Belki de unutmak esastır. Öğrenmek, kendini tanımak mutsuzluktur.
Öyle midir cidden!
Erkeklerin berbat bir hastalıkları vardır, kendilerini üzecek şeyleri ille de öğrenmek isterler.
Reklam
"Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir." - İbn-i Sina
İlim sahasında da hiç bir varlık göstermiş değiliz!
Eskiler bizden daha bilgili, daha kabiliyetli insanlardı. Bizim âlimlerimiz batılı ilme uzak kalmışlardı, onunla uğraşmıyorlardı, ama kendilerinin kıymet verdikleri bilgi sahasında, yani medrese ilimlerinde, hepsi de birinci sınıf insanlardı. Biz şimdi modern denilen ilimlerle uğraşıyoruz, dinî bilgileri "modern" usullerle öğreten okullarımız da var, ama her iki ilim sahasında da hiç bir varlık göstermiş değiliz. ... Bizim hocalarımız "ilim öğrenmek" üzere tahsil yaparlardı. Bugünkü nesil doktrin öğreniyor. Hem de nereden? İhtilâlcinin Not Defteri, Marksistin El Kitabı, Anarşistin Cep Kitabı gibi kaldırım neşriyatından. Biz-den önceki nesil hiç bir şey bilmese kusursuz bir Türkçe biliyordu. Bozuk Türkçe ile neşriyat yapmaya kalkanları eskiden Babıâli'ye sokmazlarmış, böyle bir cahil tesadüfen Babıâli yokuşunda görülür ve kim olduğu anlaşılırsa yerine göre kâh Süleyman Nazif, kâh Lâstik Sait tarafından dayakla kovulurmuş.
Sayfa 32 - Ötüken Neşriyat 1996
Özgür denilen kadın kitlesi!!!
"Özgür denilen kadın kitlesi, kadınlıkla ve hanımefendilikle ilgisi olmayan ilimleri öğrenmek için yıllarca okula giden ve bir masada iki büklüm, evlerine gelince dört büklüm çalışan kadınlardan oluşuyordu! Özgür denilen kadın kitlesi, kendi çocuğunu komşuya bırakıp, başkalarının çocuklarına bakıcılığa giden kadınlardan oluşuyordu! Özgür denilen kadın kitlesi, kendi evinin hizmetçisi olmaya isyan edip, yüzlerce eve, kamuya hizmetçiliğe giden kadınlardan oluşuyordu! Özgür denilen kadın kitlesi, evindeki bir erkeğe üstünlük sağlamak için, yazıhanelerde, dükkanlarda, iş yerlerinde, pavyonlarda binlerce erkek tarafından aşağılanan, kullanılan kadınlardan oluşuyordu. Özgür denilen kadın kitlesi, manken veya artist olabilmek için evinden kaçan ve kaderin değil, kapitalist düzenin binbir cilvesi ile pezevenklerin sermayesi olan kadınlardan oluşuyordu!.. Kitleleri oluşturan kadınlar, böyle bir özgürlüğe ulaşan kadınlardı!.. Artık erkeğin karşısında boyunlarını bükmeden oturabilecekler, zorba erkeklere karşı özgür ve eşit olduklarını söyleyebileceklerdi!.."
Sayfa 39 - İnsan dergisi yayınları
İlişkiler pazarlandığı gibi birer panayır alanı değildir. Haz, tatmin, tutku, arzu ve heyecan merkezleri de değillerdir. Sevgi öğrenilen, geliştirilen, emekle inşa edilen, anlamaya ve kabule dayalı bir deneyimdir. Sevgide zorlama, beklenti, deforme etme, değiştirme, yönetme yoktur. Kaktüsü dikenleriyle sevmek için kaktüsün doğasını bilmek gerekir, yapısını anlamak gerekir, varoluş şartlarını öğrenmek gerekir. Dikenleri var diye, bir hanımeli kadar güzel kokmuyor diye, bir kasımpatı kadar renkli değil diye, dikenleri batıyor diye, verdiğiniz suyu almıyor diye, fazla sudan dolayı çabuk çürüyor diye kaktüse kızamazsınız. Onu diğerleri gibi olmamakla suçlayamazsınız ya da diğer çiçeklerde gördüklerinizi ondan talep ederek kaktüsün şartlarını zorlayamazsınız, onun yaşamsal koşullarında azıcık değişiklik yaptığınızda kaktüs ölür.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.