Kitap Yalom'un diğer kitaplarından, direkt öğreticilik anlamında farklı bir yerde. Kitap tecrübeli bir terapist olan Yalom'un ruh sağlığı alanında çalışan kişilere verdiği 85 öğütten oluşuyor. 85 öğüt 85 ayrı bölüm olarak yazılmış, bu durum okumayı bir hayli kolaştırıyor. Öğütler verilirken kendi hastalarından örnekler vermesi konuyu somut hale getiriyor. Kitabın genelinde bir Yalom klasiği olarak varoluşçu yaklaşıma dair izler kuvvetli olsa da ve buna bağlı olarak ölüm konusu sıklıkla işlense de sonlara doğru psikanalitik yaklaşım da devreye giriyor. Tabiki yabancı bir yazar olduğundan ve psikoterapide kültürün önemi büyük olduğundan bazı noktalar bizim kültürümüzde uygulanması zor noktalar gibi görünüyor. Yine de kitabın geneline baktığımda alanımda öğretici olduğunu söyleyebilirim. Tavsiye ederim.
Bağışlanan TerapiIrvin D. Yalom · Pegasus Yayınları · 20171,968 okunma
En sevdigim iyileşme hikâye"lerinden biri Hermann Hesse'nin Boncuk Oyunu'nunda bulunabilir. Kutsal Kitap zamanında yaşayan Joseph ve Dion oldukça etkili olmalarına rağmen farklı şekillerde çalışan iki ünlü şifacıdır. Genç şifacı Joseph sessiz, esinlenmiş bir dinlemeyle tedavi eder. Hacılar Joseph'e güvenmektedir. Kulaklarına
Öyleyse Rabbinden sana indirilenlerin hak olduğunu bilen kimse,
hak olduğunu kabul etmeyen o kör basireti kapanmış kimse gibi olur mu?
Ancak akıl sahipleri öğüt alıp anlayabilirler.
_Dinde zorlama yoktur. (Bakara 256) _Ama, kim İslamdan çıkıp başka bir dîn'e yönelirse sapkındır ve af yoktur. (İmran 90) _Çünkü, tek gerçek din islamdır. (İmran19) _İslam dışı tüm inançlar batıl ve sapkınlıktır.(Hadis) _İslam hakim gelene kadar kafirlerle savaşın.(Enfal39) _Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. (Saff 8)
Soru: Selefin (ilk çağ müslümanlarının) âlimleri sultanların huzurlarına çıkıyorlardı, buna ne dersin?
Cevap: Dediğin doğru. Ancak onların nasıl girdiklerini öğren ondan sonra gir. Anlatıldığına göre Halife Hişâm b. Abdulmelik hac amacıyla Mekke'ye vardığında:
- Bana sahabeden birini getirin, diye emir verir.
- Ey mü'minlerin emiri!
Çok ikilemli bir kitaptı benim için. Sevdim mi sevmedim mi pek çözemedim. Kitap sizi bazen öyle bir sıkıyor ki elinize almak istemiyorsunuz, bazende Holden karakterinin haklılıklarını okudukça kitabı bırakmak istemiyorsunuz. Kitapta beğenmediğim bir kaç şey var. Mesela giriş kısmından bir türlü çıkmaması gibi. O beni yeterince sıktı kitabı okurken.
Ama kitabın güzel yanı da çok haklı eleştirileri olan bir karakter var.
Holden herşeyden nefret edebilecek bir karakter ki ediyorda, herşeyden çok çabuk sıkılıyor. Arkadaşı ile buluşuyor sıkılıyor, hoşlandığı kızlarla sohbet ediyor sıkılıyor, öğretmenleri ile konuşuyor sıkılıyor. Öğüt, nasihat dinlemek istemiyor.Holden ağzından tek kelime çıksın istemiyor. Kimseyi takmayan bir kişilik ama kız kardeşi phoebe' yi asla kıramıyor, üzemiyor. Ölen diğer kardeşini de asla unutamıyor. Her şeyde aklına gelen ilk kişi oluyor. Sıkıldığı zamanlar da onun arkadaşlığına ihtiyaç duyuyor. Kitaptan ne anladın diye sorarsanız? Anlam veremediğim çok şey var. Diğer yandan da ne kadar canı acırsa acısın, ne kadar birilerinden nefret ederse etsin Holden kimseye kin tutamıyor ve geçmiş yaşamını çok özlüyor.
Evet sıkılıyorsunuz okurken ama bitirmekte istiyorsunuz. Farklı bir hissiyat var kitapta ben okudum bitirdim hala bu hissiyatı çözemedim.
Sonun da lanet kitap bitti..
Ah Holden..