90 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Hayat Böyledir...
Süleyman, eşi Zinnure ve kızı Fatma'yla birlikte kan ter içinde saatlerdir lunaparkın çıkışını arıyor. 1 saat önce baktığında saat on birdi. Saate bakıyor hala on bir. Aradan zaman geçiyor bakıyor tekrar on bir. Zamanın geçtiğini zannediyor ama Süleyman zamanın, hayatın içinde kayboldu farkında değil. Arıyor, soruyor. Süleyman tekrar kayboluyor. Lunapark, hayat. Ne kadar kurtulmaya çalışsan da ne kadar istemesen de gelip yakana yapışıyor o hayat. İnsanlar akın akın bilinçsizce tek bir yere gidiyor. Bu sefer Süleyman o yolu deniyor. Yok bu da olmadı. Süleyman ordan ayrılıp yeni yollar bulmaya çalışıyor. Tel örgüyü takip edeyim belki bulurum diyor. Halbuki çocukluğundan beri geldiği adı gibi bildiği park. Çıkışın yeri belli çay bahçesinin yanında. Çay bahçesini buluyor. Oh be diyoruz çıkışı buldu. Çay bahçesi kapalı. Önünde yaşlı bir amca oturuyor. Kaybolmuş, bilen birisini bekliyor. Ama Süleyman da bilmiyor. Ne kadar çıkışı arasa da pes ediyor Süleyman. Sarhoş yaklaşıyor ve diyor ki: "Buradan çıkacağınızı zannettiniz değil mi?... Ohooo... Aptallığı bırakın. Çıkış mıkış yok..." "Bu dünya hayatı oyundan ve eğlenceden başka bir şey değildir. Ebedî ahiret diyarı ise, hayatın ta kendisidir. Keşke bunu bilselerdi..." Ankebût, 64.
Bu Böyledir
Bu BöyledirMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20227,6bin okunma
321 syf.
7/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Kitabın ismine, kapağına, arkasındaki yazıya kapılarak aldığım bir kitap. Hazır kafa dağıtmak için distopik bir kitap okuyayım dedim. Bir de baktım Türk bir yazar. Merakıma yenik düştüm aldım. Beğendim mi desem aradayım. Klasik filmlerden bildigimiz distopik evreni hissedemedim. Genelde distopik eserlerde fazlaca betimleme ile karakteri, olayı, mekanı size gözlerinizi kapattığınızda hissettirir. Ben bu hissi alamadım. Diyaloglar fazlaca uzun tutulmuş al gülüm ver gülüm konuşmalar... Ama ne yazık ki mekan yada kişiler ile kısa betimlemeler ile geçilmiş. Bu benim kendimce eksik gördüğüm taraf. İkincisi hikaye -hele ortalardan sonra- öyle bir hal alıyor ki Hitler mi dersin Atatürk mü dersin ohooo oradan oraya gidiyoruz. Hikaye o kadar karışıyor ki, bir de diyaloglar girince, ne olduğunu anlamıyorsunuz. Beğendiğim nokta sadece her distopik eserde olduğu gibi merak uyandırması. Onu da zannımca başta acemice söylüyor. Bak diyor, hikayenin sonunda kurguyu sen yazacan diyor. Bilmem ne diyor. Sonuna kadar oku diyor yani. Okunur mu, okunur. Düşün ki çok işsiz kaldın Survivor izliyorsun. Boş zaman öldürmecesi. Okuyan aaaa böyle bir kitap var neden okumadım demez, okuyan da ulan param gitti püü be demez. NOT: Şöyle kitapları alalım da Türklerin hayal dünyası az gelişsin. Şevk duysunlar.
M.A.N.C. Evreni
M.A.N.C. EvreniMusa Akkaya · Ephesus Yayınları · 202242 okunma
Reklam
Euphoria mı Eudomonia mı ?
-Ohooo Derin bizim Antik Yunan şehir devletlerindeki gibi kölelerimiz yok ki onlar çalışsın biz düşünüp düşünüp mutlu olalım. Köle biziz, mutluluk arayışı lüksü olan kaymak tabaka da elifi görse mertek sanır, dertleri günleri altın varak onların. -Bu mutluluk işi yaş Derin! -Değil! Dinle! Gerçekçi duygularla içinde bulunduğumuz durum her ne olursa olsun kendimizi adapte edersek insan erekselliği olan mutluluğu elde edebiliriz. Bir ağaç fidanının ağaç olmak dışında bir ereği ve şansı yok ama bizim var Deniz! -İnsanın mutlu olması için şansa da ihtiyacı olduğunu Aristoteles bile düşünmüş aslında. O mutluluğa “Eudaimonia” diyor ama biz hep Euphoria peşindeyiz.
https://hestiakitap.com/magaza/deneme/ayrintida-bogulanlar-kulubu-selin-tozkoparan/
166 syf.
