"Bir hocada (öğretmen) bilgiyi öğretmesinden evvel bilmesi, üretmesi, hazmetmesi gibi şartlar aranır. Hoca evvela âlim olmalı, sonra ilmiyle amel etmeli, sonra öğretmelidir. Öğrettiği şeyi hakikatiyle bilmeyen, ruhuyla yaşamayan, ondan başka bilgiler üretemeyen kişiye hoca denemez. Hocalık âlimlikle birlikte yürümezse öğrenimi ve öğretimi bir külfete dönüşür. Bu yüzden Allah cahillere ' Niçin öğrenmediniz?' sorusunu yöneltmeden evvel âlimlere 'Niçin öğretmediniz?' diye soracak."
Yenişehir Mimar Kemal Okulu’nda, her sabah, dersten önce bit arama fasılları başladı. Öğretmen, elinde iki kalem, hep aynı çocukların başlarını karıştırdı, hep aynı çocuklar sıfır numara tıraş olmaya gönderildi. Ayıklandı bitler; sınıfın yaşça büyük, akılca küçük çocukları ayıklandı. Ayıklananlar arka sıralara oturdular.
Önde oturan çocukların anaları daha sık gelmeye başladılar okula; geldi analar gitti analar, önde oturan çocukların kazınmadı kafaları. Bazı bazı, öğleden sonraları ve hafta sonları öğretmenin evine gidip temizlik yapan çocuklar. Pazardan öğretmene alışveriş eden çocuklar, fileleri yüklenen, yüklenen, ama öğrenemeden ilkokul üçüncü sınıftan ayrılan çocuklar. Arkadaşlık edilmemesi gereken, kötü söz öğreten, oyun bilmeyen çocuklar ayıklandı. Aile çocuğu kimdir kim değildir, açıkça ayıklandı Yenişehir’de.
Köy Enstitülerini kötüleyenlerin en çok yüklendikleri noktalardan birisi, bu kadar işin gücün içinde kültür derslerine az yer verildiği, öğrencilerin iyi yetiştirilmedigi konusudur. Biz buna hemen, "yanlıştır" demeyeceğiz. Hele bilginin, kültürün sadece ezbere dayanan, kafaya istif edilen birtakım kurallar olduğu sanısından hareket edilirse, yani klasik okul açısından bakılırsa, bu çalışmalar içinde öğrenci elbet zayıf yetişmiştir. Fakat kültür nedir? Kültürlü insan kimdir? Eli kolu işlememiş, anlayış ve görüş açısı yaşamı güzelleştirmeye çevrilmemiş, bütün bildikleri ezber halinde kafasının içinde kalmış insan, kültürlü insan mıdır? Hele bu insan öğretmen olunca, bizim köylerimizde kime ne öğretecektir?
Bilgiyi iş haline getirmek gerekir. Bilmek, söylemek değil, yapmaktır. İlkel hayatı değiştirmek, güzelleştirmek, geliştirmektir.
Eğitim sisteminin var oluş amacının aşağıdaki üç soruda anlamını bulacağına inanıyorum:
1. Eğitimli insan kimdir?
2. Kime usta insan öğretmen denir ve usta öğretmen nasıl yetişir?
3. Usta öğretmen nasıl güçlü kılınır?