Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Uyku sırasında metabolik yolların onarım ve yeniden inşasıyla ilgili birçok farklı hücresel sürecin bir üst düzenlemeye tabi tutulduğu etkinliğin yan ürünü olarak biriken zehirlerin işlenerek güvenli ve atılmaya hazır hale getirildigi, insanlar ve öğrenme becerisine sahip diğer hayvanlarda gün içinde edinilen bilginin işlenerek yeni anlar hatta yeni fikirlerin bile oluşturulabildiği bilinmektedir.
Zekâ ne kadar bildiğinle değil, öğrenme kapasitenin ne kadar olduğuyla ölçülür.
Reklam
"Öğrenmenin gerçekleşmesi de, bağımlılıkların oluşması da beynin belirli uyarılara tekrar tekrar maruz kalmasıyla meydana gelmekte ve zamanla güçlenmektedir. Öğrenme zamanla hafızanın güçlenmesine, bağımlılık ise zamanla bağımlılık yapan maddeye giderek daha fazla arzu duyulmasına yol açmaktadır."
Sayfa 133
DEHB ve Cinsiyet
Klinik başvurulara bakıldığında erkeklerin daha fazla başvurduğu görülmektedir. Klinik başvurularda erkek DEHB'lilerin daha fazla başvurması, bazı özelliklerle ilgili olabilir; örneğin erkeklerde daha fazla bileşik tip DEHB görülmektedir ve bu özellikler çevreye rahatsızlık verdiğinden bu grupta başvuru daha sıktır, bu dışa vurum davranışları dışında erkeklerde yine başvurularda öğrenme sorunları sık da söz konusudur (Franke 2018). Kadınlarda ise daha fazla dikkat eksikliği alt tipi görüldüğünden ve bu da çevreye rahatsızlık vermediğinden başvuru sık değildir.Ayrıca kızlarda daha çok kaygı ve depresyon gibi komorbid durumlar söz konusu olup tabloyu maskelemiş de olabilir. Sessiz, yavaş, ağır ve uyumlu olan bu kız çocukları, pek çok kültürde “hanım kız” olarak algılanıp, bu özellikleri makbul algılanarak dikkat sorunları önemsenmemiş olabilir. Dikkat eksikliği olgularının %50'si genelde tanı almadan atlanan vakalardır ancak hiperaktivitesi olanlarda tanı atlaması %5'tir (Kooij 2010). Bu durumda tedavisi ihmal edilmiş kızlarda, hak ettiklerinden daha düşük eğitim seviyesi görülmesi ve ileride mesleki yetersizlik yaşamaları söz konusudur. Erkeklerde kızlardan fazla görülmektedir. Çocukluk ve ergenlikte bu oran 2.3/1, erişkinlikte ise 1.5/1 (Wilcutt 2011, Fayyad 2017, kooij 2014 sözel sunum) olarak bildirilmektedir.
Nobel Tıp Yayınları
Son 20-30 yılda yapılan çalışmalar, bu tanıyı alan kişilerde öğrenme sorunları, unutkanlık, finansal sorunlar, duygusal iniş çıkışlar, öfke patlamaları, risk arayışı, suça eğilim, iş problemleri, insan ilişkilerinde problemler ve uyku problemlerini bildirmiştir. DEHB'li bireylerde görülen bu problemler tanı konulmadığı ve tedavi edilmediği takdirde DEHB'lilere ait, enerjik, sevimli ve spontan yönleri görme şansımız olmayacaktır.
Nobel Tıp Yayınları
En güzeli, gençlere okuma ve öğrenme sevgisi aşılamaktır. Aksi halde onları kitap taşıyan eşek haline getiririz.
Sayfa 206 - PanamaKitabı okudu
Reklam
Z kuşağı
İçlerine doğdukları çağın da etkisiyle daha görsel öğreniciler Sadece öğrenme biçimleri itibarıyla değil, mesajlarını iletme formu olarak da görselliği seviyorlar..
Sayfa 36 - Mundi KitapKitabı okuyor
Bir şeyi bildiğini düşünmek, kendini körleştirmenin kesin bir yoluydu. Öğrenme kapasitesini yavaş yavaş azaltan şey büyümek değil, "bilinen şeylerin" artmasıydı.
