Bakkala girdim, bakkal tuttu kazağımdan, baktı böyle. Dedim ki herhalde Fenerbahçeli. Ne dedi bana biliyor musun? "Git bu kazağı çıkart, bu kazakta sarı-kırmızı-yeşil var, ülke olarak zor durumlardayız." Çocuksun ne diyeceksin ki? Veresiye de var. Küçücük çocuksun moruk. Daha okula başlamamışım lan. Bakkaldan çıktım, dedim ki hain miyiz biz?
çocuk dediğin yaşlı bir dede gibidir. "nereye gidiyorsun dede?" "sabah namazına gidiyorum, nereye gideceğim ahlaksız! siz de biraz sabah namazına gidin." "sen niye 70 yaşına kadar gitmedin?" çocuklarla o dedeler eş zamanlı uyanır. çünkü bütün çizgi filmler sabah erken saatlerde yayınlanırdı.
Reklam
"Anne" dedim, "hain miyiz biz?" Annem bana ne dedi biliyor musunuz? Çekti beni karşısına ve dedi ki: "Kaybetmek yalnızca elinde olanın elinden alınması mıdır? Hayır. Kaybetmek, sözünle hayat bulan fikrinin dahi dilinden alınmasıdır. İstediğin topraklarda yürüyememek mağlubiyet midir? Hayır. Yürüsen dahi istediğin fikri belirtememektir. Sahiplenmeye çalıştıkları toprakları 'durun onlar sahipleniyor, biz gitmeyelim' dedik mi? Hayır. Tunceli'ye, Hakkari'ye, Diyarbakır'a, Mardin'e gitmedik mi? Gittik. Sahiplenmeye çalıştıkları yıldızı 'dur bu yıldızı onlar sahiplendi' deyip bayrağımızdan çıkarttık mı? Hayır. Peki neden bu kadar kolay teslim ettik yeşili, kırmızıyı, sarıyı? Toprak bizim: Türkiye Cumhuriyeti toprakları. Ama sen o topraklarda benim ördüğüm kazağı giyemeyeceğini söylüyorsun. Şimdi biz mi kazandık?"
Yıldız bizim, renkler bizim. Bu vatan bizim, topraklar bizim. Dün teslim etmedim, yarın da etmeyeceğim.
Benim Doğu'da şehit olan askerimin göğsünden çıkan kurşun Amerikan mermisi. Silah Amerikan silahı. Biz şimdi PYD ile mi savaşıyoruz?
Gaz vermenin, gaz almanın bu kadar kolay olduğu başka bir millet var mı? Hiç duymadığı bir şeyi sırf başkası söylüyor diye inanıp gaza gelebilen bir milletiz biz.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.