Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Günümüz Özel Sektör
" Git altı saat yemen içmen giyinmen için çalış, sonra gel fabrikama ve bana altı saat boyunca kölelik et!"
Reklam
Dünyada emsali görülmemiş dershane-okul iki lemi son bulacak. Dershaneler özel okul olacak.
Sayfa 212 - "Eğitim Siyasetimiz Ne Olmalı" yazısındanKitabı okudu
Susmak rüzgâr çığlığı gibiydi bende; Konuştukça bir yaprak dökümü sende.... (Oktay Rıfat)
Darısı bize diyelim.
Her ülkede, üniversite bilim adamları arasında devlet veya özel kuruluş yöneticiliğine geçenler çoktur.
Sayfa 61 - Otopsi YayınlarıKitabı okudu
"Bütün karanlığı versem size giden geceyi durduramazsınız" Oktay Rifat
Reklam
Cedric'lere Özel :)))
Nedir bu dünya hali Nedir bu bozuk düzen Dün çıktı yumurtadan Bugün sevdalı kumru
Sayfa 36 - YkyKitabı okudu
Türk biliminin Türkiye’ de gelişmesini önleyecek bir büyük engel de eğitim düzenimizin gitgide ve hızla yabancılaşmış, adeta misyonerlerin yaptırdığı bir eğitime dönüşmüş olmasıdır, 1953 yılından başlayarak Türk okullarının pek çoğunda yabancı dille, özellikle İngilizce olarak eğitim yapılır olmuştur. 1953’ten önce sadece St. Joseph gibi, Robert Kolej gibi misyoner okullarında böyle bir eğitim uygulanıyordu. 1953’te Türk Eğitim Derneği’nin gerçek bir milli eğitim amacıyla l930’larda kurulmuş olan Yenişehir Lisesi (ki ben bu okuldan Türkçe eğitim görerek 1953’te mezun oldum), İngilizce ile eğitim yapan Ankara kolejine dönüştürüldü. Bu işi örgütleyen İngiliz Mr.Brownı'ng, yirmi yıl sonra İngiltere Kraliçesi’nden madalya aldı. Çünkü başlanan yabancı oyunu tuttu ve hızla Türkiye’de yayıldı. Öğrenmeye, ilerlemeye büyük iştiyakı olan halkımız çocuklarımız, yabancı dil öğrensin, diye aldatıldı. Halbuki kendi anadilini bir kenara atıp ortaokuldan itibaren dersleri yabancı dilde okumak şeklinde bir yabancı dil öğrenme yönetimi hiçbir aklı başında ülkede yoktur. Bugün dışarıda, özel yöntemlerle bir yabancı dil birkaç ayda yoğun kurslarda Öğretilebiliyor. Bunun için kendi dilini dosdoğru konuşamayan, gitgide yarı Türkçe, yarı İngilizce konuşup bununla böbürlenen nesiller yetiştirmeğe hiç lüzum yok.
kültürel Soykırım. işte mühim mesele bu
Millet kandırılmıştır. Yabancı dil takviyeli yabancı dil dersleriyle, yaz kurslarıyla özel dil öğretme teknikleri ile uzmanlar tarafından kolayca öğretilir. Bize yapılan ise, "kültürel soykırımdır"
Reklam
Bizdik pencerede, bizdik gelen geçen; Bizdik akşamla çıtırdayan ve susan Susmak rüzgâr çığlığı gibiydi bende; Konuştukça bir yaprak dökümü sende.... (Oktay Rifat)
Eğitim, bir takım dershanelere yazılmak, ilk, orta, liseye gitmek, paran varsa velilerin büyük fedakârlıkları ile özel okullara yazılmak, not almak, dershanelerde nasıl notalınacağını öğrenmek, ondan sonra alfabe çorbası gibi isimleri olan bir takım sınavlardan geçmek, konuyu hiç anlamadan, abc hangisini işaret edileceği taktiklerini öğrenerek, bir diploma almak, ondan sonra da yatmak ve her firsatta memleketi satmak, değildir. Eğitimin gayesi bu değil arkadaşlar. Eğitimin gayesi, insanı, kendisi ve toplumu, halkı, milleti için değer yaratacak düzeye getirmektir. Fakat eğitimin bir ikinci gayesi daha vardır. Onu pek söyleyen yok. (Birincisini de pek yok ama hadi neyse; ikincisini söyleyen hiç yok.) Eğitimin ikinci gayesi ise, bir milletin geçmişiyle geleceği arasında köprü kurmaktır. Yoksa geçmişine bir makas atıp ondan sonra toplumun köksüz, darmadağın bir kuru kalabalığa dönüşmesini sağlamak değildir.
"Bütün karanlığı versem size giden geceyi durduramazsınız" #Oktay Rifat
"Kadınlar için şu özel evlerden açmaya başlamışlar, duymuş muydun?" "Sığınma evlerini mi diyorsun?" "Evet. Sığınma evleri... Sence bu çözüm olur mu?" "Nereden bileyim. Biraz zaman geçsin, sonuçları görelim bakalım." "Ben hiç ihtimal vermiyorum açıkçası. Hem aileleri dururken ne diye sığınma evlerine gitsin ki kadınlar?" "Çünkü aileleri destek olmayan kadınlar gidecektir o evlere ya da ailesi olmayanlar."
Oktay Rifat ve Nâzım Hikmet
Oktay Rifat’ın dünya görüşünün şekillenmesinde etkili olan kişilerden biri de teyzesinin oğlu Nâzım Hikmet’tir. Hiçbir zaman çok yakın olmayan iki kuzen, politik olaylara verilen tepkiler ve şiir konusunda da birbirlerine mesafelidir. Oktay Rifat bu mesafeye rağmen Nâzım Hikmet’in açlık grevini Orhan Veli ve Melih Cevdet’le birlikte desteklemiş ve açlık grevi yapmıştır.
308 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.