·
Puan vermedi
İlk inceleme ️
İnsan hep bir arayış içinde: Kâh mutluluğu, kâh zenginliği, kâh macerayı arıyor. Güzeli, iyiyi, sevgiyi... Ohooo daha neler neler, arıyor da arıyor. Genel tabloya bakıldığında insan kendi terazisinde anlamlı gelene bakıyor. Victor diyor ki herkes kendi anlamını kendi bulsun öyle demeç verip açıklamaya da gerek yok. Hayatın anlamı bir tanedir şudur diye laf mı olur? Her insan bir tanedir onun da kendince bir anlam bulgusu olur yoksa da derdine yansın. Belki tam olarak böyle demiyordur ama ben bu şekil anladım. Bu kitabı okumak dışı dikenli içi tatlı tropik bir meyve yemek gibiydi. Adı da şeymiş: Logoterapi
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl · Okuyan Us Yayın · 202335bin okunma
Ateist: Bana Allah'ı gösterebilir misin? Hoca: Bana rüzgarı gösterebilir misin? Ateist: Elbette! Yaprağın hareketlenmesi, rüzgarın görünmesi demektir. Hoca: Dünyanın hareketlenmesi de rüzgarla oluyor o zaman(!) Hadis inkarcısı: Muhammed olmasaydı, Allah Kur’an’ı başka bir peygamberle getirirdi. Fazla büyütmeyin! Münkir terbiyecisi: Ohooo! Hipotezlerle din olur mu? Şelçuk Şahin olmasaydı, biz de şampiyonlar ligini alırdık! Bu da benim varsayımım... Bir kardeş, Edip Yüksel'in videosunu göndermiş, 'bu nasıl birisidir hocam' diyor. Peygambere sallıyor, Sahabeye sallıyor, Ulemaya sallıyor! Guiza'yla Emenike'nin futbolunu izlemek gibi tiksinti verici! Reşat Halife'yle Edip Yüksel; iki sahte Peygamber! Şota’yla Arçil gibi, fasulyeyle pilav gibi, ayrılmazlar… Yalnız, burada fasulye Edip! Çok kuru sıkı sallıyor. Allah: "Muhakkak ki Kur'an'ı Biz indirdik. Onun koruyucusu da elbet Biziz." (Hicr 9) Edip Yüksel: Tevbe suresinin son iki ayeti Kur’an’a sonradan eklenmiştir(!) Kur'an fazladır(!) Şia: Ehli Beytin faziletiyle ilgili ayetler, sahabeler tarafından Kur’an’dan çıkarılmıştır(!) Kur'an eksiktir(!) Cahil Müslüman: Kafam karıştı hocam! Hoca: Ne ayaksınız oğlum siz?..
592 syf.
5/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Azra Kohen - Gör Beni
Bugün Azra Kohen’in kitabıyla devam edeceğiz. Gerçekten iyi ki varsın Azra diyebileceğim bir kitap. Ve bugün ilk defa satır arasında siz dinleyici olarak dinleyeceksiniz ama ben biraz Azra’ya karşı konuşmaya çalışacağım. Ben gerçekten hayatımda iyi ki varsın Azra, ben böyle eğlence görmedim dediğim bir kitapla karşı karşıyayız. Hoş tabi benim
Gör Beni
Gör BeniAkilah Azra Kohen · Everest Yayınları · 202016,8bin okunma
Reklam
264 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kız kardeşlerime ithafen :)
Birgun kadınlar günü etkinliğine katılmıştım. Katılmak derken de öyle okul yolu üzerinde olduğundan ötürü ordan geçmek durumunda kalmıştım. Ama katıldım. Çünkü baya bekledim o alanda. Neyse etrafı izlemeye gözlemlemeye başladim. Kötü bir huy mu desem bilmiyorum ama etraftakilerin konuşmalarına bazen odaklanır baya dikkatlice dinlerim. O gün yine
Feminizm & Erkekler
Feminizm & ErkeklerNikki Van Der Gaag · Aram Yayınları · 201719 okunma
232 syf.
10/10 puan verdi
Her Ne Halde Bulunursan Bulun, Sadece Hüsnüzan
Fatma Barbarosoğlu’ndan okuduğum bu ikinci kitap. Yazarın daha önce “Müşteri Velinimetimizdir’ kitabını okumuştum. Son On Beş Dakika kitabını okumaya başladığımda onun bir roman olduğunu anlamadım. Sanki ayrı ayrı hikayelermiş gibi geldi ilk yazılar. Birinci bölüm böyle gitti. Ama ikinci bölüme geldiğimde gördüm ki birinci bölümdeki hikâyelerin
Son On Beş Dakika
Son On Beş DakikaFatma Barbarosoğlu · Profil Yayıncılık · 2012179 okunma
Okurken Hayal Etmenizi Düşünmenizi Rica Ediyorum..
Bir arkadaşınız var. Lise de aynı sınıfa düşüyorsunuz. Müzik zevkleriniz sevdiğiniz derler her biri aynı. Arkadaşlığınız güzel bir şekilde ilerliyor. Lise dönemi işte bilirsiniz türlü iğrençliklerde şakalar yapıyorsunuz yeri geliyor canınızı yakıyorsunuz ama bi ufak gülümseme ile canınızın yanması geçiyor. Beraber okuldan çıkıp trene biniyorsunuz.
Sadece düşünün ve hayal edin
Bir arkadaşınız var. Lise de aynı sınıfa düşüyorsunuz. Müzik zevkleriniz sevdiğiniz derler her biri aynı. Arkadaşlığınız güzel bir şekilde ilerliyor. Lise dönemi işte bilirsiniz türlü iğrençliklerde şakalar yapıyorsunuz yeri geliyor canınızı yakıyorsunuz ama bi ufak gülümseme ile canınızın yanması geçiyor. Beraber okuldan çıkıp trene biniyorsunuz.