Psikolojik kurgu olarak tanitilan kitaba felsefi kurgu demek daha doğru geldi bana. Kendisi de bir felsefeci olan yazarin niyeti uzerinden bakarsak, fenomenoloji yöntemini çok güzel ornekledigini görürüz. Özne (okur) kendi edimlerinden kaynakli ön kabullerinden ve nesneden (kapici kadin) kaynakli önyargılardan, genellemelerinden kurtuldugunda karşısına Rene karakterinin özü çıkar. Bu yöntem Hussel'in doğru bilgiye ulaşma yöntemidir.
Kitaptaki ikinci felsefik gönderme de kitabin ismindeki ve aslen Schopenhauer a ait olan kirpi metaforudur. Soğuk bir kış günü birçok oklu kirpi donmamak için birbirlerine yaklaştılar, dikenleri birbirlerini acıtınca uzaklastilar ve soğuktan donmakla oklarin acısı arasinda bir ikilem yaşadılar. Bu hareketleri her iki duruma da alışıncaya kadar sürdü. Bundan şöyle bir sosyloljik sonuca varabiliriz: türlü çeşitli insanlarla bir arada yaşıyoruz, bir arada var olmak istiyorsak nezaket, zarafet ve görgünün belirlediği ortak bir noktada bulusabilmeliyiz. Kimseyi hor görmeden, insanlari sınıflara ayırmadan, etiketlemeden özlerini farkedebilmek de zarafet göstergesidir. Kirpi bile bu zarafeti gösteriyorsa....