Düşüne düşüne yürüyen Siddharta, bir ara yavaşladı ve sordu kendi kendine:
-Peki ama nedir senin öğretilerinden ve öğretmenlerden öğrenmek istediğin ve sana öğretmenlik edenlerin bir türlü sana öğretemediği?. Ve şu yanıtı verdi soruya:
-Hikmetini ve iç yüzünü öğrenmek istediğim şey Ben’di. Ama alt edemedim, sadece yanılttım, sadece kaçtım ondan, sadece saklanıp gizlendim. Doğrusu, dünyada benim bu Ben’im kadar; bu yaşıyor olduğum, başkaları gibi ve başkalarından ayrı biri olduğum, Siddhartha olduğum bilmecesi kadar, kafamı başka hiç bir şey kurcalamadı. Ve dünyada benim kadar, Siddhartha kadar az bildiğim başka bir şey yok.
Öğretmenlik maalesef profesyonel bir meslek olarak görülmeyen ender mesleklerden biridir. Öğretmenliği hakkıyla profesyonel olarak görebilen bir profesör ve kitabı...
Öğretmen adaylarının pek tabi okuması gereken bir kitap.. Genel olarak sıkıcı algılanır fakat biraz üzerinde durulan konular hakkında düşününce sanıldığı kadar sıkıcı olmayan ve aslında üzerinde durulan konular itibariyle eksik olduğumuz yerleri anlatan güzel bir çalışma. Sanırım öğretmenlik mesleğine gereken değeri veremediğimiz için bu kitap basit algılanıyor Doğan Hoca ve İrfan Hoca'ya çok teşekkür ederim...
Öğretmen OlmakDoğan Cüceloğlu · Final Kültür Sanat Yayınları · 20136,5bin okunma
Bir gün bile öğretmenlik yapmışsanız bu mesleğin tadını unutamazsınız. Öğretmenler hiç yaşlanmaz bence. Gençlikleri bir hayat boyunca sürer gider. Durmaksızın çocuklar, gençler arasında yaşadıklarından... Gençlere biçim vermek, yeni bir yön kazandırmak çabası gözle görülen, elle tutulan bir şeyler vermektir onlara... Hiçbir meslekte insan çabalarının verimini böylesine yakından göremez. En güzel meslek öğretmenliktir. Nasıl hayatın en tatlı anları öğrencilikte geçerse, öğretmenlikte yararlı olmanın mutluluğunu verir kişiye.
(Oktay Akbal)
İlk başta okumayı hep ertelediğim(sanırım ismini beğenmedim),ama okuyunca niye ben bu kitabı daha önce okumadım dediğim bir kitap...Hatta sonra ikincisini de hemen okuduğum bir kitap.Gerçekten çok güzel bir kitap...İrlanda 'da fakir bir ailenin çocuğunun açlık ve benzeri şeylerle verdiği sınav.Ve sonra kendi mucizesini yaratarak Amerika' ya kadar uzanan yolculuk,üniversite ve öğretmenlik... İkinci kitabını da okumanızı tavsiye ederim...Özellikle bulabildiğinde balık ve kızarmış patates yemesini anlatışı,tasvir edişi aklımdan çıkmıyor...
Usta yazardan yine tek kelime ile mükemmel bir roman. Bir kasabada öğretmenlik yapan Zehra hanıma bir mektup gelir. Babası Mürşit beyin ölüm döşeğinde olduğu ve son arzusu olarak onu görmek istediği yazmaktadır mektupta. Zehra hoca mükemmel bir öğretmen olmasına rağmen acıma duygusu olmayan bir insandır. Bunun sebebi de babasına olan kinidir. Annesi ve anneannesine türlü eziyet eden adamı bir türlü affetmemiştir. Ancak yine de gider. Babası ölmüştür. Eşyaları arasından bir defter çıkar. Babasının hatıra defterini okumaya başlayan Zehra'nın hayatı tamamen değişecektir. Her şeyi ne kadar yanlış bildiğini anlayacak ve acımanın ne demek olduğunu öğrenecektir. Mutlaka okunması gerekenlerden.