Dirliğimiz varsa, kuvvetli birliğimiz olsun...
Bir şekerle mutlu olan, biraz sesini yükseltsen gözleri dolan o çocukları katlettiler be kardeşim. İçin nasıl sızlamaz ki? Bayramda kapına şeker almaya gelen çocuklardan tek farkı şerefsiz namert bir düşmana sahip olmaları.
Maalesef onların hazin kaderi de böyle... Sen bizdensin kardeşim, bu toprakların insanı her zaman mazlumun yanında olmuştur. Hadi durma kardeşim.
🇵🇸
O kadar doğru bir alıntı ki...
Hilal Kucur
@Hilal_1022
·27 May 21:20
“Yaşam bir ders kitabıdır.Önemli olan onu nasıl okuduğundur…”
Halil İbrahim Uçar
Bu şehri yüreğime gömmeye razı olmuyor kalbim. İçim parçalanıyor. Müslümanların ellerini, kolları ile bağlıyor olması midemi bulandırıyor.
Bizim bu uslanmayışımız var ya, yeyip bitirecek bizi, dinimizi, kimliğimizi, izzetimizi...
Ve korkarım böyle böyle al aşağı olacağız.
Benim fikrim o ki
Bu imtihan, bu sancı, bu kaygı, bu günah bize! Bu sitem, bu kahroluş: cesaret edemeyeşimize...
Biri de çıkıp diyemiyor mu?
Hadi kalkın!
Başımızı secdeye kavuşturalım
Saygı duyalım ilk kıblemize
Hadi, kardeşlerimizin elinden tutalım!
Gidelim dönmemecesine
Uyanın!
Davamız alev alsın, üflememiz yeter küllere!
Davasız insan, adresi bilmeden taksiye binen insana benzer
Bir yolumuz olsun, o yolda ölelim!
Zaten, mesele yolda olmak değil midir?
Haydi kalkın Filistin'e gidelim
Ama oturmak, kulak tıkamak, olmuyor, yakışmıyor.
İnsanlık ölüyor harekete geçmek için kaç Rafah daha feda etmen gerekir.
"Kork o mahkemeden ki,
hâkimin kendisi şahittir!!!"
İMÂM CAFERİ SADIK
The World is Yours, Tony Montana ve Shakespeare.
"The World is Yours"
AL PACINO'nun başrolünü oynadığı "Scarface" filminden bir alıntı.
Fakat sıradan bir alıntı değil, bu alıntı filmin en büyük felsefesi aslında.
Yaralı Yüz filmi usta sanatçı Al Pacino'nun en büyük eserlerinden biri aslında, çoğunluk buna hemfikir fakat sorduğumda genelde "Ağğbii Al Paçinooo
Eyvâh! Beş on kâfirin îmanına kandık;
Bir uykuya daldık ki: cehennemde uyandık!
Mâdâm ki, ey adl-i İlâhi yakacaktın...
Yaksaydın a mel'unları... Tuttun bizi yaktın!
Küfrün o sefil elleri âyâtını sildi:
Binlerce cevâmi' yıkılıp hâke serildi!
Kalmışsa eğer bir iki mâbed, o da mürted:
Göğsündeki haç, küfrüne fetvâ-yı müeyyed!
Dul kaldı kadınlar, babasız kaldı çocuklar,
Bir giryede bin ailenin mâtemi çağlar!
En kanlı senâatle kovulmuş vatanından,
Milyonla hayâtın yüreğinden gidiyor kan!
İslâm'ı elinden tutacak, kaldıracak yok...
♡...Ve biliyor musun ki, seni sevdiysem, bütün ruhların yaratıldığı ve henüz ruhlara cesetlerinin biçilmediği o mecliste, senin yanında yer almış olduğumu hatıramda taşıyor olduğumdandır bu.
♧Yûsuf ile Züleyha
Nazan Bekiroğlu
Doğduğum, büyüdüğüm yerden hiç gitmeseydim bunlar yine olur muydu? Bazı şehirler tanıdım çünkü. Önce anlamadım insanları. Sonra da ne yaparsam yapayım anlayamayacağımı anladım. Daha kendimi bile anlamazken... Azınlıkla güldüm, eğlendim; çoğunlukla gülüyor, eğleniyor gibi yaptım. Kısmen de astım suratımı, oturdum aşağı. İşte o zaman da fark ettim
Şiir gibi bakan kadınları,
Şiirden anlayan adamlar sevmeli.
Sevmeli ki,
Ziyan olmasın o mısralar..
Ama,
Ne şiir var, ne de şiirden anlayan..
İslam Ülkeleri Gazze’yi Neden Sahipsiz Bırakıyor? ~3
Bugün, İslam coğrafyalarının başına musallat olan o idarecilerin ipleri birilerinin elinde. O birileri de kim belli işte Amerika, İsrail.Onlar da diyorlar ki, biz izin verdiğimiz kadar ancak konuşabilirsiniz. Şu kadar konuşabilirsiniz. Eğer bizim izin verdiğimiz oranı aşarsanız, o zaman biz size şöyle yaparız, böyle yaparız ki, yapıyorlar da zaten ipleri bir kere kaptırdıkları için. Dolayısıyla bugün Müslüman coğrafyalarının yöneticilerinden bir şey beklemek, inanın ki beyhude bir bekleyiş. Yani böyle bir bekleyişe girip de yeniden, yeniden, yeniden hayal kırıklıklarına uğramanın bir anlamı yok. İnanın ki bir şey çıkmayacak. İnşallah yanılırız. İnşallah bu söylediklerimizi geri almak zorunda kalırız ama şimdiye kadar olmadı. Görünen o ki bundan sonra da olmayacak. Dolayısıyla böyle bir beklenti içerisine girmenin hiçbir alemi yok ki. Yakın bir zamanda gördük işte toplandılar, yine konuştular, konuştular, dağıldılar. Hatta dağılırken de düzenledikleri bildirilerde bile öyle şeyler söylediler ki, hiç o bildiriler yayınlanmasaydı daha da iyi olacak dediğiniz bir noktada mesele işte...
Muhammed Emin Yıldırım