Çok sinirlendim tweetırda dolaşan bir konu hakkında fikirlerimi yazıyorum
Günden güne artan bir öğretmen düşmanlığı var. Herkes o kadar belli ediyor ki öğretmenlere karşı olan kinini. Sırf tatillerinden dolayı. Bakın ben köyde büyüdüm. Tarlada çalıştım, taş attım, koyunlara gittim, ineklere baktım, bahçeye baktım, balyalara saman doldurdum, saman taşıdım. Hayatımın hiçbir döneminde öğretmenlik yaptığım dönem kadar zorlanmadım. Siz 40 çocuğa bakmanın nasıl olduğunu bilemezsiniz. Eve gelince program hazırlamaya çalışmanın, sürekli evrakla uğraşmanın, velilerle uğraşmanın, sürekli stres halinde olmanın nasıl bir şey olduğunu anlamıyorsunuz. Ayrıca madem öyle tatili var gelin olun kardeşim. Yapacağın bir eğitim fakültesine girmek ve gece gündüz bazen 6 yıla kadar KPSS çalışıp atanmak. Merak etmeyin kimse size engel olmayacak
“Çocuk sahibi olduktan sonra hepimiz öğretmenlik mesleğine ilk adımı atmış oluruz. Çünkü çocukların okul hayatı boyunca ve sonrasında sergiledikleri birçok davranış, alti bezli dönemde verilen eğitimden izler taşır.”
Reklam
Hayatı boyunca kitap okumayı çok sevdi ve yaşadığı müddetçe 4.000’ne yakın kitap okudu Atatürk. Çocukken babasının yokluğunu dolduran ve çektiği yoksulluktan kurtaran şey yine kitaplardı. Durmadan tarih kitapları okur ve olayları anlamlandırmaya çalışırdı. Kız kardeşi Makbule Atadan hatıralarında
Büyük Kardeşim Atatürk
Büyük Kardeşim Atatürk
, onun odasına çekilip saatlerce kitap
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 27 hours
Öğretmenlik Üzerine...
"Öğretmenim bi bakar mısın?" Diye söze başlıyor kıymetli Doğan hocamız. Eserin konusu temel anlamda öğretmenin gücünü, nesiller yetiştirme noktasındaki potansiyelini detaylı incelemeye ve öğretmenlik yapan değil öğretmen olanlara bu mevcut potansiyelin uygulamaya dökülmesine yönelik metodlara, tecrübelere dayanıyor. Eserde her alt başlıkta, kıymetli eğitimcilerin yahut öğrencilerin geçmiş tecrübelerini içeren mektuplarına yer verildiğini görmek mümkün. Okurken çokça altını çizdiğim satırlar oldu. Hatta kimi zaman bütün bir sayfayı öğretmenlik yaşamımda kullanmak üzere not ettim... Bir öğretmenin öğrencisiyle ilişkisi nasıl olmalı? Öğretmen öğrencisini her şeyden önce bir insan olarak görüyor mu? Öğretmen öğretim süreci boyunca 'Denetim Odaklı Korku Kültürü'nün mü bir taşıyıcısı oluyor? Yoksa 'Gelişim Odaklı Değerler Kültürü'nde karşısındakini bir birey olarak görerek mi muamelede bulunuyor?... Eserde bu gibi soruların cevaplarını net bir biçimde görmek mümkün. Okunmalı efendim Üstelik yalnızca öğretmenlik aşkını yüreğinde taşıyanlar değil, ebeveynlik görevini taşıyan bireylerin de kesinlikle okuması gerektiği kanaatindeyim. Zira eğitim en temelde evde başlar. Bilinçli, eğitimli ebeveynler, çocuklara ilk eğitimi vermekle kalmaz, aynı zamanda çocukların eğitim hayatları boyunca karşılaşacakları tüm olumlu olumsuz davranış değişikliklerinde eğitimcileriyle iş birliği içinde olur, ekip ruhuyla çalışır ve böylece çocuğun gelişiminde olumlu bir rol üstlenmiş olurlar. Muhakkak okunmalı diyelim... Doğan hocam harika bir iş çıkarmış. Kendisini sevgi ve rahmetle anıyoruz
Öğretmenim Bir Bakar mısın?
Öğretmenim Bir Bakar mısın?Doğan Cüceloğlu · Final Kültür Sanat Yayınları · 20185.9k okunma
Felsefe okuyanın filozof olmadığı gibi öğretmenlik okuyanın da hemen öğretmen olacağı sanılmamalıdır.
111 syf.
·
Not rated
Serap Yıldız Fındık/ Çay. Serap Yıldız Fındık, 1966 yılında Ankara'da doğdu. Lise öğrenimini Ankara'da, üniversite öğrenimini de Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde tamamladı. Milli Eğitim Bakanlığında öğretmenlik yapmakta, İzmir'de yaşamaktadır. Kapağında deniz kenarında bardakta bir çay motifi işlenerek çaya dikkat çekilmeye çalışılmıştır. Kitabın yazar anneannesine ithaf etmiştir. Bazıları kısa, bazıları uzun 48 hikayeden meydana gelmiştir. Hikayelerde duygusal ve içe dönük bir anlayış varsa da sürükleyiciliği sınırlıdır. Konulardaki farklılıklar dikkat çekmektedir. #Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Çay
ÇaySerap Yıldız Fındık · Alter Yayıncılık · 20142 okunma
Reklam
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Halide Nusret Zorlutuna
Halide Nusret Zorlutuna
; öğretmenlik anılarını, deneyimlerini ve öğrencilerini bu satırlar aracılığıyla bizlerle buluşturuyor. Hatıralarından yola çıkarak; öğretmenlere ve benim gibi öğretmen adaylarına meslek hayatında dikkat etmesi gerekenleri, bir öğretmende bulunması gereken vasıfları bizlere sunuyor. Bu yolda adımlayan bir öğrenci olarak meslek hayatına başlamadan önce 'Onun Küçük Dostları' ile ve yazarla tanıştığım için kendimi şanslı hissediyorum. “Tanrı’nın bu meslek için yaratmış olduğu kahramanlardır ki, bütün bir gençliği, bütün bir ömrü bu yolda harcarlar, harcayabilirler.” sözüyle öğretmenliğin sadece bir meslek değil yaşam biçimi olduğunu dile getiriyor. İyi bir öğretmen olmak için daha doğrusu ‘gerçekten’ bir öğretmen olmak için gerekli olan ilk şeyin sevgi ve şefkat olduğunu kitap içerisinde sık sık belirtiyor. Evet sevgi dolu ve sıcacık yürekli bir öğretmenmiş ama kusursuz değilmiş, yanılmaları ve yanlışları elbette olmuş. Onun da kendisine kızdığı gibi ben de okurken yer yer biraz kızıp çokça hüzünlenmiş bulundum. Tabi kızgınlığım sadece öğretmenimize değil, unutma beni çiçekleriyle umutlar yeşertip unutup giden öğrencilerine de. Hayat, bu mesleğe gönülden bağlı öğretmenlerimizi şimdisinde ve geleceğinde güzel dilekleriyle anacak öğrencilerle karşılaştırsın. Sevginiz ve şefkatiniz içinizden hiç eksilmesin inşAllah.
Benim Küçük Dostlarım
Benim Küçük DostlarımHalide Nusret Zorlutuna · Panama Yayıncılık · 20183,380 okunma
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.