"Bana Muallim Süreyya demeye başlamıştı - Süreyya Öğretmen." Hafifçe güldü. " Çocukça olduğunu biliyorum, ama Ziba'nın kendi mektubunu ilk yazdığı gün anladım: İstediğim tek şey öğretmen olmaktı. Onunla öyle gururlanıyordum ki; aynı zamanda da gerçekten değerli bir şey yaptığımı hissediyordum. Anlıyor musun ?"
Sayfa 140Kitabı okudu
Bir öğretmen öğrencisinin fikirlerinin aydınlanmasına çalıştığı, edep ve dinin kaynağını öğretmeye başladığı gibi onun meşrebini de dikkate alarak düşüncelerini aydınlatmaya ve ahlâkını da düzeltmeye çalışmalıdır. Çünkü onun saadet ve selameti ve kendisiyle birlikte yaşayıp geçinecek olanların hoşnut ve mesut olmaları başlıca buna bağlıdır.
Reklam
Muallim Cevdet
Medeniyetin uygarlığa dönüşmesiyle birlikte müellif ,tenzil-i rütbe (rütbesi düştü ) ederek "yazar" oldu. "Mütercim" üzerindeki kaftanı atarak "çevirmen" isimli çula büründü. "Musahhih" artık yanlışı "tashih" etmiyor, "düzelti " yapıyor. Mürebbî kelimesinden galiba rahatsız olmaya başladık ki ,artık bu meslek müntesiplerine "pedagog " diyoruz. "Öğretmen",sanki muallim'den intikam almak istiyor ve " öğretmem" dercesine bağırıyor.
Sayfa 161Kitabı okudu
Âlimde anneye has bir özellik bulunur. O da şefkattir; demekki sevgiyle, koruyarak, kollayarak yetiştirdiğini ilimle tanıştırıp âlim kılar. Bu yönüyle âlim, muallimdir. Günümüzdeyse, muallime öğretmen diyoruz. Kavramın sözleriyle birlikte anlamları da başkalaştımı? Elbette. Öğretmen, yetişen gence kuru kuru bilgi yediren meslek erbâbıdır (profession). Para -maaş yahut ücret- mukabili "bu, böyle, şöyledir" usuluyla bilgileri değerlendirmeksizin aktarır, saatını doldurur, çeker, gider. Buna karşılık 'muallim/e' bilgilendirmeden ziyâde kendini kanıyla canıyla yetiştirme işine adamış 'görev erbâbı'dır (missionaire).
Farabi
Felsefe söz konusu olduğunda “Muallim-i Evvel”in yani ilk öğretmenin Aristo olduğu kabul edilir. Bu tabir Aristo’nun Batılı kaynaklarda Magister Primus (İlk Usta) diye anılmasından kaynaklanır. Felsefeyi sistemli hâle getiren ve İslâm felsefesinin temellendiren ünlü Türk filozofu Fârâbî ise Aristo’nunnlakabına atıfla “Muallim-i Sânî” yani ikinci öğretmen olarak bilinir. Hatta Latince yazılmış kitaplarda da ondan Magister Secondus (İkinci Usta) diye söz edilir.
Sayfa 68
Bir de ahlâkî kitaplarda mürebbî ve öğretmen seçimi hakkında denilmiştir ki: Seçilecek üstadın en bilgili, günahtan ve haramdan en çok çekinen ve en yaşlı olması lazımdır.
Reklam
301 öğeden 251 ile 260 arasındakiler gösteriliyor.