Rüyalar yaşanır, hayatlar yorumlanırdı. O zamanlar, her şey gibi insanların yüzleri de o kadar anlamlıydı ki, oku ma yazma bilmeyenler ve aifayı meyve, a'yı şapka ve elif'i mertek sananlar bile, yüzlerimizin üzerlerindeki apaçık an lamın harflerini kendiliğinden okumaya başlarlardı.