Kızdan erkekten, yaşlıdan gençten, yan yana durandan, birlikte yürüyenden korkanlar! Hâlâ anlamadınız mı, biz kesmik unun ekmeğiyiz. Sizin pazarınızda para etmemek bize ancak gurur verir. Kızlarımız ve oğullarımız yeryüzü sofrasının en has ekmeğidirler. Biraz buğday, biraz arpa, biraz da çavdardırlar. Bazen Deniz, bazen Mine, bazen Aleida'dırlar. Kızlı erkeklidirler yani. Umudumuz onlardır...
e-kitap İletişim Yayınları
Özgürlük bize yaşamımızın birazcık geç döneminde gelmişse de ondan yine vazgeçmeye niyetimiz yok. **Çünkü kesinlikle bir daha sizin insanlık dışı rutininizle sindirilmeye izin vermek niyetinde değiliz.** Birçoğumuz yaşamlarımızı baskıcı ve aksi kocalarla geçirdi. Nihayet bunlardan kurtulduğumuzda, oğullarımız ve kızlarımız tarafından bezdirildik, onlar artık yalnızca bizi sevmemekle kalmıyor, bizi bir yük, şaka ve utanç konusu olarak değerlendiriyorlardı. Artık özgürlüğü tattığımız için sizin ve pis pis bakan eşiniz tarafından bir kez daha itilip kakılmamıza izin vereceğimizi aklınız alıyor mu? .
Sayfa 168 - EverestKitabı okudu
Reklam
Oğullarımız çıplak ayakla cephede savaşırken cilalı çizmeleriyle aramızda dolaşan bu leş yiyicilere nasıl tahammül edebiliriz??
Sayfa 187 - ArtemisKitabı okudu
Evet oğullarımız ve kızlarımız kendilerini saklamak zorunda kalmaktansa, dar sokaklarda ya da yarı karanlık yollarda sevişmektense onların gün ışığı altında mutlu bir ışığın tadını çıkarmalarını istiyoruz.
Oğlumuz beş altı yaşlarında ağladığında ona ne deriz? "Ağlama, sen kız mısın ki ağlıyorsun. Er­kekler ağlamaz!" Çok yanlış. "Ağlama, çünkü canımı sı­kıyorsun!" dememiz lazım. Erkek ağlamaz demek de ne demek? On yaşında: "Erkeksin, erkeksin"... On ikisinde "Sen bir erkeksin"... oğullarımız erkekliğe özgü güçlü, kuvvetli şekilde büyümeye mecbur kalıyor! Ağlayanın vay haline... Boğazı sıkılıyormuşçasına sıkıntıyla altı si­garayı ardı ardına içerler... ikisi burnunda, ikisi kulakla­rında... ama tek bir gözyaşı akmaz!
Bu ne bir çiftlik sahibi olmak arzusu ne de ağa olmak yoludur. Diyeceksin ki, "Bu, yalnız senin hayatın boyunca böyle olur da çocukların, ağır ağır ağa olmaya giderler." Gidemezler! Oğullarımız bizden daha bilgili, daha müsamahakâr, daha mütekâmil olmaya doğmadan namzettirler. Onlardan korkum yok.
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
KAVGADA SEVDA
Adı sevda ise iki kalp arasında Yangınlar yaktıran yüce duygunun adı Kapı arkasında Sokak arasında gizli gizli biz sevişmedik mi? Adı kavga ise şayet Zulüm gören milletin celladına kafa tutmanın adı Kızlarımız ve oğullarımız sayısızca militan Dar sokaklarda, ovalarda Çarpışarak dövüşmedik mi? Ya söyle neydi? Neydi bu telaş içinde yola çıkma hazırlığı Neydi zamansız yolculuğun hasretlik diğer adı Bu kenti terk etmenin adı neydi Direnirken dişe tırnak Bu ateşi söndürmenin adı neydi Buzda yürür iken yalın ayak Sevda da hasret mi? Kavga da gurbet mi? Neydi adı?..
... Adı kavga ise şayet Zulüm gören bir milletin Celladına kafa tutmanın adı Kızlarımız ve oğullarımız Sayısızca militan Dar sokaklarda, ovalarda Çarpışarak dövüşmedik mi ...
kızlarımız oğullarımız büyür, analarımız babalarımız ölür terimiz soğur, ciğerimiz çürür, kalbimiz yorulur rutubet kokar evler, arabalar yolda kalır ama gün doğar.
Arılar gibiydik. Umudu ayaklarında birer sarı toz parçacığı gibi toplayıp getiren arılar gibiydik. O bir damlacık umut nerdeyse, biz orda. Oğullarımız, kızlarımız acımasız ellerde tutsakken başka ne yapabiliriz? Umut. Gelecek ölümleri, hastalıkları, süreğen tutsaklığı aşmanın yolları vardı. Derdini anlatmaktan, umar aramaktan çekinen, korkan dağınık insanlar nasıl kullanırdı bu yolları.
Sayfa 186
335 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.