlerdir.Afet İnan,Atatürk’ün isteği üzerine bu önemli günde kadın haklarıyla ilgili ilk konferansını vermiştir.