Oğuz Atay, edebiyatımıza çok farklı bir renk, yer yer yok artık dedirten değişik ambiyanslarla örülü bir anlatım tarzı.Biraz karmaşık da olsa çok farklı kapılar aralayan bir üslüp...
İç muhasebeler, ruhsal olgular, kişinin kendi derin buhranlarına yönelirken değerlendiren, değerlendirirken de eleştiren zirve bir isimdir.
Ruhsal insan boyutlarını olağan dışı bir teşkale ile zihnimizi gıdıklayarak ve sonrasında da sarsacak şekilde sunuyor.İnsanın bu teşkaleli süreçte değişmesini mükemmel bir itina ile toplumsal bir devrime bağlıyor.
Tehlikeli Oyunlar:William Shakespeare'in Hamlet,James Joyce'un Ulysses ve Nobokov'un Solgun Ateş eserlerinden etkilenen roman(meta-kurgu, kurgu içinde kurgu)tekniğiyle ülkemizin ilk postmodernist romanlarından biri niteliğindedir.
İnsanı kitleyen, düğümleyen, kimsenin açamadığı ruhi bunalım sancılarını Absürd bir biçimde gün yüzüne çıkaran, gizli evrenimizde haps olduğunun idrakine vardığımız sandığımızdan; bilinçaltı oluşumlarımızı ilmek ilmek açığa çıkaran, ölümsüz olmaya aday Oğuz Atay ve önünde saygı ile eğildiğimiz eserleri...
-Bir gün Atay'ın romanlarını çok seveceğiz. (Oktay Akbal)
-Kitaplarını okuyana kadar onun yaratıcı kişiliğinin farkına varmadığımı itiraf etmeliyim.
(Halit Refiğ)
Eserlerine ulu bir tören ile başlayıp hazin bir tören ile bitiriyorum.İyi Okumalar...