Biz hem gökyüzünün, hem yeryüzünün çocuklarıyız. Bu gezegen üzerindeki varlığımız süresince tehlikeli bir evrimsel yük sırtlamış bulunuyoruz. Bu yük torbasının içinde saldırıya ve töreye yatkınlık, liderlere baş eğme ve yabancılara düşmanca davranış gibi kalıtsal eğilimler yer alıyor. Fakat aynı zamanda başkalarına karşı şefkat, çocuklarımıza karşı sevgi, tarihten bir şeyler öğrenme ve giderek zekâ ve yeteneklerimize bir şeyler katma eğilimlerine de sahibiz; bunlar da hayatta kalmamıza ve refahımızı sürdürmeye yarayan etkenler... Yapımızdaki bu eğilimlerin hangileri üstün gelecek bilmiyoruz...
Kozmos henüz dün keşfedildi. Bir milyon yıl boyunca herkes Dün ya'dan başka bir yer olmadığını düşünüyordu. Derken, türümüzün yeryü zündeki ömrünün yüzde birinin onda birine eş süresinde, Aristarkhos tan günümüze dek uzanan kısa bir zaman diliminde evrenin merkezi olmadı ğımızı ve evrenin varoluş amacının üzerimizde toplanmadığını üzülerek
Sayfa 336 - Altın KitaplarKitabı okudu
Reklam
Dijital ve sosyal medya kullanımındaki artışa bağlı olarak bireyler için depresyon, dikkat dağınıklığı ve öğrenme bozukluğu, anksiyete, siber zorbalık, uyku bozukluğu ve miyop, davranış sorunları, yasa dışı madde kullanımı, fiziksel ve zihinsel durum bozuklukları yaşama ihtimali artarken bu kişiler mahremiyet ve mahremiyetin tehlikeye atılması gibi durumlarla da karşı karşıya kalmaktadırlar.
Hayatı daha zengin ve doyumlu yaşamanın ön şartı alternatif yaratabilmektir bu durumda bir tek şey yapılabilir o da benim yaptığım diye düşünmek veya aynı durumla karşılaşsam yine aynı şeyi yaparım demek hayatı daraltmak tecrübelerden ders almamak ve başarısızlık ihtimalini artırmaktır alternatif yaratabilmek için zeka bilgi cesaret ve istek
Psikanaliz, nevrozu belli psikodinamiklerin sonucu olarak görür ve buna bağlı olarak sağlam bir aktarım ilişkisi gibi diğer psikodinamikleri devreye sokarak iyileştirmeye çalışır. Davranış terapisi ise nevrozu belli öğrenme veya şartlanma süreçlerine bağlar ve buna uygun olarak rahatsızlığı ortadan kaldırmak için yeniden öğrenmeyi veya yeniden şartlanmayı öngörür.
Cemil Meriç, Türk insanına, Türk düşüncesine verebileceğinin hepsini verebildi mi? Hem evet, hem hayır. Evet, çünkü 38 yaşından itibaren gözleri görmeyen bir insandır 0. Okuması yazması mümkün değildir tek başına. Okunanları aklında tutması, ayıklaması, belli sentezlere varması, bunları yazdırması, yazdırdıklarından makaleler yapması, o makaleleri kitaplaştırması... nasıl güçlü bir hafızaya, nasıl kuvvetli bir iradeye, çalışma, öğrenme ve öğretme azmine dayanır söylemeye gerek var mı? Bu şartlar altında yapabileceğinin azamisini yapmış bir insandır Cemil Meriç. Verebileceğinin hepsini tabii ki verememiştir, çünkü, en değerli fikir arkadaşını, en algılayıcı uzvunu, gözlerini kaybetmiştir. Eğer bu felaket Cemil Meriç'i bulmasıydı, inanıyoruz ki, o, verdiklerinin kat kat fazlasını verecek, fikir adamlığının yanı sıra, belki bir aksiyon adamı da olacak, fikirlerini kalemiyle savunduğu kadar, siyasî tercih ve davranışlarıyla da savunacak, kafalardaki mefhumlar keşmekeşini aydınlatmakla kalmayacak, siyaset planında da ortaya çıkan düşünce, davranış ve karar karmaşıklığına kendi çapında bir son vermeyi deneyecekti.
Reklam
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Öğrenme teknikleri, davranış değişikliği ve diğer stratejilerin tümü yalnızca bağlanma ilişkisi korunursa sağlam bir temele sahip olur.
Yaşamın erken dönemlerinde anlayış gücünün gelişmesi­ne yeterince önem verilmemesi, sanıldığından daha kötü sonuçları beraberinde getirir: çünkü akıllı ve zihinlerini geliştir­miş kadınların sahip oldukları o az bilgi de, erkeklerinkilerle karşılaştırıldığında daha rastgele edinilmiş bilgilerdir; bilgi bireyin deneyimle gözlemlediklerini
Sayfa 35 - Pdf - Bölüm 2: Cinsellik Üzerine Sürüp Giden Bir Kanının TartışılmasıKitabı okudu
Bilmek Ve Olmak Adlı Kitabımdan Alıntıdır 1984 yılında Konya'nın Çeltik ilçesine bağlı Torunlar köyünde dünyaya geldim. Köyümüz, hemen yanı başında velut bir derenin aktığı, ahalisinin neredeyse tamamının hayvancılık ve tarımla uğraştığı tipik bir Anadolu köyüdür. Çocukluğum annem olmadığından daha çok ninemin yanında geçmiştir. Bazı
Reklam
Çocuğun din eğitimi denilince ailelerin aklına ilk olarak Kur'an okumayı öğrenme, namaza, oruca başlatıp alıştırma gibi ibadet boyutuna yönelik uygulamalar gelse de din eğitimini bu gibi ibadetlerle sınırlamamız doğru olmaz. İslam'ın beş şartı olarak saydığımız ibadetler, Allah'a imanın tezahürleri olarak son derece önemli olmakla
Sayfa 46 - E-KitapKitabı okudu
“Tevazu, yaptıklarımızın gölgesinin varlığımızı örtmemesi, yaptıklarımızın putlaşmaması, yaptıklarımızın kölesi olmamaktır. Tevazu, sana emanet olan varlığı işlemek ve hayata bir zenginlik olarak sunmaktır. Kendi davranış ve eserleriyle mekânı ve insanı beslemektir. Tevazu esneklik, tevazu sürekli öğrenmedir. Çünkü kendini üstün gören değil, yetersiz gören sürekli bir öğrenme ve keşfetme yolculuğundadır.”
Sayfa 29 - Destek YayınlarıKitabı okudu
327 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.