Okul bahçesi
Yağmurlu bir Kasım günü, Cebimde ıslanmış bir mektup, Zar zor toparlamışım kendimi, Sol yanım alev alev, Seni bekliyorum okul bahçesinde, İçimde deli bir cesaretle, Hayatım boyunca unutamayacağım  O ses yankılanıyor uzaklardan ve gittikçe yaklaşıyor, Merdivenlerde bir koşuşturmaca, Acı siren sesleriyle bir ambulans geliyor okulun
Bayramımız kutlu, doğum günün kutlu olsun M. Kemal Atatürk
2 Temmuz 1932 tarihinde Ankara’da Birinci Tarih Kongresi toplanır. Atatürk, çoğunluğunu tarih öğretmenlerinin oluşturduğu kongre delegelerine Marmara Köşkü’nde 8 Temmuz 1932 günü bir çay ziyafeti verir. Bu davet sırasında öğretmenlerden biri Atatürk’ün kendisinden doğum tarihini öğrenmek ister. Atatürk, “Bunu niçin soruyorsunuz?” der. Öğretmen de, “Kutlayacağız paşam, hiçbir yerde kesin bir tarih bulamadım,” yanıtını verir. Atatürk bu yanıt karşısında, “Siz onu bırakınız, ben Anadolu’ya ne zaman çıktım? Onu bana söyleyiniz,” der. Etrafını saran öğretmenler hep bir ağızdan, “19 Mayıs 1919!” diye bağırırlar. Bunun üzerine Atatürk, “Evet, işte kutlayacağınız gün o gündür,” der.
Reklam
Anneler Günü
Dünyayı anneler, şairler ve öğretmenler yönetseydi, kimseler sızlanmazdı.
22 mayıs günü
Çocukların neyi, niçin istediklerini bilmedikleri konusunda, bütün yüksek öğretmenler ve hocalar hemfikirler; ama çocuklar gibi yetişkinlerin de bu yeryüzünde sendeleye sendeleye dolandıkları, onlar gibi, nereden gelip nereye gittiklerini bilmedikleri, aynı biçimde gerçek amaçlar için uğraşmak yerine, bisküvi, pasta ve huş sütlacıyla yönetildikleri konusuna gelince: kimse buna inanmak istemiyor, ama sanırım, elle tutulacak denli açık bu.
Tüm değerli öğretmenlerimizin öğretmenler günü kutlu olsun!
"Yeryüzünde dağ neyse, insanlar arasında büyük öğretmen de odur."
Sayfa 152Kitabı okudu
Çoğu zaman insanlar okulu bitirdikten sonra öğrenmeyi de bırakırlar, çünkü on üç ya da yirmi yıl boyunca dışarıdan güdülenen eğitim, hoşa gitmeyen anıların kaynağı olmayı sürdürür. Kitaplar ve öğretmenler, dikkatleriyle öyle uzun bir süre oynamışlardır ki, insanlar mezun oldukları günü özgürlüklerine kavuştukları gün sayarlar. Oysa simgesel becerilerini kullanmaktan vazgeçen bir insan hiçbir zaman gerçekten özgür olamaz. Böyle bir insanın düşünüşünü komşularının görüşleri, gazetelerdeki köşe yazıları ve televizyonun gösterdikleri yönlendirir. Kendisi de "uzmanlar"ın merhametine kalmıştır. İdeal olan, dışarıdan uygulanan eğitimin sonunun, içsel olarak güdülenen eğitimin başlangıcı olmasıdır. Bu noktada, çalışmanın amacı artık not yükseltmek, diploma almak ya da iyi bir iş bulmak değil, insanın çevresinde olup biteni anlaması, yaşantılarının nasıl olduğuna ilişkin kişisel bir anlam duygusu geliştirmesidir. Düşünürün yaşadığı derin neşenin kaynağı budur.
Reklam
293 öğeden 221 ile 230 arasındakiler gösteriliyor.