Belki baba olmak budur; çocuğuna sensiz yaşamayı öğretmek.
Sayfa 225 - Koridor YayıncılıkKitabı okuyor
aklı başında olan bir insana bir şey öğretmek gerekmez. O her şeyi kendisi görür."
Reklam
Bazen ne kadar karşı koyarsak koyalım, hayat bizi hiç istemediğimiz yerlere sürükleyebiliyor. Aslında bu tür zamanlarda hayatın bizi sürüklediği yere karşı koymadan kendimizi akıntıya bırakmak gerekir. Çünkü bu tür durumlarda hayat bize bir şey öğretmek istiyordur ve buna hiçbir şekilde sırt çevirmememiz lazım.
Ben yüreğimin sesine göre yaşıyorum, başka türlü yaşayamam, siz ise kurallara göre yaşıyorsunuz. Ben sizi sevmiş olmak için sevdim, siz ise sırf beni kurtarmak, bana bir şeyler öğretmek için!
TİB, Kültür Yayınları
Bilgi, bana bir harita odası gibi geliyor. Kütüphaneye her gidişimde bunu düşünür, etkilenirim. Öğretmenlerin rolü, çocuklara harita odasının içinde ne olduğunu sistemli biçimde öğretmek. Öğretmen, harita odasındaki rehberdir, hepsi o.
Çocuklara yaşamın saçma olduğunu en baştan öğretmek daha basit olmaz mı diye kendi kendime düşünüp dururum. Bu çocukluğun birkaç güzel anını yok etse de yetişkinlikte önemli bir zaman kazancı olur.
Sayfa 15 - Kırmızı KediKitabı okuyor
Reklam
icadın anası ihtiyaçtır.
"İcadın anası ihtiyaçtır." Yani, varsayımsal olarak icatlar toplumun giderilemeyen bir ihtiyacı olduğu zaman yapılır: Bir teknolojinin yetersiz ya da sınırlayıcı olduğu herkesçe kabul edilmektedir. Olası mucitler, para ya da ün kazanma umuduyla güdülenerek o ihtiyacı saptar ve karşılamaya çalışırlar. Sonunda bir mucit, mevcut yetersiz teknolojiden daha üstün bir çözümle ortaya çıkar. Çözüm toplumun değerleriyle ve başka teknolojileriyle uyuşuyorsa toplum çözümü benimser. Buna iyi bir örnek yakın çağların en büyük mucidi Thomas Edison'un en özgün icadının tarihidir. Edison 1877'de ilk gramofonunu yaptığı zaman bir makale yayımladı, bu makalede icadının kullanılabileceği yerleri on madde halinde belirtti. Bunların arasında ölmekte olan kişilerin son sözlerini kaydet- mek, görme özürlü kişilerin dinlemesi için kitapları plağa almak, saatin kaç olduğunu duyurmak, hecelemeyi öğretmek vardı. Edison'un öncelikler listesinde müziğin yeniden üretimi ilk Sıralarda yer almıyordu. Birkaç yıl sonra Edison yardımcısına icadının hiçbir ticari değerinin olmadığını söylemişti. Daha sonraki birkaç yıl içinde düşüncesini değiştirdi, gramafon satmak üzere iş hayatına atıldı ama bürolarda dikte ettirme makinesi olarak. Başka girişimciler madeni bir para atıldığı zaman popüler müzik çalacak şekilde gramofonu değiştirip müzik kutusu adı verilen şeyi türettikleri zaman, ciddi büro işlerinde kullanılan icadının değerini düşürdüğü için olsa gerek, Edison buna karşı çıktı. Ancak 20 yıl kadar sonra istemeye istemeye gramofonunun aslında müzik kaydetmeye ve çalmaya yaradığını kabul etti.
Terzi Baba O’nun Verdiği Feyiz Bir gün Erzincan'a seyyah fakirlerden birisi geldi. Üzerindeki palto çok eski olduğu gibi, ele alınmayacak kadar kirli idi. Bu zat, paltosunu diktirmek için şehirdeki terzileri tek tek gezdi. Fakat müracaat ettiği bütün terziler, onun elbisesini dikmek değil, el sürmekten bile çekindiler. Terziler, o fakir zata
Hemen hepsi bir ağızdan konuşuyordu askerlerin; davranışlarının temelinde yatan unsur, zorbanın sadist arzuları değil, başka bir arketipin, aşkına karşılık bulamayanın arzularıydı: Neden bu Çekler (biz onlara sırılsıklam âşıkken!) bizimle yaşamak, bizim gibi yaşamak istemiyorlar? Aşkın ne olduğunu öğretmek için tanklardan medet ummamız ne acı!
Sayfa 10 - Bir varyasyona girişKitabı okudu
ÖĞRETMEK İnsanların birçok konuyu bir merkezde toplayarak birleştirmelerinin, o konunun anlaşılmasını kolaylaştırılmış olmasından dolayı, aynı yaklaşımın çocuğunda düşünce ve kavramlarını sadeleştireceğini sanmışlardır. Unutulmuştur ki bütün kavramlar ancak ortaya koyduğu gerçeğin bir parçası olarak bütüne oranla basittir ve gerçeğin bütünü, değer verilen herhangi parçasından çok daha karışık ve bileşiktir. Sözü edilen parçalardan birçoğu öğrenildikten sonra ki gerçekler ve bütün kavramlar hafızanın işini kolaylaştırır ve akılı olanlar için belirginleşir. Gerçeğin parçalarına sahip olmayan bir zihin için bütünü anlamak daha zordur. Basitleştirmenin bu iki türünü karıştıran hocalar, ilk önce esaslar ile başlamakta hata etmişlerdir. Bu ise, düşüncenin esaslar örnekler aracılığıyla yerleştirilmesini ve bu şekilde özelden genele; somut ve kayıtlı olandan soyut ve değişken olana götürülmesini gerektiren başlıca kurala, görünüşte olmasa bile gerçekte terstir.
Reklam
Bildiğini göstermek için çok bir zekâya ihtiyaç yoktur. Fakat bilmediğini öğretmek için sonsuz zekâya sahip olmak gerekir.
Sayfa 93 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Umarım bulursun Zeus
Bir enkazın altından insan çıkartıp yeniden yürümeyi öğretmek yerine, benimle o evi yeniden inşa edip içinde oturacak bir insan arıyorum.
"Guru" kelimesi tam olarak karanlığı dağıtan anlamına gelir. Gurunun işlevi, yaygın nanışın aksine, öğretmek, telkin etmek veya dönüştürmek değil. Guru duygusal algılarının ve psikolojik dramanın ötesindeki boyutlara henüz algılayamadığım boyutlara ışık tutmak için burada. Guru temelde var oluşunun doğasına ışık tutmak için burada.
Her yazar ya kalın ses çıkaran bir cüce veya düdük sesli bir devdi, sesten boya geçilemezdi. Niceleri yırtıcı birer kurttu, gecelerin karanlığında aslanların sesini taklit ettiler; niceleri leş yiyici murdar kuşlardı, baharda bülbüller gibi öttüler. Körler âlemin bahar ve güzünden bahsettiler, cılızlar kuvveti öğretmek istediler, timsahlar gözyaşları döktüler, alçaklar faziletten dem vurdular.
Sayfa 21
Bir insana hiçbir şey öğretmek istemiyorsan ona her şeyi öğretmeye çalış. Her zaman işe yarar.
Sayfa 273 - Elma YayıneviKitabı okudu
Resim