Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Boğaz Efsanesi'nden
Efsaneye göre, İstanbul Boğazı'nı Büyük İskender açtırmış. Karadeniz o zamanlar Nuh Tufanı'ndan geriye kalan büyük bir deryaymış. Büyük İskender, Boğaz'ı kazdırıp Karadeniz'i Akdeniz'e akıtmış. Simdi onun neden böyle bir şey yapmaya gerek duyduğunu anlatalım. Eskiden İstanbul Boğazı'nın, Marmara'nın,
Sayfa 35
Rivayet alimlerinin aldanması
Çünkü onlar, sünneti anlamaya ve mânâlarını düşünmeye hiç gayret sarfetmezler. Yaptıkları, sadece hadisleri nakletmekten ibarettir. Bunun da kendileri için yeterli olacağını zannederler. Nerede?! Bilakis hadisten maksat, onu anlamak ve mânâlarını düşünmektir. Hadis ilminde ilk önce hadisi dinleme, sonra ezber, sonra anlama ve amel etme sonra da
Reklam
Vatan nedir senin için?
Her ruhun vatanı var. Onu bulmak ve oraya ne kadar çorak, ne kadar uzak ta olsa gidip yerleşmek, oranın lisanını öğrenmek zorunda. Ne denildiyini anlamak, ağıtları çözmek zorunda. Bu yolculuğa çıkmak zorunda. Kendi vatanında ölmek zorunda. Ölebilmek zorunda. Ölebilmeyi kolaylamak zorunda. Ölmeyi anlamak zorunda..
"... Nereden geldiğimizi hemen unutup nereye gittiğimizi merak bile etmeden, günübirlik yaşayarak çoğu kez birbirinin aynısı olan şeyi yaptık; bir dünyadan gelip diğerine gittik. Yemekten, birbirimizle mücadele etmekten, sürüye gücümüzü kanıtlamaya çalışmaktan daha başka yaşama nedenleri olduğunu öğrenmek için kaç yaşamdan geçmek zorunda kaldık, bir fikrin var mı Jonathan? Binlerce Jon, on binlerce! Ardından, mükemmellik diye bir şeyin varlığını fark edene kadar yüzlerce yaşam daha... Yaşama amacımızın mükemmeli bulma ve onu açığa çıkarma olduğunu anlamak için diğer yüzlercesi daha yaşandı. Şimdi de aynı kural geçerli, tabii ki diğer dünyayı bir öncesinde öğrendiklerimizle kurarız. Fakat hiçbir şey öğrenilmemişse, sonraki yaşam öncesinin aynısı olacaktır; aynı sınırlar ve kazanmak için yüklenilen aynı sıkıntılar..."
Sayfa 58 - Epsilon Yayınevi
Eğitimin yalnızca kitap­lada olmadığını anlıyordurum. Sırf silahların ne rezil şeyler olduğunu anlamak için orduya katılmak gibi bir şeydi ki­taplardan öğrenmek. Bilgi eksikliği bu şekilde daha kıy­metli bir şey olan görgüyle giderilmez. Birileri tifoya yakalanabilir ya da çok çekici bir arkadaş edinebilir, ama her iki durumda da hapşırmayı ya da ereksiyonu öğret­mekten öteye gidilmeyecek durumlardır bunlar. Görgü, bilgiyi edinip onu nasıl eğip bükebileceğiniz üzerinize oturtacağınız ve sizin için neyin en önemli olduğunu bil­diğiniz noktada öğretilir.
Sokrates
Herkes benim başkasını çok dikkatli bir şekilde dinlediğimi, bir de konuşan insan bilgiliyse onun sözlerinden bilmediğim şeyleri öğrenmek istediğim için, bıkmadan bir şeyler sorduğumu ve kendisini daha iyi anlamak için sözlerini birbiriyle karşılaştırdığımı bilir. Ancak karşımdaki insan bana değersiz gibi görünüyorsa, ona bir şey sormam. Bu özelliğimi bilirsen, kimlere değer verdiğimi anlarsın. Böylesi insanlara, bir şeyler öğrenmek adına sımsıkı yapıştığımı görürsün.
