Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir öğretmen adayı olarak...
Özür diliyorum ama sizlerle açık konuşmak istiyorum: Her meslekte olduğu gibi,öğretmenler arasında da mesleğine layık olmayan çok kişi var.Bunlar öğretmenlik etmeyi aşağılık bir iş kabul eden gündelikçilerdir.Böylelerine bir dost nasihati veriyorum: Öğretmenliği bırakıp kendilerine başka bir iş arasınlar.Tüccar olsunlar,başka işler bulsunlar ama canlı bir ruha ve bilgiye sahip fedakar insanların bulunması gereken yerleri işgal etmesinler.''
Günün en güzel nasihati
Genç öğretmen arkadaşlarıma tek nasihatim çocukları sevin, olur. Sadece sevin onları. Severseniz olur çünkü.
Sayfa 9 - Şebnem İşigüzelKitabı okudu
Reklam
FAKİR BAYKURT'UN UNUTAMADIĞI ANA NASİHATİ Kahveden gelen güzel kokulara dayanamayan Fakir Baykurt annesine “Çay isterim, ille de çay!” diye tutturur. Annesi evladının bu isteğini geri çeviremez. Oğlunun elinden tutup kahvehanenin yolunu tutar... Kahveci Topal Hüseyin’i yanına çağırıp “Bir bardak çay getir benim oğlana” der. Çay geldikten
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Tolstoy u büyük bir bilge bir öğretmen gibi görüyorum. Herkesin muhakkak ondan alacağı bir şeyler vardır. Klasik bir eser olmasına karşın içindeki dersi, nasihati öyle güzel veriyor ki..! Hayran kalıyorsun, sıkılmadan okuyorsun.
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
İnsan Ne ile Yaşar
İnsan Ne ile YaşarLev Tolstoy · Tutku Yayınevi · 2017190,6bin okunma
136 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
Dinle ! Gönül kulağı ile
Nasihatsiz olmaz bu dünya ! Bir üst altına nasihatler verir , onu daha iyiye ulaştırmak için Amir memura Patron işçiye Ebeveyn evladına Abi-abla kardeşe Doktor hastasına Öğretmen öğrencisine . . Nasihat dinlemek güzeldir . Nasihati uygulamak daha güzeldir . Dünyalık ta olsa nasihat ahiret içinde olsa , İçinde ki ene’yi ( ego ) susturmak hayli güç . “Ben “ der insanoğlu , ben biliyorum . Ya tutarsın iyi olsa da sonucu kötü olsa da söz dinledim bu da güzel , bu da mertebe , dersin Ya tutmazsın nasihati kendin tecrübe edersin sonu güzel olur ve ya acı ! Güzel olursa tamam da acıyı tatmak hiç hoş gelmez insana O zaman bir ahhhh ! Dersin amma ne fayda !
Mahmud Efendi Hazretleri'nden Hanımlara Nasihatler
Mahmud Efendi Hazretleri'nden Hanımlara NasihatlerMahmud Ustaosmanoğlu · Ahıska Yayınevi · 2019160 okunma
Gözleri Yaşardı Çorum’da bir davadan sonra Amasya’ya geçtik. O zaman ortaokul talebesi olan Halit Yolcu isimli bir genci kurtarmaya gitmiştik. Bazı makamlara yazdığı mektup lâikliğe aykırı bulunmuş ve hapse konulmuştu. Çocuğun annesi babası fakir, perişan, korkudan ziyaretine bile gidemiyorlardı. Duruşma beraatle neticelendi. Hemen hapishaneye gittik. Çocuk kısa pantolonlu, lâstik ayakkabılı. Günlerdir su yüzü görmemiş perişan bir hâlde idi. Onun bu hâlini görünce Bekir Ağabeyin gözleri doldu. Hemen birisine ayakkabı aldırttı. Anne babasına götürdük. O annenin oğluna sarılıp ağlaması ve Bekir Ağabeye duaları hâlâ gözümün önündedir! Bekir Ağabey, o zaman küçük Halit’e, “Sen mutlaka okuyup büyük adam olmalısın, bunlardan öcünü ancak böyle almalısın!” diye nasihatta bulundu. Gerçekten Halit, bu nasihati tuttu. Okudu, öğretmen oldu. Yıllar sonra yolum Amasya’ya uğradığında, sevilen ve başarılı bir eğitimci olarak etrafını gençlerin sardığını gördüm. Çok mutlu oldum ve Bekir Ağabeyin yıllar önce kendisine yaptığı nasihati hatırladım!
Reklam
ögretmen nasihati...
Eğer gözlerinin feri sönmüş ise içindeki gözlerini ortaya koyacaksın, başarmak azmederek hazmederek olur. Eksikliğini zekanla, inancınla tamamlayacaksın, yılmadan yürümeyi bileceksin, düştün kalkacaksın; kısaca sen içindeki seni ortaya koyacaksın...
Sayfa 193 - egitimbirsenKitabı okudu
Antik Mısır'dan bir öğretmen nasihati
"Kalbini zevk ve sefaya verme, çünkü burada kendini kaybedersin. Elinle yaz, ağzınla oku ve senden çok bilenlerin söylediklerini iyi karşıla. Hiçbir gününü boşa geçirme, yoksa dayak yersin."
Biz hemen başlangıçtan itibaren dikte ile büyümüşüz. (Bilmem Saidî Bey'in "Dikte ve Zaviye" isimli piyesini okudunuz mu okumadınız mı?!) Bu dikte, çocukluktan beri beynimizi özürlü yapmış: Öğretmen dikte etmiş; düzen, müdür, anne, baba, Allah, havuz suyu vs. hep dikte etmişler, nasihat etmişler. Herkes elini birinin yakasına götürüp nasihat ediyor. Bundan dolayı bizim âdetimiz, nasihati, hatta hüküm vermeyi bile daima başkalarından almak olmuş; bu alışkanlıkla, araştırma, dikkat, mütalaa ve hüküm verme yükünün altına girmekten kaçmışız. Açıkçası bu -dikte almak-, küçüklükten gelen bir adettir. "Diktatörlük" de bu "dikte"den geliyor: Kökü lügat bakımından aynıdır. Bu bir tiptir: İnşallah fikrî, samimi ve tanıdık temaslar, düşüncenin çarpışması, anlaşma, empati kurma, aydınlanma, okumalar ve daha fazla inceleme gerçekleştikten sonra, yargılamalarını havadan ve dikteden alan kimselerin sayısı azalacak; yargılamalarını okumak, anlamak ve incelemekten alan kimselerin sayısı artacaktır. Bir toplum bu yoldan hareket ederse, gelişir.
Bunlar öğretmenlik etmeyi aşağılık bir iş kabul eden gündelikçilerdir. Böylelerine bir dost nasihati veriyorum: Öğretmenliği bırakıp kendilerine başka bir meslek arasınlar. Tüccar olsunlar, başka işler bulsunlar ama canlı bir ruha ve bilgiye sahip fedakâr insanların bulunması gereken yerleri işgal etmesinler.
Sayfa 102Kitabı okudu
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.