Adıyla sanıyla kadın düşmanı bir iktidarla karşı karşıyayız biz, sevgili kız kardeşlerim! Ve kuruldukları günden bu yana böyleler. Kadın düşmanlığını kutsal aile masalının arkasına saklamaya çalışan, kadını, erkeğe tabii bir mal olarak gördüğünü ve bunun sebebinin, inandığı din olduğunu iddia edenler yönetiyor bu ülkeyi! Ve biz kadınlar
Her saniyesi bin ölüm bekleyişler, bilmenin çeki taşı, acının onuru, haklı olmanın çaresizliği... ah bizim oğullarımız, kızlarımız... sizin büyük hatıranızı, bizim büyük yalnızlığımızı hafifletecek bir zaman ölçüsü olabilir mi hiç?
Sayfa 26 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
... Adı kavga ise şayet Zulüm gören bir milletin Celladına kafa tutmanın adı Kızlarımız ve oğullarımız Sayısızca militan Dar sokaklarda, ovalarda Çarpışarak dövüşmedik mi ...
Ağlayın, tutmayın içinizde, eksilmezsiniz
Oğlumuz beş altı yaşlarında ağladığında ona ne deriz? "Ağlama, sen kız mısın ki ağlıyorsun. Er­kekler ağlamaz!" Çok yanlış. "Ağlama, çünkü canımı sı­kıyorsun!" dememiz lazım. Erkek ağlamaz demek de ne demek? On yaşında: "Erkeksin, erkeksin" ... On ikisinde "Sen bir erkeksin" ... oğullarımız erkekliğe özgü güçlü, kuvvetli şekilde büyümeye mecbur kalıyor! Ağlayanın vay haline ... Boğazı sıkılıyormuşçasına sıkıntıyla altı si­garayı ardı ardına içerler ... ikisi burnunda, ikisi kulakla­rında ... ama tek bir gözyaşı akmaz! ... Bir kadın için sevgilisinin, nişanlısının, kocasının kollarında ağla­mak harikuladedir ... birlikte ağlamak daha da güzel ...
Oğullarımız çıplak ayakla cephede savaşırken cilalı çizmeleriyle aramızda dolaşan bu leş yiyicilere nasıl tahammül edebiliriz??
Sayfa 187 - ArtemisKitabı okudu
Balamir ile Argon İstanbul’a aşık oldu
— Şu Şarı biz alsak!. Hakan bizim burada ne yaptığımızın ne bilecek! Hiç yoktan bir haber çıkarırız. Hakan’a, uyuşamadık diye bir haber yollarız. Cenk gene başlar, Hakan’a bu Şar’ın güzelliğini anlatır bir yoklarız! — Balamir olur şey değilsin! Biz buraya ne yapmaya geldik sen ne düşünüyorsun? Hem bu Şarı almak o kadar kolay mı? Dur bakalım, şu dünyada Türkler bu Cenkçilik de kaldıkça ve bu şar da böyle güzel oldukça biz sefasını süremezsek oğullarımız sürer, yeterki Türklerin olsun! 
Reklam
Oğlumuz beş altı yaşlarında ağladığında ona ne deriz? "Ağlama, sen kız mısın ki ağlıyorsun. Er­kekler ağlamaz!" Çok yanlış. "Ağlama, çünkü canımı sı­kıyorsun!" dememiz lazım. Erkek ağlamaz demek de ne demek? On yaşında: "Erkeksin, erkeksin"... On ikisinde "Sen bir erkeksin"... oğullarımız erkekliğe özgü güçlü, kuvvetli şekilde büyümeye mecbur kalıyor! Ağlayanın vay haline... Boğazı sıkılıyormuşçasına sıkıntıyla altı si­garayı ardı ardına içerler... ikisi burnunda, ikisi kulakla­rında... ama tek bir gözyaşı akmaz!
Yıldızlara Erişmenin Zamanıdır (Sesli Şiir)
Yıldızlara koştuğu zaman Uzun soluklu olmalı insan Düşman güler sonra Dost darılır Yolcu yolunda gerek Kurşun hedefi bulmalıdır Türküler yarım kalmasın Sen
Bu ne bir çiftlik sahibi olmak arzusu ne de ağa olmak yoludur. Diyeceksin ki, "Bu, yalnız senin hayatın boyunca böyle olur da çocukların, ağır ağır ağa olmaya giderler." Gidemezler! Oğullarımız bizden daha bilgili, daha müsamahakâr, daha mütekâmil olmaya doğmadan namzettirler. Onlardan korkum yok.
Sayfa 103Kitabı okudu
Evet oğullarımız bir kızla çıkı­yor, nişanlanıp evleniyor ... ama eşini tatmin etmeyi be­ceremiyor... Kız ürkek, utangaç, sormaya cesareti yok, gözyaşı ve umutsuzlukla ilişki bitiveriyor.
333 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.