Reklam
6 )Sözel judo: eleştiri ateşi altında olduğunuzda karşılık vermeyi öğrenin değersizlik hissinizin nedeninin süregiden de öz eleştirileriniz olduğunu öğreniyorsunuz Bu durum sürekli kendinize nutuk çektiğiniz ve sertt gerçekçi olmayan bir şekilde zulmettiğiniz üzücü bir iç konuşma şeklini alır Genellikle öz eleştiriniz başka birinin sert bir
Sayfa 143
Arapça
Namazda da merhametli, bağışlayıcı gibi sıfatlara sahip bir Allah’ın karşısında olduğumuzu bilir, ona göre Allah’ı hatırlar, ona göre Allah’a yöneliriz. Fakat namazda Arapça bilmeyenlerin Arapça Kuran okuması gerekmez ve eğer Arapçasından Kuran okuyacaklarsa da okuyacakları ayetlerin manasını öğrenmeleri yerinde olacaktır. Özellikle namazlarda hep tekrarlanan Fatiha Suresi’nin Arapçasını öğrenmek hem bu surenin manasını bilerek okuyabilmek için hem de toplu namazlarda bu sure okunurken anlamı anlamak için çok yerinde olacaktır.
Türü ve konusu ne olursa olsun, bir ilişkide karşınızdakinin düşüncelerini, duygularını ve isteklerini anlamak için anlayışlı ve sabırlı bir şekilde 𝗗𝗶𝗻𝗹𝗲𝗺𝗲𝗺𝗶𝘇 gerekir. Dinlemeyi öğrenmek, en az iki yabancı dil öğrenmek kadar zordur. Çoğumuz nasıl konuşacağımızı biliriz lakin, nasıl dinleyeceğimizi bilmeyiz.
Sevgi için birbirini "anlamaya" gerek yoktur mu diyorsun? Yanlıyorsun güzelim. Ben de uzun zaman böyle söyledim, bunu bir şikâyet olarak dünyaya haykırdım. Sevgi vardır ya da yoktur, neyi "anlamak" gerekiyor ki? Arkasında bilinçli bir maksat olan duygunun değeri nedir? Eh, bu işlerin böyle olmadığını, her şeyi "anlamak" gerektiğini insan yaşlanınca görüyor. Her şeyi öğrenmek zorundayız, sevgiyi bile. Evet, sen kafa sallayıp gülümsesen de bu böyle. İnsanız ve her şeyi aklımız yoluyla yaşıyoruz. Duygularımız ve heyecanlarımız bile akıl vasıtasıyla dayanılır ya da dayanılmaz oluyor. Sadece sevmek yetmiyor.
Sayfa 24
Reklam
Sevgi için birbirini "anlamaya" gerek yoktur mu diyorsun? Yanılıyorsun güzelim. Ben de uzun zaman böyle söyledim, bunu bir şikayet olarak dünyaya haykırdım. Sevgi vardır ya da yoktur; neyi "anlamak" gerekiyor ki? Arkasında bilinçli bir maksat olan duygunun değeri nedir? Eh, bu işlerin böyle olmadığını, her şeyi "anlamak" gerektiğini insan yaşlanınca görüyor. Her şeyi öğrenmek zorundayız, sevgiyi bile...İnsanız ve her şeyi aklımız yoluyla yaşıyoruz. Duygularımız ve heyecanlarımız bile akıl vasıtasıyla dayanılır ya da dayanılmaz oluyor. Sadece sevmek yetmiyor.
Sayfa 24
Sizinkilerden ayrımlı olan düşünceleri öfkelenmemeyi öğrenmek ve onların nasıl meydana geldiğini anlamak için çalışmaya girişmek önemlidir. Siz onları anladıktan sonra hâlâ onlar size yanlış görünürse bu durumda onlarla sadece onlar tarafından dehşete düşürülmemeye devam etmeksizin daha etkili bir biçimde savaşa-bilirsiniz.
Bir gün bütün değer yargıları değişecek ve yargılananlar yargıç, eziyet edenler de suçlu sandalyesine oturacaklardır ve onlar o kadar utanacaklar, o kadar utanacaklardır ki utançlarının ve suçlarının ağırlığı yüzünden ayağa kalkamayacaklardır. O zaman, akıllı ya da akılsız bütün ezilenler, yani bizim caddedeki insanların çoğu, yani öcü geliyor
Sayfa 222 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Günümüzden hareket edersek Türkiye Cumhuriyeti'ni anlamak için Gök Türkleri bilmek gerektiği gibi en uzak noktada bulunan Sahaları (Yakut) yahut dilleri ve dinleri bize göre çok değişmiş Çuvaşları anlamak için de Gök Türk tarihini öğrenmek gerekir. Sibirya'nın derinliklerindeki Şorları, Altay Kijileri, Tuvalıları ve Hakasları başka türlü Türk Dünyasına dahil edemeyiz. Zaten Azerbaycanlı, Türkmen, Özbek, Kazak, Kırgız, Uygur hatta akraba Mo­ğolların Gök Türk tarihi ile bağlantısı çok açık bir şekilde görülür.
1.007 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.