Sayfa 246 - İTHAKİ YAYINLARIKitabı okuyor
İnsan davranış kalıplarını ileri doğru dönüştüren gerçek bir dürtü olan öğrenme kapasitesinden başka hiçbir şey insanı içgüdülerinin temel planından bu kadar uzaklaştıramaz. Varoluşumuzun değişen koşullarından ve uygarlığın getirdiği yeni uyum ihtiyacından en çok o sorumludur. Aynı zamanda, insanın içgüdüsel temeline yabancılaşmasından doğan çeşitli psişik rahatsızlıkların ve zorlukların, yani köklerinden kopmasının ve kendisi hakkındaki bilinçli bilgisi ile özdeşleşmesinin ve bilinçdışını zedeleme pahasına bilinçle bu kadar ilgilenmesinin kaynağı da odur. Sonuç olarak, modern insan ancak kendisinin bilincinde olabildiği ölçüde tanıyabilmektedir kendisini. Bu da büyük ölçüde çevresel koşullara, bilgi edinme dürtüsüne ve özgün içgüdüsel eğilimlerini bir ölçüde değiştirerek kontrol altına almasına bağlı olan bir yetenektir. Dolayısıyla insanın bilinci çevresindeki dünyayı gözlemlemeye ve araştırmaya yönelir ve ruhsal ve teknik kaynaklarını bu dünyanın özelliklerine uyarlamaya çalışır. Bu iş o denli zorlayıcı ve yerine getirildiğinde o denli karlı bir iştir ki, insan bu süreç içinde kendini unutur. İçgüdüsel doğası ile ilişkisini kaybeder ve gerçek benliğinin yerine kendi hakkındaki fikrini koyar. Ve hiç farkına varmadan bilinçli faaliyetinin ürünlerinin gerçeğin yerine geçtiği, tamamen kavramsal bir dünyanın içine kayar. İçgüdüsel doğasından kopması insanı kaçınılmaz olarak bilinç ile bilinçdışı, ruh ile doğa, bilgi ile inanç arasında çelişkiye sokar. Bu bölünme insanın bilincinin artık içgüdüsel yönünü görmezden gelemediği veya bastıramadığı noktada patolojik hale dönüşür.
Reklam
"Farklı bilgi, deneyim ve öğrenme biçimlerine sahip bireylerden müteşekkil bir toplumdan, pek çok insanın toplumsal olarak kurulmuş ve çabucak edinilmiş, orijinallik ve yaratıcılıktan ziyade grup onayına dayalı görüşlere sahip olduğu bir topluma doğru gidişat var. Ortalık sürekli 'kısmi dikkat' ve 'bilişsel' yetersizlik gibi havalı terimlerden geçilmiyor".
Bir iki lisan öğrenip biraz piyano çalıp çekildikten sonra onun öğrenme arzusu her gün daha şiddetle artıyordu.
"Bana ilim ve irfana olan aşkından bahsediyorsun. Kızcağızım! İslâmiyet'te ilmi talep edenlerden esirgeyenlerin ağızlarına ateşten gem vurulacağını Peygamber Efendimiz söylemiştir. Ya ilim öğrenme arzusunda bulunanları benim bundan men etmeye nasıl ağzım varabilir? Hazreti Resul beşikten mezara kadar ilim öğrenmeyi emrediyor. Ben ki onun ümmetiyim, nasıl onun aksini sana nasihat edebilirim?"
Sayfa 67
Öğrenme her şeyden evvel bir çıraklıktır. Mektep çıraklık yeridir, diyebiliriz ki bir tezgâhtır. O tezgahta usta yapar, çıraklar tekrarlar. Usta verir çırak alır. Alınmamış, benimsenmemiş, benliğe mal edilmemiş ders, iyi bir ders sayılmaz. Mektepte alınan ders ya bir tasavvurdur, hayale mal eder; ya bir hünerdir ele mal edilir; ya da bir aşktır kalbe doldurulur. Bunlardan biri halinde benliğimize girmeyip sade hafızada, şuurun dışında asılı bir küfe yük halinde duran bilgiler faydasız ve mânasızdır... İyi üstad, dışımızda yaşananı içimizde hayat yapabilen muallimdir.
Engellere aldanıp yol alamayanlar
Başka bir fırka ise, mücâhede, ahlâk terbiyesi, nefsi kusurlarından arındırma ile iştigal etmiş, bunda derinleşmişlerdir. Nefsin kusurlarını araştırma, hilelerini öğrenme yolunu tutmuş, bunu meslek haline getirmişlerdir. Her hallerinde âfetleriyle ilgili ince sözler bularak nefsin kusurlarından korunmakla uğraşırlar. Derler ki:'... bu, nefiste bir ayıptır, eksikliktir; bunun eksiklik olmasından gafil olmak da bir eksikliktir.' Bu konuda zincirleme sözlerle af dilerler. Vakitlerini bunda heba ederler. Çünkü hep nefisleriyle içli dışlı olmuş, Hâlık'larıyla münasebet kurmamışlardır. Bunlar, haccın vakit ve engelleri ile meşgul olup, hac yoluna çıkmayanlara benzerler, bu ise onları hac mükellefiyetinden kurtarmaz. Onun için aldanmışlardır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.